Zühal Yorgancıoğlu, sadece Türkiye’de değil tüm dünyada saygıyla anılan İzmirli “moda sanatı” uzmanıdır. Sanatçı kimliğinin yanı sıra iyiliksever olarak da bilinen Zühal Hanım, sanat çevrelerinde “Bayan Z” olarak ünlenmiştir. 

Yıllar önce KİT-VAK’ı (Kemik iliği Nakli ve Onkolojik Araştırmalar Vakfı) kurarken aklıma ilk gelen kişi olmuştu. Nitekim, Vakıf Kurucular Kurulu listesinde adı “1” numarada bulunmaktadır. Sağlığı elverdikçe hiçbir vakıf toplantısını kaçırmayacak kadar özverili bir gönül insanıdır.

Geçenlerde telefonla görüştüğüm, 1926 doğumlu Zühal Hanım ile  Yılmaz Büyükerşen’in Eskişehir’de açmış olduğu “Zühal Yorgancıoğlu Moda ve Tasarım Müzesi” üzerine bir süre sohbet ettik. 

 2002 yılında UNESCO’nun İstanbul’da, “Kültürel Miras” konulu “Dünya Kültür Bakanları Toplantısı” yapılacağı zaman aklıma ilk gelen isim yine Zühal Hanım olmuştu. Onun, Anadolu kadınının giysilerinden hazırladığı defile, toplantıya katılan 118 ülkenin kültür bakanı veya temsilcisi tarafından  büyük bir keyifle izlenirken, bu gururu birlikte yaşamıştık.                   

BÜYÜKERŞEN:  “ZÜHAL HANIM BİZİ ONURLANDIRDI!”  

Zühal Yorgancıoğlu’nun uluslararası moda sanatı alanındaki değerini “idrak eden!” Yılmaz Büyükerşen, onun eserlerini bir müze kavramı içinde ölümsüzleştirerek “müzeler zincirine” bir halka kattı Eskişehir’de. 

Eskişehir’i modern bir kent yapmakla kalmayan, onu aynı zamanda bir Müzeler Kenti haline getiren Yılmaz Hoca ile Zühal Yorgancıoğlu Müzesini gezerken, sürekli gülümseyen aydınlık yüzüyle; “İşte böyle, deli deli işler yaptık, bu kentte!” diyerek duyduğu heyecan ve mutluluğu dile getiriyordu.  

Müzede bir de Zühal Hanımın, Anadolu desenli kaftanı ile -Büyükerşen yapımı- çok güzel bir balmumu heykeli var! Yani Büyükerşen, sadece Zühal Hanımın moda sanatını ölümsüzleştiren bir belediye başkanı olarak değil, onun eserlerini kendi becerisi ile birleştiren bir “heykel sanatçısı” olarak da yer almış bu müzede. 

MÜZEDEN MÜZEYE GEÇİŞ

Zühal Hanımın müzesinden, portre sanatçısı Ergün Başar’ın hem portrelerinin hem de balmumu heykelinin bulunduğu müzeye geçiliyor. Atatürk ve ünlülerin çok büyük boyutlardaki sanatsal portrelerinin önünde geçirilen zaman, insanın hem estetik hem de yurtseverlik duygularını besliyor. 

İçindeki sanatçı ruhu halkçılıkla buluşturan Yılmaz Hoca, çıtayı çok yukarılara çekti. Kendi yerine uygun gördüğü Ayşe Başkan’ın Hoca’dan yararlanmaya devam etmesi de çok akıllıca olmuş!  

Eskişehir’i görmek için çok neden var!