Kendi adıma çok heyecanlıydım. Çevremdeki insanlar da benden beter durumdaydı. Tuna'yı oğlu gibi seven eşim Deniz İngiltere'den gelecek haberleri bekliyordu. Tuna yüzecek ve Manş'ı geçen ilk otizmli olacaktı...

Ama doğa izin vermedi...

Gelin olayı baştan anlatayım...

Tuna 21 yaşında ve otizmli... Uzun uzun cümleler kuramıyor ama yüzmede çok başarılı... Kızıldeniz'de yüzdü...Napoli'deki ultra yüzme maratonunu geçti. Sakız adasından Çeşme'ye yüzdü...

Sıra gelmişti açık yüzücülerin Everest’i olarak bilinen Manş Denizi'ni geçmeye... İzinler alındı ve Eylül ayına tarih verildi...

Evin ekonomisini toparlama görevini üstlenen Baba İlkay Tunca gece gündüz çalışırken, anne Gülnur Tunca ve hocası Mert Onaran nezaretinde hazırlıklar başladı. Hazırlık ama ne hazırlık... Yemeden içmeye, yağ ölçümünden uyku düzenine kadar. Tuna bazı günler 25 kilometre yüzdü... 25 kilometre! hazırlık olarak yani, ısınmak için... Bu işin ekonomik yanı da vardı... Orada da önceki yarışlarda olduğu gibi sponsor olarak Orimpex Textile devreye girmişti... TSYD Havuzunu açtı, Teos Marina tekne verdi...

Ve 15 Eylül'de sabaha karşı yüzme maratonu başladı...

İlk saatler, teknede olan anne ve hocası için çok heyecanlı geçti. Ama Tuna sanki 40 yıldır okyanuslardaymış gibi yüzüyordu...

Heyecan yerini mutluluğa bıraktı...

Sekizinci saate gelindiğinde netameli dalgalar artmaya başlamıştı... Ve giderek şiddetlendi... Akıntı da artmıştı...

Kaptan asık suratla aşağıya indi ve artık yüzmenin imkansız olduğunu açıkladı. Oysa Fransa sahilleri bile görünmeye başlamıştı...

Anne duygusal bir kararla devam etmek istediklerini söyledi. Ama tecrübeli kaptan ısrar etti ve yarışı sonlandırdı.

Tuna tekneye çıktığında şaşkındı. Yüzebiliyordu ve neden durdurulduğunun farkında değildi. Anlatmak kolay olmadı...

Herkes üzgündü ve doğanın nasıl bir güç olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştı...Ve aynı gün, gönlümüzün şampiyonu Tuna ile birlikte 11 yarışçı aynı nedenle karşı kıyıya varamamıştı..

Ama bir yıl sonrası için yeniden başvuru yapıldı bile...

Anne Gülnur Tunca'nın bir tespiti var, diyor ki:

"Manş Denizi bilinmezliklerle dolu... Tıpkı otizm gibi..."

Aynen katılıyorum.

Ama böyle istek, böyle arzu ve böyle yetenekli bir yüzücü var olduktan sonra, otizm Manş'ı geçer...

Bekle bizi Manş...