Onur Akın. Bir müzik emekçisi. Özgün, protest; tarzıdır. Türküleriyle, marş gibi olmuş besteleriyle, konserleriyle 35 yıldır yaşamımızdadır o.

Mesela,  29 yıl önce seslendirdiği bestesi; biri Nazım Hikmet’e, diğeri İlhan Berk’e ait iki harika şiirden oluşur; “Seviyorum Seni”. Nazım’la başlar “Seviyorum seni ekmeğe tuza banıp banıp yer gibi, geceleyin ateşler içinde uyanarak ağzımı dayayıp musluğa su içer gibi”. Devam eder Berk’le; “Seni düşündükçe, Gül dikiyorum elimin değdiği yere, Atlara su veriyorum…”

Dostumun en sevdiğim, beni benden alan bestelerinden de biridir; “Geceyi Sana Yazdım”. (Fuar’daki çim alan konserinde beni anons edip söylemişti, unutamam asla). “Başkaları gitmiş olur gidince bir sen yakınsın uzakta  kalınca, Geceyi sana yazdım, sızımı sana; Tutuldum, küsen sesine, tenine tutuldum…”(Işın Karaca da iyi yorumlar)

“Yağmur Yüreklim”, “ Asi ve Mavi”, “Ey Hayat”, “Firari”, “Bana Bir Gül Ver”, “33 Kurşun”, ,“Gaybana Geceler”, “Bekle Bizi İstanbul”, “İnadına”, “Ağlayınca Balıklar” da unutulmaz şarkıları arasındadır Onur Akın’ın…

***

“Kaset dönemi sanatçısıyım ben, sonra cd, sonrası digital. Bir tek plağım yoktu. O da oldu” deyip

1989-2024 arasında 35 yılda yaptığı albümlerden iki plağını çıkardı şimdi de. Bana da “Değerli Ağabeyim Atilla Köprülüoğlu’na; Şiir ve Şarkıyla. Yağmurun Şarkısıyla Sevgiyle Kalın Diye-Onur Akın” yazıp imzasıyla göndermiş.

Her biri seçme eserler, yeni düzenleme, yepyeni yorumla.

Hayatı bir yolculuğa, örneğin tren yolculuğuna, sevinçlerini acılarını taşıyan vagonların küçük istasyonlardan geçişine benzeten Onur Akın süreçte biriktirdiği şarkılarının da “yüreklere yazıldığını” inanmış ve çıkardığı “Yüreklere Yazılanlar” albümünü de Vedat Türkali’ye ithaf etmiş.

***

Müslüm Gürses, Edip Akbayram, Suavi, Haluk Levent, Kubat, Işın Karaca, Yetkin Dikinciler, Yaşar, Hayko Cepkin ve Yonca Lodi’in okuduğu Onur Akın şarkılarını da ikinci plak “Onurlu Yıllar” yer almış.

Bu albümün kapağına da Zülfü Livaneli, Can Dündar, Sunay Akın ve Nebil Özgentürk de yazı yazmış. Livaneli: “Onur Akın her zaman pırıl pırıl, aydınlık, namuslu bir yürek olarak kalmayı başardı. Hem de bunu sadece slogana indirmeden, müzikal estetiğe önem vererek, incelikle başardı.” Can Dündar: “Öfke nidalılar diyarının duygusal sesi. Muhalif meydanların haksızlığa isyan eden nefesi. Bu albümde de ‘Akın var Onur’a akın. Nice çeyrek asırlara.” Sunay Akın: Boğaziçi’nin ozanı. Kız Kulesi’nin beyaz duvarına saz çalarken gölgesi düşen ilk ozandır o!İki kıta arasında aralarında Kız Kulesi gibi hem Doğulu, hem Batılı bir müziktir, onun eserleri. Nebil Özgentürk:”Onu uzun yıllar dinledim, çokça konserinde izleyicisi oldum. Sazına dokunduğu anda, sesini yükselttiğinde bu albümde sıralanan bestelerini haykırdığı anda kalabalıkların nasılda ona eşlik ettiğine tanık oldum.Yorumlamak için yarışılan eserlerle gelip geçmiş bir 25 yıl ve gelecek onlarca yıl.40’lı yaşlarda az kimseye nasip olacak bir ‘ustalık ya da zirve’ onuru. Sazın dert görmesin Onur Akın.”

***

Onur çok keyifli. Duygularını da şöyle dillendirmiş kısaca: “Bugünleri de gördük çok şükür. Müzik serüvenime başladığım çocuk yaşlarımda deselerdi ki, bir gün senin bestelerin ülkenin önemli sesleri tarafından yorumlanacak, hatta saygı albümü yapılacak, bu benim sadece hayallerimi süsleyebilirdi. İşte bugün bu hayalimin gerçekleştiği gündür. Birbirinden değerli sanatçı dostlarım benim en özel bestelerimi sesleri ve yürekleriyle güzelleştirip daha da özel kıldılar. Hepsine ayrı ayrı ve sonsuz teşekkürle…”

Sanatın üretken, sıcak, onurlu sesine çok yakışmış albümleri.

Asla çizgisini bozmamış, Türkiye’nin en çok konser yapan sanatçısı Onur Akın’ı -derler ya- “müziğin ayak basılmamış yeni kıyılarında ‘klasikleşecek’ yeni besteleriyle görmek dileğiyle.

O, bu coğrafyada; sanatıyla yaşıyor, yaşayacak; hep “Onurlu ve Yüreklere Yazılan””şarkılarıyla…