Aile dostlarımdan birinin yakını işinin zirvesine çıkmak amacıyla İstanbul'dan İzmir'e geldi. Dolayısı ile amacını gerçekleştirmek için Körfezin doğusunda sarmaşık gibi peş peşe sıralanan çok katlı binaların birinde 43'ncü katını kiraladı. Orada iyi ilişkiler kurmak için hayli donanımlı idi. Kısa sürede güven inşa ederek "Bu kişiyle iş yapılır" dedirtecek noktaya geldi.

On yıl önce Andrew Sobel ile Jerold Panas imzasını taşıyan "Güçlü sorular/ Power Questions" kitabın girişinde "Kariyerinizde ve hayatınızda başarıya ulaşmanıza yardımcı olacak 337 temel soru ve cevap vardı. İşte onların özeti şöyleydi: "İlişkiler kurun, Yeni işler kazanın ve insanları etkileyin..." 

Evet, birçok aile toplantımızda başta çocuklarım ve torunlarım olmak üzere üniversitede eğitim alan çocuklarımıza da hep yukarıdaki gibi sözle girip gerçek bir ufuk çizgisi çizerim. Kitabın yazarları da şöyle sesleniyor: "Yeni ve heyecan verici ilişkiler kurmak, kariyerlerinde yükselmek ve etrafındaki herkesi motive etmek isteyen kadın-erkek herkese; bu kitap size adanmıştır. Siz de bizim gibi bazen soruların cevaplarından daha önemli olduğuna inanıyorsanız, kariyerinizde ve hayatınızda başarıya ulaşmak için doğru yoldasınız demektir."

Bakın, tarihimize mana, milli benliğimize güç katan kütüphaneler dolusu birbirinden seçme eserlere sahip bulunuyoruz. Yeter ki bunları açıp okumamız gerek. Örneğin; İlyasoğlu Mercimek Ahmed'in iki ciltlik "Kâbus nâme" si ve Kınalı zade Ali Efendi'nin "Ahlak / ahlâk-i alâ'i) bunlardan bazıları...

***

İsterseniz tarih sayfalarını hızla çevirip yaşadığımız bugünlere dönelim. Hatta, işi uzatmadan "dün ve bugün" gözlüğünü takıp, 10 gün önce kutlamaya çalıştığımız "Yeni yıl" a bir bakalım. TV. Ekranlarında uzatılan mikrofonlara "2024 nasıl geçti? Sorusuna gelen cevaplar şöyleydi: Kan, gözyaşı, yolsuzluk, hırsızlık, yoksuzluk, fakirlik, kaos...

2025 için de "Gelen gideni aratmasın" dedik. Sizce aratır mı?

Pardon, giden yılın adını Sn. Erdoğan "Emekli yılı" diye koymuştu değil mi?

Peki 10 gündür yaşadığımız yıl içinde ekonomist Sn. Erdoğan "Aile yılı" deyip, emeklilerin sokağa taşan aile dramlarının ve aile bireylerinin feryadını kesmeye mi çalışıyor acaba? Aile Bakanı Sn. Mahinur Göktaş, sosyal medya hesabından bu konuda her türlü çalışmayı zirveye taşıyacakları müjdesini verdi. Emekli Yılı'nın ilanı iyi mi, kötü mü oldu? Daha doğrusu eğrisiyle, doğrusuyla "Aile yılında" yaşayıp göreceğiz. Erdoğan bunu 3 gün sonra ilan edecekmiş.

Aile yılı... Bilinen o ki, Aile yılını ilk kez 1994'te BM tarafından uluslararası ölçekte ilan edilmiş ve 15 Mayıs'ın da "Uluslararası Aile Günü olarak 30 yıldır kutlanıyor.

Küçük notlar olarak vereyim: Aile, akrabalık ilişkisiyle birbirlerine bağlanan fertlerin bir araya getirdiği topluluktur. Toplumun en küçük birimidir. Anne ve baba ...

Bizim Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) e göre aralarında akrabalık bağı bulunsun ya da bulunmasın aynı adreste yaşayan toplulukları ifade eden "hane halkı" sayısı geçen yıl itibariyle 26 milyon309 bin 332 olarak belirlendi. 2022'te 26 milyon 75 bin seviyesindeydi.

Türkiye'de yalnız yaşayanların sayısı 5,2 milyona yaklaştı. Tek kişilik hane halkı sayısı son 10 yılda yüzde 77,2 artarak 5 milyon 192 bin 825'e ulaştı. 

Kısa bir not daha düşeyim; Türkiye'de 3 çocuktan 1'i yoksul...

Eh! Sn. Erdoğan'ın ailelerden istediği 3 çocuk olduğuna göre, hesabı sizlere bırakıyorum. 

Emekliler yılından sonra "Aile yılımız" hayırlı olsun...

Saygılarımla.