Okullar sancılı açıldı. Milli Eğitim bu dönemde de geçer not alamadı.

Bir milyonu aşkın öğretmen ve 17 buçuk milyon öğrenci için eğitim öğretim yılı sorunlarla başladı. MEB her ne kadar açıklama yapsa da kayıtlar sırasında okul idareleri tarafından velilerden istenen kayıt ücretleri bu yıl da tartışma konusu oldu.Velilerden fotokopi kâğıdı, tahta kalem, el sabunu, temizlik malzemeleri bile istendi.

Liselere yerleştirmede nakil dönemi sona erdi, ancak öğrenci ve velilerin okul arayışı bitmedi. Öğretmen açığı kapatılmadı. Bakanlık, en son 20 bin sözleşmeli öğretmenin atamasını gerçekleştirdi ama MEB’in kaynaklarına göre 80 bin öğretmen açığı var. İkili eğitimi tümüyle kaldırmayı hedefleyen bakanlık derslik gereksinimini karşılayamadığı için tekli eğitime geçilemedi.

***

Eğitim Sen’in hazırladığı rapora göre eğitimde yanlış politikalar sonucu öğrenci ve aileler perişan oldu: “Kamusal eğitimin tasfiyesi sürdürülürken özel öğretim ve dini eğitim veren okullar doğrudan teşvik edildi. Özel öğretimin payı arttı. Özel anaokulu sayısı resmi anaokulu sayısından bin 19 daha fazla. OECD ortalamasında 8 bin 759 dolar olan öğrenci başına yapılan yıllık harcama Türkiye’de 3 bin 591 dolar. İktidarın gözbebeği olan imam hatip okullarına verilen destek artarak devam etti. Okullaşma politikası siyasi gereksinimler ve hedeflere göre oluşturuldu. Eğitim, Diyanet'in ve dini vakıfların kuşatması altına girdi.”

***

Milliyet Gazetesi'nin eğitim yazarı Abbas Güçlü de hala gideceği okul belli olmayan yüzlerce öğrenci olduğunu belirterek eğitimin her bölümünde belirsizlikler oluğunu söyledi. Güçlü, okulların açılışı öne çekildiğini, iki de ara tatil verildiğini kaydederek ders ve teneffüs süreleri azaltılırken ilgili yönetmelikleri değiştirmeyi unutulduğunu kaydetti. Güçlü, böylece ortaya karmakarışık bir sistem çıktığını vurguladı.

Sonuçta eğitimi sorunsuz gösterme çabaları devam ediyor. Anımsayın, geçmişte ders kitaplarında Atatürk ve devrimlerini içeren bölümleri. Bir de bu güne bakın ne kaldı geriye. İnkılap Tarihi dersi bile kaldırıldı. Gençler, Türk devrim tarihini bilse ne olur? Bilmese ne olur? Hani cemaat ve tarikatlar eğitimde yer almayacaktı? Onlar örgütlenmeyi tamamladı bile. Burnumuzun dibinde İstanbul’da yüzlerce tekke olduğunu biliyor muydunuz?

Atatürk’ün bir sözü ile noktalayayım yazımı: “Eğitim, kültür ve bilgi, aydınlığa açılan en geniş penceredir.”

Haftaya yeniden buluşmak üzere hoşça kalın dostlar.