Özellikle savaş ve yoksulluğun hüküm sürdüğü coğrafyalarda yaşam mücadelesi veren çocukları korumak ve koşullarını iyileştirmek için 20 Kasım 1989’da tarihinde Birleşmiş Milletler "Çocuk Haklarına Dair Sözleşme"yi imzaladı. Türkiye de sözleşmeyi 1995 yılında uygulamaya koydu. Ancak çok sayıda çocuk, sayısız hak ihlaline maruz kalmaktadır.

***

Çocukları düşünmeyen milyonlarca kişi aşı olmuyor. Hastalığı bile bile çocuklara buluşturuyorlar. Eğitim ve sağlık sisteminden kadın politikalarına kadar her alanda çocukların yararını değil, kendi çıkarlarını düşünen mevcut sistem; çocuklarımızın sahip olduğu heyecan, merak ve yaratıcılıktan açıkça korkmaktadır.

Türkiye 1995 yılında Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni bazı önemli maddelerine çekince koyarak çocuklar arasında etnik köken, din ya da kültüre dayalı ayrımcılık yapılması meşrulaştırılmıştır.

Çocuğun cinsel istismarı suçu için dolayısıyla 2010 ile 2018 yılları arasında toplam 153 bin 250 yargılama yapıldı. Son 16 yılda 18 yaşın altında 440 bin çocuk doğum yaptı. Cinsel suçların yüzde 46’sının çocuklara karşı işlenirken, çocuğun cinsel istismarında Türkiye’nin dünya listesinde 3’cü sıradadır.

***

Çalışan çocukların bir bölümü tarım sektöründe ucuz iş gücü, bir bölümü de ücretsiz aile işçisi olmaktadır. Çocukların sömürü aracı olarak kullanılması beraberinde çocuğun eğitim hayatından kopmasını getirmekte, çocuğun ihmal ve istismarının başlangıcını da çocuğun eğitim hayatından koparılması oluşturmaktadır.

Türkiye’de yaklaşık her üç çocuktan biri, başka bir deyişle 7 milyondan fazla çocuk şiddetli maddi yoksunluk çeken hanelerde yaşamaktadır.Türkiye’de 2 milyonu aşkın çocuk işçi bulunmaktadır.

***

Çocukların erişkinlerden farklı fiziksel, fizyolojik, davranış ve psikolojik özellikleri olduğu, sürekli büyüme ve gelişme gösterdiği bilincinin yerleşmesi, çocukların bakımının bir toplum sorunu olduğu ve bilimsel yaklaşımlarla herkesin bu sorumluluğu yüklenmesi gerekmektedir. Türkiye’de çocuk haklarına yönelik olarak ortaya çıkan karanlık tablo, çocuk haklarının ülkemizde sadece kâğıt üzerinde kalıyor. Çocuk hakları, aynı zamanda insan haklarıdır.

Yazıyı Atatürk’ün bir sözüyle bitirelim: “Küçük hanımlar, küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı ve ikbal ışığısınız. Memleketi asıl ışığa boğacak olan sizsiniz. Kendinizin ne kadar önemli, değerli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız. Sizlerden çok şey bekliyoruz.”

Haftaya yeniden buluşmak üzere hoşça kalın dostlar.