Geçen hafta köşemin konuğu Urla Devlet Hastanesi'nin "süper başhekimi" beyin cerrahı Op. Dr. Adıgüzel Demirel'di. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün "Beni Türk hekimlerine emanet edin" sözünün gerçek temsilcisi Adıgüzel Demirel'in "Çoban Sülü" misali, çobanlıktan başhekimliğe uzanan onurlu çizgisi siz okurlarımın büyük ilgisini çekmiş olmalı ki, aldığım bin civarında beğeni mesajı ile mutlu oldum. Bu haftaki konuğum da bir "cerrah", ama tabir yerinde ise o bir "ormanın ve ekolojinin cerrahı" olan Tanzer Çalışkan . O da, "Ormansız bir yurt, vatan değildir" sözünün sahibi Atatürk'ün izinden giden ve de mesleğinin hakkını verenlerden biri...

***

Yakından tanıyıp takdir ettiğim Tanzer, soyadı gibi gerçekten çalışkan bir kişi. 1944 İzmir doğumlu olan Tanzer, İstanbul Orman Fakültesi mezunu.
Orman Genel Müdürlüğü’nde Planlama Daire Başkanlığı’nda 7.5 yıl daire başkanlığı, 6 yıl müfettişlik yaptıktan sonra emekli olmuş. Şimdi Karşıyaka Orman Bölge Müdürlüğü'nün ormanı andıran Ormancılar Lokali'nde arkadaşları ile mesleki anılarını paylaşıyor. Hatta elinde fotoğraf makinası ile çevreden çektiği olumlu, olumsuz resimleri internette yayınlıyor. Orman mühendisi Tanzer Çalışkan, Artvin Şavşat' tan, Kuzey Kıbrıs, Ankara, Manisa ve İzmir'e kadar uzanan meslek yaşantısında kendisini "Ormanın ve ekolojinin cerrahı" olarak tanımlıyor...
Karşıyaka'daki lokallerinde konuştuğum konuğum, bana önce kendi topladığı ıhlamur çayını ikram ederken, 6 Ekim 2018’de İstanbul Orman Fakültesi'nden mezuniyetininin 50'nci yılının kutlanacağı bu törene eşi Nesibe hanımla birlikte gidecekmiş. Buarada aslan gibi iki kız çocuğu yetiştirdiğini de hatırlatıyor...

***

Tabii ben, çevrede bu kadar "orman celladı" dolaşırken, kendisine "Ormanın ve ekolojinin cerrahı" demesi üzerinde ısrarla durdum. İşe "ağaç kesmekle" başladığını hatırlatan konuğumun işte anlattıkları:
"Evet Artvin-Şavşat' tan, Manisa Orman Müdür Muavinliği'ne kadar ağaç kestik. Ormanlar yenilenebilir doğal kaynaklardır. Binlerce faydasını yıllarca okumuşsunuzdur, görmüşsünüzdür. Yaşlı ormanların gençleştirilmesi, genç ormanların bakımının yapılması şarttır ve bu bizim mesleğimizdir. Onun için ağaç keseriz."
Buraya kadar "Günahım çok birikmişti" şeklinde espri yaparak sözünü sürdürdü: "Ağaç dikme işine girdim, yani ağaçlandırma mühendisi oldum. Manisa- Akhisar, Çanakkale- Bayramiç ve 6 yıl Kuzey Kıbrıs olmak üzere 16 yıl ağaçlandırmayı yönettim. 10 bin hektar alana yaklaşık 17 milyon fidan dikimi gerçekleştirdik. Ağaçlandırma bir ekip işidir. Şoföründen, fidancısından, işçisinden mühendisine kadar. Böylece ağaç kesmekden kaynaklanan günahlarımı fazlasıyla ödedim!"

***

Konuğum madenler, HES'ler, rüzgar panelleri, yol faliyetleri, havaalanı yapımı gibi sebeplerden şikayetçi. Bunların usulüne uygun, doğayı çok fazla hırpalamadan aranmasını ve ona göre işletilmesini istiyor. En çok üzüldüğü konu da, ormanların defalarca aynı yerden yakılması imiş. Nitekim, "Ne istiyorlar ormanlardan? Anlamıyorum!" diye sözünü noktalıyor...