Oğuz Reşat Sipahi
http://www.sipahi.tk
Covid-19’dan ülkenin geneli gibi kavrulmaya devam eden şehrimizin, Süper Lig’deki yek temsilcisi Göztepe futbol takımı, iki maç oynamak zorunda kaldığı son bir haftada puan hanesine Galatasaray mağlubiyeti ve Karagümrük beraberliği ile ancak 1 puan ekleyebilerek 35 maçta 47 puana ulaşmış oldu.
Ligin son 7 maçında takım sakatlık Covid-19 sürecinden yoğun bir şekilde etkilenmeye başladı. Titi’nin taraftar gözüyle anlaşılması zor bir şekilde, elini kolunu sallayarak “Hadi bana eyvallah” diyebilmesiyle, Mihojevic’in zaten var olan sakatlığı ve Alparslan Öztürk’ün Covid-19’a yakalanması birleşince Göztepe, GS maçı öncesinde tek stoper Atınç’a kaldı. Ama Atınç da esas mevkii sol stoperde değil sağ stoperde oynadı, orada da çok zorlandı ve sakatlandı. Ünal Karaman Hoca, GS maçında Atınç yanına esas mevkii solbek olan Berkan’ı koydu. Bek olarak Gassama ve Burekovic, göbekte ise Obinna-Soner-Diabate görev yaptı... Ortada bu üçü bir arada, Soner ve Diabate’den beklenen ofansif zenginliği maçın ancak küçük bir kısmında sağlayabildi.
Aslında aynı maçta Galatasaray’ın da başta sağbek olmak üzere sürü sepet eksiği vardı. Göztepe ise onların sağına ligin en çok gol+asist yapan yerli oyuncusu Göztepe’nin Çocuğu Halil Akbunar’ı değil de, açık oynama özelliği nispeten kısıtlı Ndiaye’yi koydu. GS’nin genç oyuncuları tercih etmesi ise, maçtan önce beklediğim gibi sahada kıdemlilerinin olmamasına neden olurken, kadro kaliteleri ve gençlerin Terim’in gözüne girme istekleri ile birleşince avantaja değil dezavantaja sebep oldu. Yerini sürekli yadırgayan iki Göztepe stoperi maç boyu zorlandı.
Halil sola geçtiği 10-15 dakikada orayı zorlasa da, sağda geçirdği sürede onların sol beki karşısında zorlandı ve git gellerde de ara ara aksayınca Gassama’nın da sağda aynı sıklıkta tek kalmasına neden oldu. Burekovic asistinde Diabate’nin jeneriklik golü İzmir sokaklarını inletti... Lakin Göztepe’nin Üçlü Oligarşi’den puan ya da aslında taraftarının gönlünden geçen puanları almasının tek şartı olan üstün kaleci performansı sahada olmayınca sonuç mağlubiyet oldu. İrfan Can’ın Muslera ile kameralar önünde sarmaş dolaş olması Göztepe taraftarını rahatsız ederken, yediği özellikle ikinci gol de yakışmadı ve Göztepelileri çok üzdü.
Bu ülkede maç sonucuna etki eden hata yapma olasılığı en yüksek hakemlerden Fırat Aydınus’un orta hakem, yanına kombo olarak aynı sıfatta kabul edilebilecek Abdülkadir Bitigen’in video hakem olarak atanması tüm Göztepelilerde Gs maçı öncesi yüksek bir hata beklentisi oluşturmuştu. Maçta Berkan’ın kırmızı kart pozisyonu doğru karardı iptali de doğruydu buna karşı Atınç’ın formasının çekildiği pozisyonu atladılar atlamasalar belki puanlar olmasa da puan gelebilirdi.
Aslında Göztepe-GS maçının özetini Fatih Terim’in Göztepe zaaflarından Ünal Karaman’ın GS zaaflarına göre daha iyi faydalanması olarak yapabiliriz.
Karagümrük maçına gelirsek... Bu maçta da Göztepe’nin 4, rakibin ise 8-12 eksiği vardı. Gs maçı gibi kim söküğünü daha iyi korursa ya da rakşbşn söküğünden faydalanırsa o avantajlı olacaktı. Göztepe göbekteki delik için geri dörtlüde üç sağbek ve ileride basma+Esiti/Obinna birlikteliği kullanınca, genç Arda’nın da oldukça iyi başlangıcıyla rakip, Göztepe söküğünü çok zorlayamadı. Ama başlayan 11 nedeniyle rakibi de zorlayamadı. Göztepe, Gs maçında bu kadar basmadı ilginç bir şekilde... Lakin 30. dakikada yoruldular.
Ünal Hoca’nın as kadroyla başlamamasının sebebini Halil, Adis, Soner ve İrfan Can’a gözdağı vermek mi artık yeni adam denemek mi olduğunu Göztepeliler tam anlayamasa da bu uygulamanın 2 puana ve 1 milyondan fazla performans primine neden olduğunu düşüncesinde olanlara katılıyorum.
Bir not... Belki de iki puana neden olan, Ndiaye’nin atamadığı penaltıdan daha ciddi penaltı atar İzmir fuarında penaltı atan herkes Alparslan yok, Adis varken Ndiaye’nin penaltı atmasını pek çok Göztepeli anlayamadı. Arda Özçimen Süper Lig açısından penaltı kurtarıp sonuca etki eden kurtarışlarla iyi bir başlangıç yaptı, maç sonu konuşması dışında...Ünal Hocanın ısrarla şans verdiği İdeye ise bir kez daha çok düşük performans gösterdi. Beraberlik golüne imza atan Berkan maç sonrası bu sene tüm futbolcuların derdi olan sık maç programna vurgu yaptı ve “Bakmayın bize öyle anlayın bizi...” dedi adeta...
Tugay Kaan Numanoğlu rakibin bir kaç sarı kartını atlasa da maç sonucuna etki eden büyük hata yapmadı.
Velhasıl kelam... Göztepeliler her maç takımın bütün öğelerinden yüksek ciddiyet beklerken, azımsanmayacak sıklıkta bulamayabiliyor... Göztepe hemen her maç en az 1 gol atıyor... Sonucu ise yediği gol sayısı belirliyor. Göztepe’nin üç gol yediği ya da GS maçında yediği ikinci gol tadında goller yediği Üçlü Oligarşi maçlarından puan alması imkansız. Kalan 5 maçta 13-14 milyon TL performans primi var. Göztepe kalan maçları ne kadar ciddiye alacak, bu 15 puanın ne kadarını alabilecek, vizyona iyi giden U19 takımından (GS deplasmanında rakibi ara ara kendi sahasına hapsederek 4 gol attılar ama 5 yediler) gençler sokabilecek mi, takım sıralamada nasıl bitirecek sağlıkla görebilmek ümidiyle...