Türkiye Cumhuriyeti Anayasası 54. Madde: Toplu iş sözleşmesinin yapılması sırasında, uyuşmazlık çıkması halinde işçiler grev hakkına sahiptirler.
Migros’un İstanbul’un Esenyurt ilçesindeki deposundaki işçiler, insanca bir ücret (saatlik ücretlerine ek 4 TL) ve sosyal haklar için grev başlatmıştı. Depo, Liman, Tersane ve Deniz İşçileri Sendikası'nda örgütlenen işçiler greve devam ederken, 257 işçinin işten çıkarıldığı öğrenildi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Migros çalışanlarının şikayeti üzerine soruşturma başlatıldığını duyurdu.
İşten çıkarmalar üzerine grevin 16. gününde seslerini duyurmak için, Migros’un sahibi Tuncay Özilhan’ın İstanbul Beykoz’daki evinin önünde bir araya gelen işçiler polis tarafından ters kelepçe takılarak gözaltına alındı. İşçilere yapılan bu muamele, sonrasında Migros grevi ülkenin gündemine oturdu. Kendisi de Migros işçisi gibi “geçinemeyen” emekçi vatandaş Migros işçisine sahip çıktı. Migros boykotu kulaktan kulağa yayıldı, ülkenin her yerinde Migros şubelerinde eylemler yapıldı. Bu grev artık hepimizin greviydi.
Ve nihayet “kazandık”
***
Ama nasıl, iyi niyetinden hiç şüphemiz olmayan sanatçı Haluk Levent'in arabulucu olmasıyla. Peki ama niye Haluk Levent aracı oldu?
Binlerce üyesi olan sendikayı ve işçinin anayasal hakkını tanımayan Migros patronları neden Haluk Levent'i dinledi?
Gözaltına alındığında gözyaşlarını tutamayan işçiyi görmezden gelen Migros yönetimi Haluk Levent söyleyince mi geri adım attı?
Peki şimdi kim kazandı? Günlerce grev yapan işçiler mi? Sınıf dayanışmasıyla Migros'u boykot eden milyonlar mı? Yoksa Haluk Levent mi?
Aklımızda onlarca soru var. Bunlara cevap bulmak gerçekten zor ama doğruluğundan şüphemiz olmayan tek cevap var; bu grevin kazananı Migros işçisinin iradesidir! Kazanan, Migros işçisinin gözyaşını görmezden gelmeyen emekçi halktır.
***
Haluk Levent arabulucu olmasa bu grev yine kazanılacaktı.
2022 yılının daha ikinci ayı dolmadan ülke genelinde 72 işçi direnişi oldu ve çok büyük bir kısmı kazanımla sonuçlandı, bir kısmı da devam ediyor.
Belli ki krizin faturasını ödeyemeyen emekçilerin mücadelesi artarak devam edecek. Çünkü, “Hak verilmez alınır”, çünkü grev yapmak “Anayasal Haktır!” ve grev yapan işçiyi işten çıkartmak suçtur.
Grevlerin işçi lehine sonuçlanması için Haluk Levent'in araya girmesine ya da başka bir kahramana ihtiyaç yoktur.
Asıl kahraman bu iradenin kendisidir. Asıl kazanan şüphesiz hakları için mücadele etme gücü bulan işçilerdir. Kazandıkları da sadece saatlik ücretlerine ek 4 TL ve sosyal haklar değildir. Kazandıkları, mobbing, işten çıkarma tehdidi ve polis zoru dahil kullandırılmamak için her yol denenen grev hakkıdır.