Dünyada ölümden başkası yalan…
Doğru bir söz. Ama, unutmayın ki, bu bir şarkı sözü…
Plağı tersine çevirirseniz; “Hayat yaşamaya değer” şarkısının sözlerini dinlersiniz…
Dünya üzerinde an itibariyle, yaşayan 7 milyarın üzerinde insan (7.142.538.918) hayatın, ya-
şamaya değer olduğu biliyor. Uluslararası olarak tanınan 193 ülke var. Birleşmiş Milletler’e üye
olmayanlarla birlikte bu ülkelerin sayısı 206’yı buluyor…
Bu dünya, bu ülkelerde yaşayan insanlara yeter mi? “Hakça paylaşıldığı sürece yeter de artar
bile” diyenler çoğunlukta. Ne var ki, “yetmez” diyen bazı ülke liderleri, bu düzeni bozmak için
her türlü gücü kullanarak dünyanın huzurunu kaçırmaktan kaçınmadı, kaçınmıyor. Tarih sahnesi bunlarla dolu…
İşte “Dünyanın en büyüğü benim” diye ve savaşları kendi ülkelerinden uzak tutarak “ölüm ku-
san silahlarını” denizaşırı ülkelere çeviren iki güç; ABD ve Rusya…
İkisi de koca koca okyanusları bırakıp, Akdeniz’in egzotik havasını ve de Ortadoğu’yu o frenleyemedikleri “egoları” yüzünden yangın alanına çevirdiler. Neron’un Roma’yı yakıp “şiir yazdığı” gibi çubuklarını yakıp, sefalarını sürüyorlar. Kurdukları “mutabakat masalarında” aldıkları kararların Neron’un yazdığı şiirden ne farkı var ki!
Putin ve Trump da şimdi “Gelsin heyetler, gitsin heyetler” partileri düzenleyerek “mağrurluk”
gösterisi yapmıyorlar mı? Bizim Osmanlı padişahlarına törenlerde halk hep bir ağızdan “Mağrur olma padişahım, senden büyük Allah var” diye bağırdığı gibi, ikaz etme zamanı gelmedi mi?
Bence mağdurlar bu sözü tornistan edip, şöyle seslenseler daha tesirli olmaz mı:
“Mağrur olma Putin, mağrur olma Trump, sizleri de yok edecek coronavirüs var!”
Eh! dikkat ettiyseniz Beyaz Saray’da Trump’un etrafına kimse yaklaşamıyor!
Trump şifayı kaptı mı, kapmadı mı?
Trump, virüs testinden geçmiş olmalı ki “Bir şeyim yok!” diyor…
Putin de aynı “koruma çemberi” altında olsa gerek!
Çin, zaten asrın virüsünü dünyaya yayan merkez…
Asya, Avrupa ve Amerika’da bu virüse yakalananlar ve hayatını kaybedenlerin sayıları gün be
gün açıklanıyor. Sayılar korkunç!
Spor müsabakaları ve okullar gündemde.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca alınması gereken önlemleri tek tek anlattı.
Türkiye düne kadar “deprem, Suriye-Esad, İstanbul Kanalı” konuları ile meşguldü.
Sınırlarımızın çevresindeki Putin ve Trump himayesindeki “puşt zulaları” pusuya yatmıştı…
Özellikle Türkiye’nin Suriye sınırı: 911 km. beton duvarlarla çevrili olarak yeni mülteci dalgasına ve de Esad’a karşı kapalıydı…
Koskoca Çin Seddi’ni aşan ve tüm komşularımıza sızan coronavirüs için “çok şükür bizim sınımıza giremez” diyorduk ki…
Maalesef Avrupa’dan gelen bir vatandaşımızla bizde de görüldü. Yani, 2 gün önce 00.50’de
bizde ilk vaka ile karşılaştık. Erken alınan tedbirler inşallah “nazarlık” olur da bu afeti “kaza-
sız belasız” atlatırız…
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dediği gibi “Hiçbir virüs bizim aldığımız tedbirlerden büyük değildir…”
Ve de “savaş vurguncuları” gibi şimdi de coronavirüs vurguncularını” takibe almalıyız.
Ah! Bir de Meclis’te alınan corona tedbirleri gibi, iktidar-muhalefet arasındaki “Bay Kemal”,
“Söyle Erdoğan” virüsünü bir dezenfekte edebilsek…
Siyasetimizin yeni kanı “DEVA” partisi kurucusu, lideri Ali Babacan’ ın vaatleri derde deva bir
şifa olsa!