Yeni yılın en büyük zam vurgunu hiç şüphesiz elektrik ve doğalgaz ile oldu. Ocak ayı başında elektriğe yüzde 127 zam geldi ve kademeli tarife sistemine geçildi. Bu sisteme göre 150 kWh tüketime kadar 1.37 lira olan elektrik fiyatı 150 kWh’tan sonrası için 2.06 liradan fiyatlanmaya başladı.

Ocak ayı faturaları gelmeye başlayınca işin iç yüzü anlaşıldı. Özellikle elektrik ile ısınan hanelere asgari ücretin nerdeyse 3'de biri fatura geldiği görüldü. Cumhurbaşkanı Erdoğan kabarık elektrik faturalarının kendisine çıkaracağı siyasi faturayı fark edip kademeli tarifenin ilk dilimini 210 kWh’a çıkardığını açıkladı. Ancak bu düzenleme faturalarda sadece kısmi bir indirim olarak yansıyacak. Kaldı ki bundan indirim diye bile bahsetmeyebiliriz, olsa olsa fahiş fiyattan küçük bir eksilme diyebiliriz.

***

Elektrik faturalarına gelen zamlara karşı birçok ilde halk sokağa döküldü. Zamların geri çekilmesi talep edildi. Durumun vahametini anlayan iktidardan bir hamle daha geldi. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Erdoğan'ın talimatıyla elektrik faturalarında yeni adımlar atılacağını duyurdu. Peki ama ne zaman? Vatandaşın en çok elektrik kullandığı kış ayları geçince mi? Buna dair henüz bir açıklama yok.

Ayrıca, 2010 yılında Türkiye'deki tüm elektrik dağıtım bölgeleri kamudan özel sektöre altın tepside servis edilmedi mi?

Türkiye Elektrik İletim A.Ş. (TEİAŞ) de karını bir yılda üçe katlamasına rağmen özelleştirme kapsamına alınmadı mı?

Elektrik Piyasası Kanunu`nda 25 Kasım 2020 tarihinde yapılan değişiklikle, elektrik dağıtım şirketlerinin Sayıştay tarafından denetlenmesinin önüne geçilerek, “Ticari sır” gerekçe gösterilerek yolsuzluk ihtimali olan ihalelere göz yumulmadı mı?

Özelleştirildikten sonra elektrik dağıtım şirketleri karına kar katsın diye devlet ihaleleri bu şirketlere servis edilmedi mi?

Şimdi hangi adım bu yanlış politikaları düzeltecek?

***

Bir de şu var; her türlü zam için stokçuları ve aracıların suçlandığı malum. Peki elektrikte aracı kim? İktidara yakınlığıyla bilinen meşhur “beşli çete”nin dördü Limak, Kolin, Cengiz ve Çalık'ın başı çektiği 21 elektrik şirketi. Bu şirketler elektriği 35 kuruşa devletten alıyor, vatandaşa düşük tarifede 79, yüksek tarifede ise 135 kuruşa satıyor. Ayrıca üniversiteler, belediyeler, bakanlıklar, havalimanları, cezaevleri, hastaneler, kışlalar ve birçok kamu kurumu her yıl elektrik enerjisi alımı ihaleleri düzenleyerek kullanacağı elektriği ihaleyle satın alıyorlar. Kamudan en fazla elektrik enerjisi ihalesi alan 10 şirketten dördü de beşli çete içerisinde yer alan Cengiz, Kolin, Çalık ve Limak’a ait. Devlet sadece bu şirketlerin ortağı ve sahibi olduğu elektrik şirketlerine 10 yılda toplam 5 milyar 322 milyon TL ödemiş. 2020 yılında bu özel dağıtım şirketlerinin brüt kazancı 135 milyar lira, bu rakamın 2022 yılında 270 milyar liraya yükselmesi öngörülüyor. Yani devletin kazanmadığı vatandaşın mağdur olduğu elektrikte tek kazanan dağıtım şirketleri.

***

Bu kara rağmen elektrik dağıtım şirketleri, üzerlerine düşen, altyapı sorunlarının çözülmesi, denetlenmesi ve onarılması gibi görevleri yerine getirmediği için Isparta'da vatandaş 4 gün elektriksiz kaldı. Bir vatandaşın evinde donarak can verdiği iddia edildi.

Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) tarafından yapılan açıklamaya göre, önümüzdeki yıllarda benzer vaka Türkiye'nin her yerinde yaşanabilir.

Bu noktada artık atılacak adım belli; elektrik dağıtımının özelleştirilmesinden vazgeçilmeli, tüm dağıtım faaliyetleri kamulaştırılmalı. Bu adım atılmazsa halk sadece cebindeki paradan değil, kesintilerle belki canından olacak. Bunun dışında atılacak her türlü adım şirketleri kollayacak halkı yok sayacak. Yoksa fatura her zaman halka kesilecek.