Tam bir milyon çocuk. İddia böyle. Bir milyon sübyan tarikat ve cemaatlerin elinde! Dehşet verici bir rakam. Dokuz Eylül Üniversitesi Öğretim Üyesi Profesör Esergül Balcı ve ekibi bir yıl boyunca araştırmış. Türkiye'de tarikat ve cemaatlerin eğitim sistemindeki dehşet verici etkilerini ortaya koymuş.
Hazırladıkları rapora göre ülkede 2.6 milyon kişinin tarikatlarla organik bağı var. Yalnızca İstanbul'da 445 tarikat ve kolu, medrese ya da Kuran Kursu adı altında binlerce çocuğa eğitim veriyor. Üstelik bu çocukların bir kısmı henüz okul çağına bile gelmemiş.
Raporda özellikle taşrada devletin eğitimden kademe kademe çekildiği, bazı bölgelerde okulların kapatıldığı vurgulanırken, ailelerin yoksulluk ve sahipsizlik nedeniyle çocuklarını tarikatlara teslim ettikleri belirtiliyor. Doğu ve Güneydoğu'daki medreselerin İran, Irak ve Suriye gibi ülkelerdeki benzer yapılarla irtibat halinde olduğu kaydedilen raporda, bu durumun terör kadar ciddi bir güvenlik sorunu olduğu da vurgulanıyor.
Bir rapor da Eğitim-Sen Bursa Şube Başkanı Özkan Rona, açıklamasında ülkemizde “Değerler Eğitimi” adı altında verilen eğitimin nasıl yozlaştırıldığını anlatıyor. Nedir değerler eğitimi? Okul öncesinde ve öğrenim çağında çocuklara belli değerleri öğretmek, onları kavramasını sağlamak. Bu değerler, saygı, sevgi, sorumluluk, işbirliği, barış, dürüstlük, hoşgörü, uyum gibi çeşitli erdemlerden oluşuyor. Değerler eğitiminin özellikle 'Yaşayan değerler' programı Milli Eğitim Bakanlığınca da desteklenmekte.
İyi güzel de bu programı evrensel değerler üzerinden belirleyebiliyor musun? Farklılıkları yok sayabiliyor musun? Dışlayıcı, ötekileştirici unsurları yok edebiliyor musun? Yalnızca bir dinin ve mezhebin öğretilerini, inanç sistemini, benimsediği değerleri okullarda öğretmek programın amacında olabilir mi?
Üniversitelerin eğitim fakültelerinde bu eğitimi verme. Öğretmenlere bu konuda hizmet içi eğitim verme. Onların bu konudaki bilgileri geliştirip, bilgilerini güncelleme, sonra 'Değerler Eğitimi' veriyorum de. Hadi canım sen de.
Peki kimler veriyor bu dersleri? Onu da araştırmışlar. Bu uzman öğretici (!) kişşilerin sosyal medya hesaplarından birkaç örnek verelim kim olduklarını tahmin edin;
“Ali Kuran oku! Top attığın yeter Ali. Aslına dön”
“Türkiye'nin askeriyiz. Başkomutan Tayyip!”
Daha neler neler. Kadın ve erkeğin tokalaşmasına karşı çıkan, medrese eğitimini öven, Saidi Nursi ve Risalesi Nur'dan bölümler aktaran, küçük yaşta kız çocuklarının Kuran okuduğu resimleri paylaşan sözde uzman öğreticiler!
Bir taraftan FETÖ'yü temizleme çabaları, diğer yandan devlet okullarını yeni cemaatlerle, tarikatlarla doldurma gayretleri. FETÖ benzeri oluşumlara çanak tuttuğunuzun farkında değil misiniz?