Ulusal bayramlarımız, ülkemizi kurtaran ve Cumhuriyet’i kuran Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının gösterdikleri mucizeyi taçlandırmak için kutlanır. Onun çocuklarımıza armağan ettiği Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, sadece bizim çocuklarımız için değil tüm dünya çocukları için bir ilktir, uluslararası bir gurur bayramımızdır.
Bu ülkeyi yönetenler ne kadar önemsizleştirmeye ve değersizleştirmeye çalışırlarsa çalışsınlar, halkımız ve özellikle de çocuklarımız, Cumhuriyetimizin önde gelen değerleri olan ulusal bayramlarımıza giderek daha büyük coşkuyla sahip çıkmaktadırlar.
23 Nisan törenini izlemek üzere Kent Koleji Çiğli Kampüsü’ndeydim. Okulun önündeki iki küçük tribünden biri çocuklarımızın aileleri tarafından tıka basa doldurulmuştu. (Eskiden bu törenler kent stadyumlarında yapılır, halkımız oraları doldururdu. Ne yazık ki AKP iktidarı- yok edemediyse de- bu törenleri okullara bırakarak tarikatların ekmeğine yağ sürdü!)
Kent Çiğli Kampüsü’nde çocuklarımız yaptıkları konuşma ve danslarla bize müthiş bir gösteri sundular. Tören komitesi başkanı Gülçin Karayiğit’in hazırladığı program içinde dans öğretmeni Burcu Akal’ın yavrularımıza oynattığı anlamlı ve güzel halk oyunları görülmeye değerdi.
Yavrularımızın ailelerinin heyecanı da az değildi. Kutlama konuşmamı bitirirken söylediğim;
“Bu yavrularımız sayesinde ülkemiz bugünlerin sıkıntısını yaşamayacaktır. Çünkü onların önünde sizin gibi aydınlık aileler ve öğretmenlerimiz gibi Atatürk ilkelerini benimsemiş yol göstericiler vardır. Her şey çok güzel olacak!” sözlerimi çılgınca alkışlayarak beni onaylamışlardı.
Kampüs Müdürü Özge Akal’ın öğrencileri, Reşit Galip’in yazdığı -AKP iktidarına kadar her sabah sınıflarda okutulan- “Türküm, doğruyum” ile başlayan söylemi büyük coşkuyla okurken, bunun okunmasını yasaklayanlara adeta baş kaldırıyorlardı.
Anaokulu öğrencilerinin sunduğu “Türkiyem” gösterisinden sonra ilkokul öğrencileri ulusal birliğimize vurgu yapmak için “Biz Türkiye’yiz” başlıklı heyecanla izlenen oyun/gösterilerini sundular.
Kimi sınıf, “Eğilmez başın gibi!” eşliğinde Zeybek, kimisi, “Bahçesi var narı var!” diyerek Atabarı oynadılar, Güneydoğu halayları çektiler. Her bölgemizi temsil eden sunumlarda yavrularımız çok başarılıydı. Çocuklarımızın ailelerinin doldurduğu tribündeki anne-baba-büyük anne ve büyükbabalar yerlerinde duramıyor, yavrularını çılgınca alkışlıyorlardı.
Halk oyunları ve modern danslar tamamlandıktan sonra bütün öğrenciler, o güne özel hazırlanmış, büyük boy bir Türkiye haritasının çevresine toplanarak fotoğraf çektirdiler.
Çocuklarımızı yetiştiren aydınlık beyinli öğretmenlerin heyecanları da görülmeye değerdi. Hem 23 Nisan’a özel giysileriyle hem de gözlerinden taşan mutluluklarıyla hem yavrularımızı hem de yavrularımızın ailelerini kucaklıyorlardı.