2021 yılına 20 binin hemen altındaki günlük PCR (+) vaka serisi ve 200’e yakın ölümler ile veda ediyoruz. Omikron varyantı da Avrupa’yı etkilemeye başladı ve kapanmalara geri döndük.
Dünya Sağlık Örgütü, 11 Mart 2020’de SARS-CoV-2 virüsü salgınını pandemi olarak ilan ettiğinde bir çok ülkenin yetkin isimleri bunu pek de ciddiye almamıştı. Örneğin Amerika Birleşik Devletleri'nde Trump yönetiminin salgın hastalıklarla ilgili kurumunun başında bulunan ve kendisi de infeksiyon hastalıkları uzmanı olan Dr. Anthony Fauci, ülkesi için çok iyimserdi ve “Büyük bir sorun olma ya da bir sorun yaratma riski çok düşük. Genel anlamda halka mesajımız; bu başınızı yastığa koyduğunuzda endişelenmeniz gereken bir konu değil. Sizin için ciddi bir mesele olacağını düşünerek kaygılanmayın’’ şeklinde konuşuyordu! Ama aylar içinde NewYork gibi mega kentler, hayalet şehir haline döndü!
Allahtan durumun ciddiyetini erkenden farkederek pandemi ilanı ile dünyayı uyaran Dünya Sağlık Örgütü Başkanı Tedros Adhonam Ghebreyesus gibi sağduyulu yetkililer de vardı, ‘‘Yayılmanın hızı ve ciddiyetinin alarm verici seviyeye ulaşması ve yetkililerin gerekli önlemleri almaması nedeniyle derin bir endişe içindeyiz. Bu nedenle Kovid-19’u pandemi ilan ediyoruz” diyorlardı. Üç ay sonra panik, endişe ve korku ile geçen iki yılı ardımızda bırakırken, yeni varyant Omikron’un başrolü oynadığı yeni salgın dalgalarını yaşıyor olsak da, gerek aşılı nüfus sayısı gerekse hastalığı geçiren vakalar gözönüne alındığında insanlığı, eski günlere kavuşacak olmanın umudu sarmalıyor.
***
Küresel bağlamda koronavirus vaka sayısı 278 milyon 525 bin 387 sayısına ulaştı. Hastalığı geçirenler de bugün itibari ile 249 milyon 203 bin 172. Şimdilik 5 milyon 400 bin 888 insan hastalık yüzünden kaybedildi. Ülkemizde de 9 milyon 247 bin 606 vatandaşımız bu salgından etkilendi. 880 bin 50 kişi hastalığı atlatırken, 81 bin 125 yurttaşımızı da toprağa verdik.
Dünya üzerinde tüm ülkeleri etkileyen maddi ve manevi yükü hep beraber yaşadık ve medya organlarında canlı olarak tanıklık ettik. Hastanelerde felç olan sağlık altyapısını gördük. Gerek sağlık çalışanının sayısal yetersizliği gerekse yoğun bakım yatak kapasitesi azlığının maliyetini ölümlerle yaşadık. Ölüm, morglarda yığınlar halinde giderek kanıksanan bir görsel haline gelirken, çaresizlik, fiziki mesafe, izolasyon gelecekteki toplumu şekillendiren sosyolojik travmalar olarak kayıtlara geçiyordu.
200 nanometrelik bir virüs dünyanın tüm sektörlerini tarumar etti. Tarihte hiç olmadığı kadar yoğun kullanılan dezenfektanlar ile suçlardan, eşitsizlikten, insan hakları ihlallerinden, küresel iklim değişiklikleri ve habitat daralmasını hızlandıran etkenlerden steril bir dünya yaratamasak da mikroplardan azade bir ortam oluşturmaya çalıştık!
Şimdilik yeryüzü gayrısafi milli hasılasının üçte birini kaybetmiş durumda. Henüz pandemi sona ermediği için orta ve geç vade etkileri hesaplanabilmiş değil. 25 Kasımdan beri ise Güney Afrika orijinli Omikron varyantı gündemimizde. İngiltere, Omikron vakalarının en çok görüldüğü ülke olarak bir çok kısıtlamaya geçmiş durumda. Dünya Sağlık Örgütü ve Alman İstatistik Kurumu Statista’ya göre ‘Endişe Verici Varyantlar’ sınıfına giren Alfa vakasında da İngiltere başı çekiyor. Omikron dahil Dünya Sağlık Örgütü'nce 'Endişe Verici Varyantlar' kategorisine Alfa ilk olarak 18 Aralık 2020'de İngiltere'den, Beta 18 Aralık 2020'de Güney Afrika'dan, Gamma 11 Ocak 2021'de Brezilya'dan, Delta da 11 Mayıs 2021'de Hindistan'dan orijin alarak girmişti. Bunlar biliyorsunuz Yunan alfabesinin harfleri, Omikron da 15'inci sıradaki harf! 50’den fazla içerdiği mutasyon ile ciddi bir endişe yaratan Omikron, tahmin edilen tahribata yol açmadı, şimdilik bulaşıcılığı yüksek ve hafif bir klinik seyirde kendini gösteriyor. Şimdiden İngiltere’de bu varyantın yüzde 54.58’lere ulaştığı tespit edildi. İlk projeksiyonlarda vaka sayılarında 2.3 kat, hastane yatışlarında 1.8 kat ve ölümlerde de 1.2 kat artış bekleniyordu. Ancak varyantın vaka serilerinin en yoğun olduğu Güney Afrika ve İngiltere’den gelen veriler vakalarda yüzde 8’lik artış olmasına rağmen hastane yatışlarında yüzde 43 ve ölümlerde ise yüzde 54’lük azalışlar olduğunu gösteriyor.
***
SARS-CoV-2 virüsündeki mutasyon ve varyasyonların isimlendirilmesinde Yunan alfabesindeki 24 harf yeter mi bilemeyiz ama görünen o ki, gerek ülkemizde 18 yaş üstündeki aşı takvimini tamamlayan nüfusun yüzde 82.68 (BAE yüzde 99, Portekiz yüzde 89, İtalya yüzde 80, İngiltere yüzde 76, ABD yüzde 73 ) oranı gerekse dünya genelinde ilk doz aşıya ulaşan kitlenin totalde yüzde 57’lere ulaşması yanında, küresel nüfusun yaklaşık yüzde 10’unun da hastalığı ya geçirmiş ya da geçirmekte olduğu göz önüne alındığında 2022 yılının ilk yarısında pandemiden kurtuluşun gerçekleşebileceğini öngörebiliyoruz. Bundan sonrası insanlık için, küresel salgının envanterini çıkarmakla, sosyal-ekonomik ve endüstriyel yeniden yapılanmanın stratejisini oluşturmakla geçecek.