Konu futbolsa herkesin sesine kulak veriliyor. Sen vermesen de onlar zaten sesini duyuruyor. Yönetim ve teknik heyetin üzerinde bir kılıç gibi duran taraftar var. Hata varsa onlar düzeltemeye çalışıyor, elinden geldiği kadar kulübüne sahip çıkıyor.
Peki bu müdahale ne kadar doğru?
Bir yere kadar mantıklı fakat her söylenene de kulak asmamak gerekli. Fenerbahçe taraftarı Cocu'yu takımı kötü yönettiği gerekçesiyle tepki gösterdi. Yapılan büyük baskı ile Hollandalı hocanın bileti kesildi. Bu kısma kadar sıkıntı yok. Fakat yerine gelecek hocayı belirlemek biraz abartıya kaçıyor. Çünkü Türkiye'de bir teknik direktörün, bir takımda başarı sağlaması bundan sonra da başarı sağlayacağının garantisi olarak gösteriliyor. Yanal'ın başarı ya da başarısızlığının bize bir faydası yok. İyi hoş da istatistik ortada. Herkesin Fenerbahçe'ye geri dönsün dediği Ersun Yanal'ın kariyerinde tek şampiyonluğu var.
İyi teknik direktör demekle sonuç alan teknik direktör arasında çok fark var. Avrupa'ya bakacaksın bir... Adamlar neler yapıyor.
Gittiği yere sistemini götürüp başarılı oluyorsan yönetim de tarftar da seni gözü kapalı alacak. Hücumcuyum diye geçiniyorsan Jurgen Kloop gibi olacaksın. “Deli” diyecekler, manyak diyecekler ama tren gibi ezip geçeceksin.
Gittiğin yerde sistemini konuşacaklar. Guardiola gibi olacaksın. Sen gittin mi Barcelona'nın yıldız ayakları gerileyecek, Bayern Münih şaha kalkacak. Daha say say bitmez. Bu saatten sonra koskoca teknik direktörlerin türkiye'de kim gibi olacaklarını ben belirleyecek değilim. Haa bu arada sistem gibi gösterip LPG ile takım gazlayan hocaları kategoriye dahil etmedim. Onlar biraz gaz, biraz şans ile Avrupa'ya bile açılıyor. Neyse ne... Türkiye'de bize lazım olan, “Topu al götür, sok getir” durumu. Sonra taraftar bağırsın dursun.