“O kadar yazma yoruluyorsun” dedim Recai Şeyhoğlu’na. Ama dinlemiyor. “Tablo ve Ressam” 27’nci kitabı. İmzaladı, zevkle okudum. Bu kez siyasal analiz türünde bir kitapla karşımıza çıktı. Türkiye’nin son 17 yılını çok güzel aktarmış.Türkiye’nin son 17-18 yılını mercek altına almış. İstanbul’da CiniusYayınları basmış. İşte yapıttan kesitler;
“Pekin Havalimanı, İstanbul Havalimanı'nın 2 katı ve 12 milyar dolara çıkmış, bizimki 35 milyar dolar.”
“Bir İngiliz medya patronu şöyle demiş: Haber bir yerlerde güç odaklarının -ki bu genelde siyasal iktidardır-üstünü örtmeye çalıştıkları şeydir. Bunun dışında kalanlar ise reklamdır.”
Ressamlar, şairler, besteciler, gazeteciler için görülesi bir ülke ama ressamların resmetmekte zorlandığı bir ülke.O nedenle Recai Şeyhoğlu bu tablonun resmini tuvale nasıl yaparım demiş. Bunun için sürekli gazete ve köşe yazarlarını okumuş. Bizi her konuda bilgilendiriyor, usta kalemi ile. Tarihçi, siyasetçi, ekonomist ve tabii gazeteci gözlüğü ile olayları çok güzel anlatıyor. Yıllar sonra Türkiye’nin bugünkü hallerini öğrenmek isteyenler için bir başvuru kitabı adeta. “Tablo ve Ressam”; sahici, açık, belge ve bilgiye dayalı, güvenilir inandırıcı bir tanık. Neye tanık?Türkiye’nin son 18 yılına. Yazarın görevi değil midir zaten çağa tanıklık etmek? Şeyhoğlu da kitabında bunu yapmış.
Şeyhoğlu yapıtında eline fırçasını almış, boyaların içinde kaybolmuş. Türkiye resmi çizmeye çalışan bir ressam adeta. Kitap, bir Türkiye fotoğrafı kısaca. Gözlerinden yaşlar akan bir Türkiye. Beyaz, mavi renkleri de kullanmak istiyor yazar ama karşısındaki tablo simsiyah. O ise kara bir tablo değil, gökkuşağına benzer bir güzelliği resmetmek niyetinde. Gördükleri, yaşadıkları ise ölümün karanlığı, umutsuzluğun sarısı, işsizliğin cehaletin ve yoksulluğun zifiri siyahı.
Dosyasını Şair-Yazar Mehmet Atilla, Fahir Işıksız, Hakkı Ülkü, İzmir Milletvekili Atila Sertel ile önceki dönem milletvekillerinden Erdal Karademir’e göndermiş. Bununla da yetinmemiş dosyayı ta Belçika’ya yılların gazetecisi, yarım yüzyıldır yurt dışında yaşamak zorunda bırakılan Doğan Özgüden’e göndermiş. En son olarak da Öcal Uluç ağabeyimizin kapısını çalmış “Bir göz atar mısın abi?” diyerek. Bir de dostlarına okuması için ricada bulunmuş, “Yanlışım varsa düzeltin” der gibi.
Özetle gerçeğin, aklın, dayanışmanın kitabı Tablo ve Ressam. Yavuz Kitabevi'nin vitrininde yer alacağından eminim. Çünkü Şeyhoğlu’nun kitapları orada hep vitrinde.
Tablo ve Ressam, düşündüren, çözüm yolları aramaya yönelten ve titreten bir kitap. Sarsıcı ve insanı allak bullak ediyor. Tez elden okuyun derim.
Haftaya yeniden buluşmak üzere hoşça kalın dostlar.