Küçükken sokakta gördüğüm her yavru kediyi eve almak ister, annem “olmaz” deyince, başlardım ağlamaya...

Eve kedi alınana kadar, kanaryamız ve muhabbet kuşumuz oldu. Hatta inşaat alanında bulup, kurtardığım yavru kamplumbağayı da eve getirip uzun bir süre bakmışlığım var.

Sonunda kedi ısrarıma dayanamayıp eve bir kedi aldık. Maalesef kısa süre sonra hastalandı ve yaşatmayı başaramadık ama ailemin de hayvanlara düşkün oluşu sayesinde her zaman evimizde bir can dostumuz oldu.

Neyse konuyu dağıtmayalım. Evde hayvanlarla iç içe yaşamanın ne kadar keyifli bir deneyim olduğunu bildiğim için bu satırlardan sık sık, 'sahiplenme'yi özendirici yazılar yazıyorum. Yazmayı da sürdüreceğim. Ancak geçerli nedenlerle, çok istediği halde hayvan sahiplenemeyen birçok insan olduğunun da farkındayım.

Kiminin alerjisi, kiminin bir başka rahatsızlığı mani olabiliyor hayvan sahiplenmesine. Ya da ev sahibi, ailesi, eşi, sevgilisi veya ev arkadaşı istemediği için çok istediği kedisine, köpeğine kavuşamayan birçok hayvansever var. Yoğun iş temposu olanlar da yeterince vakit ayırayamayacaklarını düşünerek bir türlü bu işe cesaret edemiyor.

Haksız değiller. Hayvan bakmak büyük bir sorumluluk ve koşullarınızın da uygun olması gerekiyor.

* * *


Geçtiğimiz gün internette gezinirken HAYDOS'un Muğla'da gerçekleştirdiği “Korucuyu Aile Programı” ile karşılaştım. Aslında Türkiye'de bu projenin benzerleri mevcut.

Özetle bu program; evinde hayvan beslemeyi çok isteyen ama çeşitli nedenlerle bunu yapamayanlar için, eve almadan bir can dosta sahip olmayı mümkün kılıyor. Uzaktan da olsa maddi destekle bir barınak sakininin ihtiyaçları karşılanıyor; vakti olanlar bakımına destek oldukları canı görmek üzere barınağa da uğrayabiliyor.

* * *


Gerek Türkiye genelinde gerekse İzmir'de yüzlerce barınak, o barınaklarda yaşayan binlerce can var. Barınakların çoğu kötü durumda. Hayvanları seven, bir hayvan sahiplenmek isteyen ama bunu gerçekleştiremeyenler için barınaklardaki canlara destek vermek aslında müthiş bir fırsat. Bunun için özel bir kampanyaya da gerek yok. Dernekler veya belediyeler aracılığıyla istediğiniz zaman bir barınak sakininin 'koruyucu ailesi' olabilirsiniz. Onun mama ve ilaç giderlerine destek verebilir, zaman zaman barınağa uğrayıp başını okşayabilirsiniz.

Bir düşünün derim.