Tüm İzmir Sancar Babayı vefasıyla tanır.
Bir sivil toplum duayenidir o.
İzmir sevdalısıdır ama asla sözde değil.
Elini taşın altına koyan, çıkarsızca şehri için çabalayan, yaz kış dinlemeden cenazelere katılan, organizasyonlar düzenleyerek bu kentin değerlerini yaşatan, herkesin yolunun kesiştiği Sancar Maruflu’yu kaybetmenin üzüntüsü için bana ‘büyük’ kelimesi yetmez.
Sancar Baba’yı tüm İzmirliler gibi kaybettiğimiz değerleri andığı vefa günlerinde tanıdım.
Anmaya gelenlere de mutlaka mikrofonu uzatır, duygularını ifade etmelerini isterdi. Zamanla fark ettim ki, bu bir saygı ifadesiydi, hem kaybettiklerimize hem katılımcılara...
Sonra yarattığı her halkada gördüm ki, Sancar Maruflu yalnızca kaybettiklerimizi değil, aslında çoktandır unuttuğumuz insana, toplumsal kentsel değerlere saygıyı yaşatıyordu.
Ama başka bir şey daha gördüm.
Hiçbir zaman, ne olursa olsun verdiği sözden dönmedi.
Bana ‘arkandayım’ dedi ve son ana kadar en zor günlerde dahi yanımdaydı. Hatta çevresindekilere kızdığını da biliyorum. “Gappi’yi yalnız bırakmayacaksınız”
O zaman daha çok anladım.
Unutulmaz olmak için, duayen olmak için yalnızca vefayı yaşatma çabası değil üzerine, adam gibi bir duruşa sahip olmaktı mesele.
Toplumsal mücadele sadece havalı sözler, nutuklar, kendini yüceltmeye dönük çabalarla olmaz.
Gerçek mücadele tam da Sancar Maruflu’nunki gibi, insanı, doğayı, değerleri yüceltmekle olur.
Bir insanın gelebileceği en yüksek mertebe güvenilir olmak, adıyla güven ve saygı uyandırmaktır.
Üretken vefalı bir çınar devrildi hayatımızdan.
Tesellimiz açtığı yolu biliyor, tanıyor olmamız.
Yeri doldurulamayacak olsa da nice izdüşümü elbet olacaktır.
Kendi adıma, çok çaba harcadığı ve engellere rağmen düzenlemekten vazgeçmediği Tarihi İktisat Kongresi’ni İzmir’e ve ülkeye yakışır bir şekilde gerçekleştirmeyi bir vasiyet olarak alıyorum.
Elbette, bir kentin tüm insanlarına, gazetecilere, yöneticilere ‘Baba Olmak’ kolay değildir.
Yüce gönüllüğünle bunu başarıp gidiyorsun.
Ama, ben, sizin boşluğunuzu çok hissedeceklerdenim.
Bir de yarattığınız, yok olmaya yüz tutmuş ‘Saygınlığın o mis kokusu’nu çok özleyeceğim.
Yalan sevgilerin çokça yaşandığı dünyamızda insanın insana, doğaya, tüm değerlere saygısının bir ifadesi olan duruşunuzu, kollarınızı açarak 7’den 70’e herkesi kucaklamanızı çok ama çok özleyeceğim.
Güle güle, İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin onur üyesi…
Yaşarken etrafına saçtığın ışıklar yolunu aydınlatsın
Huzur içinde ol…