Türk hukuk sisteminde “Cumhuriyet Savcılığı” çok önemli bir görevdir. Ceza yargılamasında iddia makamıdır.

Savcılık ceza muhakemesinde iddia görevini yaparak devlet adına ceza davası açandır Cumhuriyet savcısı. Hukukun üstünlüğünü korur savcılar. Yargı sisteminin adil ve etkin işlemesini sağlar. Kamu davalarının açılıp açılmayacağına karar vermek üzere soruşturma başlatmak, kolluğa (polis, jandarma vb) talimat vermek yetkisindedir.Yargılamaları kamu adına takip eder ve gerekirse hukuki yollara başvurur savcılar.

İsim babası da Atatürk’ün yakın çalışma arkadaşlarından Mahmut Esat Bozkurt’tur. Hemen bir anekdot; Lozan’da doktora yaptıktan sonra Büyük Önder Atatürk tarafından "hukuk reformu yapmakla" görevlendirilmiştir Mahmut Esat Bozkurt. "Hukuk Devrimi" için Çankaya Köşkü’nde “fikir fırtınası” sürerken, Bozkurt'a sorulur? “Neden sadece savcılara Cumhuriyet Savcısı denilir?”
Cumhuriyet Başbakanı, Cumhuriyet Bakanı, Cumhuriyet Müsteşarı, Cumhuriyet Valisi, Cumhuriyet Büyükelçisi olmuyor da neden Cumhuriyet Savcısı? Ayrıcalık niye?”

Atatürk, Bozkurt'a, "ne diyorsun?" diye sorar. Bozkurt'un cevabı çok nettir: “Çünkü, öyle zaman olur ki, Cumhuriyeti korumak için başbakandan, bakandan, müsteşardan, validen, büyükelçiden bile hesap sormak gerekebilir. İşte o Cumhuriyet Savcısı’dır.” 

Atatürk memnundur yanıttan…

***

İstanbul’da Büyükçekmece Örgütlü Suçlar Soruşturma Savcısı’ydı! İhbar üzerine özel hastanelere nakledilen bebeklerin ölümüne sebep olunması ve devletin haksız kazançla zarara uğratılmasına yönelik soruşturmayı yürütüyordu. Soruşturma sırasında avukat Aylin Arslanatar kendisiyle görüşüp bazı şüphelilerin tahliyelerini gerçekleştirmezse suikast yapılacağı ve ailesine zarar verilebileceği  imasında bulunmuştu. Ardından da avukatın sevgilisi olduğu öne sürülen irtibatlı olduğu -kendisini eski İçişleri Bakanlığı Müsteşarı olarak tanıtan- Mustafa Kemal Zengin, görüşmeye geldiği savcıyı makamında açıkça tehdit etmişti.

Savcı, önlemini çoktan almıştı. Başsavcılığa haber vermişti öncesinde ve odasına kayıt cihazı yerleştirilmişti. Böylelikle “çakma müsteşarın” tehdidi de kayıt altına alınmıştı. Sonrası çorap söküğü gibiydi. Soruşturma kapsamında savcıyı makamında tehdit ettiği gerekçesiyle Mustafa Kemal Zengin, avukat Arslanatar’ın da aralarında olduğu zanlılar tutuklandı. Zengin’in devlet büyükleriyle , birçok siyasetçiyle fotoğraflar çektirdiği de ortaya çıktı. Savcı, soruşturmanın ilerlemesine büyük katkı sağlamıştı. Çözmüştü bütün bağlantıları ve Yenidoğan Çetesi’ni çökertmişti!

***

Peki kimdi bu korkusuz cesur yiğit Cumhuriyet Savcısı? Tehditlere aldırmayan, mesleğininonurunu koruyan ve kanunun gereğini yapan! Toplum vicdanını sarsan bu vicdansızlığa kanun gücüyle karşılık veren! Son tahlilde sosyal medya paylaşımında da şu ifadeleri kullanan: “Kurt kapanına girerek kucağımıza düşen şahıslar, Türk Adaletinin elindedir. 2400 yıllık devlet geleneğine kafa tutanlar pişman olacaklar ve bizimle hiç tanışmamış olmayı dileyeceklerdir. Bana destek sunanlar ve sunmayanlar daima hafızamda olacaktır.”

Bu çetenin üzerine gidip, adaletin tesisine katkı sunan 10 yıllık Cumhuriyet Savcısı Yavuz Engin’di! Öncesinde Saruhanlı’da savcılık yapmıştı.7 ay önce de Küçükçekmece’ye atanmıştı HSK tarafından. Savcı Ergin, makamına kadar gelip ailesine kadar tehditleri sıralayan Mustafa Kemal Zengin ve Avukat Aylin Arslanatar’ın, tutuklanmalarının ardından  adliye kapısında ters kelepçe taktırıp cezaevi aracına  bindirilmelerini izledi. İşte Cumhuriyetin Savcısı’nı -görevini yerine getirdiği için- kutluyoruz. Bütün savcıların da Engin gibi asli görevi ve meslek yeminine göre hareket etmesini dileyerek…

***

Nasıl demişti Mustafa Kemal Paşa savcılara yaptığı konuşmada 9 Ekim 1925’te Ankara’da:

“Türkiye Cumhuriyeti’nde kimsesiz bir birey yoktur. Cumhuriyet böyle bir kavramı asla kabul edemez. İnsan hakları yasalarımızın güvencesi altındadır. En güçsüz ve en kimsesizlerin yardımcısı, devlet ve onun kamu temsilcileri olan Cumhuriyet savcılarıdır. Kendilerini kimsesiz görenlerin, yanlarında her an haklarını aramakla görevli Cumhuriyet savcıları bulunduğunu asla unutmamaları ve bundan emin olmaları gerekir.”