1960'lı yıllar... Siyahilerin, Amerika'daki ırk ayrımına yönelik yasalara karşı mücadelesi sürüyor... Kullanılmaya, aşağılanmaya ve yok edilmeye karşı direniyorlar. O tarihlerde Amerika'da siyahi olmak zor ama siyahi bir kadın olmak çok daha zor... Kanlı olaylara sahne olan ülke, bir yandan da uzay çalışmalarında geride kalmak istemiyor. Rusya ile güç savaşı, Dünya'nın dışında da devam ediyor. NASA, bu yarışta öne çıkmak için ülkenin en değerli bilim insanlarını bünyesine katmak için çabalıyor. IBM'in devasa bilgisayarı da ilk kez NASA'da. Ve başta hiç kimsenin dikkatini çekmeyen üç hesap uzmanı da kadrolarında. Üçü de kadın ve üçü de siyahi.
***
Hollywood, çok önemli bir başarı öyküsü yakalamış ve beyaz perdeye müthiş bir şekilde aktarmayı başarmış. Katherine G. Johnson, Dorothy Vaughan ve Mary Jackson tarihin anlatılmayan hikayelerinden birine sahip. 2016 yapımı "Gizli Sayılar" adlı film, uzayla ilgili sorunları müthiş zekalarıyla çözmeye çalışan bu kadınların gelmiş geçmiş en önemli NASA operasyonlarından birinde nasıl rol aldıklarını anlatıyor. Dünya yörüngesine çıkan ilk Amerikalı astronot John Glenn bütün dünyayı heyecana boğarken, arka plandaki bu 3 zeki bilim kadınının yaşadıkları sizi sarsacak.
Gizli Sayılar konusu itibariyle karşılaştırılabileceği Akıl Oyunları (2001) ve Enigma (2014) gibi filmlerden belirgin bir şekilde ayrılan bir çalışma. Matematik dehalarının hayat hikayelerine odaklanan bu filmlerin aksine, Gizli Sayılar izleyenlere delilik, dahilik ve rekabet temalarını ön plana çıkaran bir hikaye anlatmıyor. Alışıldık ‘dahi’ temsilini tersyüz eden filmin başkarakterleri bir yandan ülkelerinin ve dünyanın kaderini değiştirecek projelerde çalışırlarken bir yandan da kendilerine ve ailelerine iyi bir gelecek kurmak için gündelik kaygılar yaşıyorlar. İşe giderken bozulan arabalarını tamir ediyor, iş yerinde beyaz erkeklerin kendilerini kabullenemeyişi ve ego savaşı karşısında dik durmak için büyük bir çaba sergiliyorlar.
Karakterlerin, erkek egemen dünyada, siyahi Amerikalı kadınlar olarak verdikleri savaş alkışı hak ediyor.
***
Aslında bu mücadele hala devam ediyor ama artık Amerika'da değil. Bizim ülkemizde... Bunu da bize en iyi rakamlar gösteriyor. 14 yaş üstü 31 milyon kadının yüzde 66’sı evde oturuyor. Yani bu da 19-20 milyon kadın demek. Üretime katılamayan kadınlar Türk ekonomisinin kaybı, yani hepimizin cebinden giden paralar anlamına geliyor.
Ama elbette bu savaşı kazanan, hatta Amerika'da NASA'da çalışan kadınlarımız da var. Başardıklarıyla gururumuz olan, ismini tüm dünyaya duyuran Türk bilim insanımız Prof. Dr. Feryal Özel onlardan biri...
Zekasıyla Albert Einstein, John Nash gibi ünlü bilim insanlarının yer aldığı 20 kişilik 'Büyük Fikirler' listesine girmeyi başaran bir astrofizik profesörü kendisi.
Tıp doktoru olan anne babanın çocuğu olan bilim insanımız, küçük yaşlardan itibaren evreni sorgulayan, düzensizliklerden rahatsız olan bir çocuk olmuş. 10’lu yaşlardan itibaren de fiziğe olan ilgisinin peşine takılmış ve fizikçi olmaya karar vermiş.
26 yaşına geldiğinde ise dünyanın en iyi fizikçilerinden biri olacağını kanıtlar nitelikte başarılara imza atmaya başlamış, makaleler kaleme almış. Yine o sene, NASA tarafından verilen Hubble Ödülü’ne layık görülmüş. Bu ödülle birlikte, bu ödülü alan ilk ve tek Türk bilim insanı unvanını da almış Sayın Özel. O başarısından sonra yaklaşık 15 senedir NASA bünyesinde görev alan Türk bilim insanımız, halen kara delikler üzerine çalışmalarını yürütüyor. Geçtiğimiz aylarda NASA’nın en değerli projelerinden birinin başına geçirilen Özel’in nihai amacı, üretilen yeni nesil uzay teleskobu ile uzayı ‘izlemek’.
***
Onu takip eden bir de genç Türk kızımız var. Türkiye İlayda’yı, hazırladığı fizik projesi ile TÜBİTAK yarışmasına katılan, ancak dereceye giremeyen lise öğrencisi olarak tanıdı. Sıvılardaki su oranını mıknatısla ölçebilen ucuz, hızlı ve taşınabilir bir sistem yaratan İlayda; TÜBİTAK tarafından dereceye giremediği bu projesi ile Polonya’da, 80 ülkeden binlerce projenin arasında birinci oldu. İlayda, liseden sonra üniversite eğitimi için ABD’nin Cornell Üniversitesi'ni tercih etmiş. Üniversitede mühendislik eğitimi alan İlayda, önümüzdeki seneden itibaren NASA’nın Mars’a giden roketlerle ilgili bir projesinde yer alacak.
Kadınlar her şeyin üstesinden gelebilirler. Yeter ki onları özgür bırakın!
Dip Not: Bana zaman zaman film ve kitap önerilerinde bulunan, yazılarımı eleştiren sevgili arkadaşım Pınar Pamukçu'ya çok teşekkür ederim. İnsanın güzel dostlara sahip olması ne güzel. İyi ki varsın...