Evvelden bu terim sadece sahne veya gösteri işi yapanlar için kullanılırken şimdilerde sosyal medya sayesinde hayat sadece gösteri dünyasında iş yapan sanatçılar için değil normal sıradan insanlar için de bir büyük bir gösteri dünyası haline geldi.

Evet dünya artık Show Business dünyası, gösteri dünyası. Artık neyi ve niçin yaptığın o kadar önemli değil, inanıp inanmadığın da önemini kaybetti. Artık yaptığını kaç kişiye gösterebildiğin, kaç kişinin algısını doğru veya yanlış lehine çevirebildiğin önemli.

Herhangi bir konuda etrafına ne kadar üzüldüğünü mü göstermek istiyorsun. Sosyal medya hazır. Yap küçük bir toplantı, biraz ağla, bağır çağır, üzüntülü bir yüzle ortada dolaş ve bütün bu anları fotoğrafla. Sonra gelsin Facebook veya İnstagram. Yükle bu görüntüleri yaz altına da birkaç üzüntü cümlesi. Bakanlar desinler. Aaaa, çok üzülmüş canım. Baksana ağlayıp duruyor. Sen de kontrol et bakayım kaç kişi beğenmiş, kaç kişi yorum yapmış. Tatmin edici bir rakama ulaştıysan tamam. Üzüntün tescillendi. Normal yaşamına devam edebilirsin.

Şu beğenmeler, yorumlar da ayrı bir konu. Arkadaşının şu ya da bu şekilde maruz kaldığı herhangi bir sevindirici veya üzücü durumu, arkadaşınla artık uzun zamandır pek de sıkça görüşmüyor olduğun için bilmiyorsun ama sosyal medyada durum ilan edilince en güzel, en neşeli, en acıklı vb. vb. yorumu yapmak için sıraya giriyorsun. Ya da en azından sosyal medyaya konulan durumu beğenip o arkadaşınla hala ilgilenmekte olduğunu beyan ediyorsun.

Yahu yapmayın Allah’ınızı severseniz. Ya arkadaşındır, yakınsındır. Açar, uğrar konuşur duygularını aktarırsın, tıklayıp, yorum yazıp gösteriye lüzum yok.

Bayılıyorum Cem Yılmaz’a. Ne güzel hicvediyor cenazelerde o koca koca gözlükleri takıp klişe sözlerle o büyük üzüntü! Beyan edenleri. “Son şakasını yaptı“ veya “sanat artık babasız kaldı“ vb. gibi. Tabii bu gözlüklü görüntüler ve klişe sözler de aynen sosyal medyada.

Mazhar, Fuat , Özkan’ın bir şarkısı var. “Peki Peki Anladık“ diye. Bu şarkının sözleri de pek bir güzel. Diyorlar ki : “En güzel şarkıyı sen yazdın, en güzel kızı sen kaptın, sen neymişsin be abi.“

Sosyal medyada görünme merakı da galiba böyle bir şey. Günlük hayatındaki başarılarından tatmin olmayan, olanını-bitenini anlatamayan, takdir görmeyi arzu edip takdir edilmeyenler, görünür olma ihtiyacını hissedip olamayanlar, onaylanma ihtiyacı hissedip yeterince onaylanmadığını düşünenler hep orada. Bekliyorlar ki; sosyal medyaya koydukları ses, görüntü vb. her neyse okuyanlar tıklasın, beğensin, yorum yapsın “Sen neymişsin be abi / abla“ desin.

Tabii ki gerçek ihtiyaç için kullananlar var, tabii ki sosyal medya önemli ve lazım, çağımızın gerçeği de bu ama yazılan, konulan şeylerin ya herkesi ilgilendirebilecek şeyler olması ya da hani tuvalete gidiyorum, aa biraz midem bozuk gibi özel paylaşımların genelle değil sadece bunu okumaktan hoşlanacak arkadaşlarla paylaşılmasına gayret etmek gerek.

Belki biraz geri kafalılık, belki çağdışılık ama bu kadar işsizliğin, fukaralığın olduğu bir dönemde sosyal medyayı, son model arabalarla, mükellef sofralarla donatmayalım diye düşünüyorum.