İzmir Soğukkuyu'da sabah saatleri.
İnsanlar işe gitmek üzere yollara dökülmüşler.
Ortalık sakin, gözler mahmur.
Afyonlar henüz patlamamış iken bir silah gürültüyle patlıyor!
Ardından bir daha, ardından bir daha.
Hayır, çatışma falan yok.
Terörist de kovalanmıyor.
Ortada kaçan suçlu kovalayan bir polis yok.
Ama bir trafik polisi var.
Silahı ateşleyen de o zaten.
Ama hala ortada bir suçlu yok.
Dur ihtarına uymayan bir araç falan... Yok.
***
Polis olmuş ama hala yolda bir köpek gördüğünde korkudan ter içinde kalıyor.
Kimseye de söyleyemiyor.
Ben köpekten korkuyorum demeye utanıyor.
Mahallelinin ekmek, su ve uyuması için bir yer verdiği yaşlı köpekten de korkuyor mesela.
İşe gelip giderken bu yaşlı şeye uyuz oluyor.
Diş biliyor.
Ve işte o sabah bir pundunu bulup yerde uyuyan hayvana ardı ardına ateş ediyor.
Öldürüyor.
Sonra hiçbir şey olmamış gibi elini kolunu sallayarak durağa yanaşan belediye otobüsüne binip işe gitmeye kalkıyor.
Fakat yaşadığı kentin İzmir olduğunu unutuyor.
Olayı balkonda sabah kahvesini içerken gören İzmirli bir kadın, üzerindeki geceliğe, ayağındaki ev terliğine bakmadan şimşek gibi fırlıyor.
Aşağı inip adamın yakasına yapışıyor. Şikayetçiyim senden, uyuyan köpeği öldürdün diyor ve üzerinde trafik polisi üniforması olan adamı etraftaki diğer duyarlı insanların da yardımıyla zar zor indiriyor.
Git nereye şikayet edersen et, diyor polis. Otobüsten inmem diye tutturuyor.
Bir köpekten korktuğu gibi belli ki bu feryat figan bir canın hakkını savunan kadından da korkuyor.
Sonra bakıyor pabuç pahalı, hızla otobüsten inip arkasına bakmadan kaçıyor. Evet evet, polis bu adam. Kaçıyor. Korkup, KAÇIYOR.
***
Sosyal medyada yayınlanan bu görüntülerden sonra sanırım İzmir Emniyet Müdürlüğü gereğini yapar ve soruşturma açar. Ama sonuç malum. Bir para cezası, o kadar.
Bir de Fethi Sekin geçti şu İzmir'den değil mi?
O da trafik polisiydi.
Terörist peşinde koşarken can verdi.
Cesurdu, gözü pekti, üzerindeki üniformanın hakkını veren bir yiğit polisti.
Köpekten falan da korkmazdı.
Ne korkması.
Bizzat İzmir Adliyesi önünde baktığı bir sokak köpeği vardı.
Köpeğin adı Arap'tı.
Fethi Sekin şehit olduğunda o da yemeden içmeden kesildi.
Her sabah Adliye önünde kahraman polisimizin yolunu gözledi.
***
Olayı görünce ayağının terliği, üstünün geceliğine bakmadan soluğu bu köpek katilinin yanında alan hemcinsime, ona destek olan çevre sakinlerine, otobüs şoförüne, yolculara teşekkür ediyoruz.
Beylik silahını ardı ardına ateşleyerek bir can alan o polis için de insanın gönlünden bazı dilekler geçiyor tabii.
Ama buraya yazamıyoruz.
Yasalar da hak ettiği cezayı vermeyeceğine göre elimizden tek şey geliyor: İlahi adalete güvenip Allah'a havale ediyoruz.
(Bilin bakalım günün ilerleyen saatlerinde ne oldu? Köpek öldüren polis, hakkında soruşturma açılınca apar topar gidip kuduz aşısı oldu, rapor aldı. Peki biz de soralım bakalım? Madem o sırada ısırılmıştı neden açıp yarasını göstermedi? Benim hastaneye gitmem lazım demedi? En son bizim gördüğümüz görüntüde gayet sağlıklı bir şekilde koşarak kaçıyordu. Köpek ısırılması nedir biliyorum ben. Acıdan duramazsın. Kan revan içinde kalırsın. Topallamadan yürümen imkanızdır. Yani kısaca, bırakınız efendim bu işleri. Suç işlediniz. Cezası neyse ödeyeceksiniz.)