Öyle takım üzerinde duruma göre değişen sloganları sevmiyorum. “Yiyeyim şampiyonlukları”, “Sen şampiyon olmasan da, seviyoruz işte” gibi... İyi olunca “K.yduk mu?”... Kötü gidince şekil A'daki söylemler. Sosyal medyalar yıkılıyor. Evlere şenlik...
Fakat Göztepe taraftarı amatör ligden beri iyi günde de, kötü günde de müthiş destek sergileyip “Sevdamız armaya” duruşunu koruyor.
Ancak ne olduysa son dönemde oldu. Üst üste gelen mağlubiyetler birlikteliği bozmasa da çatlatıp su sızdırmaya başladı. Araya reklam alanların peşinden gidenler oldu.
Forvet yok, forvet yok.... Eee yok ne yapalım? O zaman takım için gece-gündüz çalışan Başkan Mehmet Sepil kötü...
Yıllar sonra kulübü Süper Lig'e taşıyan Başkan Mehmet Sepil yine kötü...
“Kulüp borçsuz” diyen başkan Mehmet Sepil zaten kötüydü...
Neden be kardeşim? Ee forvet yok.
Bunca emeğin, bunca başarının karşılığı forvet mi? Alınan üç-beş mağlubiyet mi?
Göztepe'den tonlarca fazla para harcayanların süründüğü ligde bırak düşmesin Göz Göz...
Sezonun başarısı bu olsun. Gitmeyiver Avrupa'ya bu sene...
Benim takip ettiğim, izlediğim Mehmet Sepil'in kafasında tilkiler gruplar halinde dolaşıyor. Bir planı mutlaka vardır. Şu stat bir bitsin, eve dönüş başlasın... Sonrasında bir “Altın Vuruş” gelecek sanki. Herkesin gönlünde olan takım kurulacak. Hem zirveye oynayan, hem de Avrupa'ya gidecek. Biraz sabır gerek.
Bu arada Başkan Mehmet Sepil kötü de, Ghilas'ın röveşatası iyi de bee... En çok eleştirenlerin başında olan benimle birlikte hepimize attı o golü. Forvet varmış demek. O zaman bir süre daha, “Sevdamız armaya” devam.