Her biri 30-40 yıllık hakimler...
Ayrıca mesleklerinin zirvesindeler.
İçlerinde yüksek lisans yapmış olanlar, akademisyen olanlar, devletin üst düzeyinde bürokratlık yapmış olanlar var...
82 milyon kişinin gözleri onların üzerinde.
Verecekleri karar tarihe not düşecek.
Öyle ki geçmişte aldıkları yanlış kararlar belki de unutulacak.
İktidarın sahneye koyduğu bir tiyatro oyunu var.
Senaryoda figüranlar, yardımcı oyuncular belli.
Bazı bakanlar, üst düzey bürokratlar, kepaze medya, tetikçi ajans rollerini kapmışlar.
Oyunda başrolü ise bu hakimlere, YSK'ya vermek istiyorlar.
İşte bu noktada onlara, YSK üyelerine seslenmek istiyoruz; iktidarın sizlere biçtiği rolü kabul etmeyin.
Dik durun, eğilmeyin.
Baskılara, tehditlere, şantajlara karşı direnin.
Hukuk neyi gerekli kılıyorsa onu yerine getirin.
Hukukun üstünlüğünden şaşmayın.
Alacağınız kararın asla siyasi olmamasına özen gösterin.
Biliyoruz AKP, iktidar gücünü ve yalaka, yalancı medyayı da yanına alarak süreci etkilemeye, kurul üyelerini etki altına almaya çalışıyor.
Gazetecilikte bir deyim vardır; ''Gazeteciysen boyun eğmeyeceksin, boyun eğeceksen (gazeteciyim) demeyeceksin''.
Bu deyimi bütün onurlu meslekler için yaygınlaştırabiliriz.
Milletin verdiği mazbatayı YSK hala sahibine iletmiş değil.
Elbette mazbata sonuç olmayacak.
Her türlü yalana, iftiraya başvuranlar 'Olağanüstü itiraz' adı altında İstanbul seçimlerinin yenilenmesini isteyecekler.
Tarihi bir sorumluluğu ve görevi var YSK'nın.
Bu itirazı en hızlı biçimde görüşüp reddetmek ve Ekrem İmamoğlu'nu resmen İstanbul Belediye Başkanı olarak ilan etmek...
Bu seçim Türk siyasi tarihine unutulmaz bir seçim olarak geçecek.
İleride çocuklarına, torunlarına bu seçimleri anlatacak kişilerin arasında ''Ben o seçimlerde hiçbir baskıya boyun eğmedim. Dik durdum. Seçimler bittikten sonra geceleri yastığa başımı koyduğumda, hiçbir seçimde olmadığı kadar rahat uyudum'' diyecek insanlar olması en büyük umudumuz.