Oyum CHP’ye… Kesinleşmiş kararım bu… Göğsümü gere gere verdiğimi söyleyemem; CHP içinde hiç hoşuma gitmeyen kişiler var; beğendiğim bazıları ise ne yazık ki dışlanmış durumdalar. Ancak hesap sormayı seçim sonrasına erteleyip, oyumu CHP’ye vereceğim.
Vereceğim, çünkü AKP’nin karşısında en büyük güç ve birçok değerli ismi barındırıyor. Vereceğim, çünkü 13 yıllık kabusun bitmesi için AKP’nin karşısındaki en güçlü partilere oy verilmesi gerekiyor.
Vatan Partisi’ne oy verecek dostlara saygılıyım; baraj olmasa ben de aynısını yapardım, ancak günümüz koşullarında tek bir oy bile kıymetli... “CHP yerine HDP’ye oy verelim, barajı geçsin, AKP tek başına iktidar olamasın” diyenlere katılmıyorum; olası bir AKP – HDP koalisyonu ile bugünleri bile arayabiliriz.
Özetle önerim, ‘CHP’ye yakın olanların CHP’ye, MHP’ye yakın olanların MHP’ye oy vermeleri’ yönünde…
İnadına Sanat…
Geçen hafta, İran’daki kadınların durumunu beklediğimden iyi bulduğumu yazmıştım; beklediğimden çok daha kötü bulduğum ise ‘sanatın durumu’ idi…
İran’ı gördükten sonra, sanatın AKP döneminde nasıl bir değişim gösterdiğini düşündüm… Geçmişte en iyi besteci ve söz yazarlarının şarkılarını, en iyi ses sanatçılarının seslendirdiği Eurovision seçmelerini anımsadım. Sertab Erener’le kazandığımızda nasıl da sevinmiştik… Bazı bahanelerle yarışmadan neden çekildik acaba?
Asıl büyük değişim klasik batı müziği, bale, heykel, resim, tiyatro gibi alanlarda oldu. Sanatın ‘içine tükürüldü’, ‘ucube’ denen koca heykeller yıkıldı, sanat merkezleri, tiyatro salonları kapatıldı, dünyaca ünlü sanatçılarımıza abuk subuk nedenlerle davalar açıldı, garip yasalar ve düzenlemeler getirildi… İran’ı gördükten sonra bu olayların hiçbirinin rastlantı olmadığını daha iyi anlıyorum.
Sanat için ne yapmalı?
‘İnadına sanat’ diyerek, sanata ve sanatçıya sahip çıkmalıyız. Sadece izlemekle kalmayıp, ‘sanat’ yapmalıyız. Kimse “Bu yaştan sonra olmaz, benden geçti” diye düşünmesin, herkesin yapacağı bir, hatta birkaç sanat dalı mutlaka vardır. Resim, müzik, tahta, cam boyama, seramik, tiyatro, fotoğraf… Hangisine daha yakınsanız bir kursa, bir koroya yazılın ve sanat yapın. AKP’nin ‘inadına’ daha çok konsere, tiyatroya, baleye, sergiye gidin…
Birkaç yıl önce şan dersi almaya başladım; bu yıl ilk kez tanınmış yabancı bir şarkıya söz yazdım ve konserde bir arkadaşımla birlikte düet yaparak söyledik. Yine bu yıl ‘Çözüm: Atatürk’ kitabımı yazdım ve birkaç gün önce ilk fotoğraf sergimi açtım. Kitabın ve serginin tüm geliri çağdaş gençlerin eğitimi için harcanıyor. Önümüzdeki yıl sanırım ‘Çözüm: Atatürk – 2’ ve yeni sergiler de gelir.
Olten Filarmoni
Sanat konusunda neler yapılabileceğine en güzel örneği dostlarım Fatma ve Ceyhan Olten çifti verdi. Bostanlı’da 2013 yılında sevgili Akgün Çavuş’un koordinatörlüğünde kurdukları Filarmoni Sanat Okulu ile her yaştaki gençlere sanat eğitimi veriyorlar. İki keman (Zeynep Simge Acunaz, Gülce Karagözcük), bir viyolonsel (Beste Başçı), bir viyola (Ercan Atasoy) sanatçısı ile kurulan genç ‘Olten Quartet’ şef İbrahim Yazıcı’nın da desteği ile çok başarılı çalışmalara imza attı.
Olten Filarmoni bu yıl Gülsin Onay, Ferhan ve Ferzan Önder gibi ünlü Türk sanatçıların yanında kemancı Alexander Markov gibi ünlü sanatçıları da konuk etti. Karpov’la erimeye başlayan buzlar, kapanış konserinde ‘Igudesman ve Joo’ ikilisinin ‘BIG Nightmare Music’ adlı gösterisindeki muhteşem espriler ile sel oldu aktı. Kaliteli müziğin geniş topluluklara ulaşmasında böyle sanatçıların çok etkili olduğunu düşünüyorum. Sevgili Fatma, Ceyhan ve Akgün’e sonsuz teşekkürler, başarılar…
Doktora şiddet
‘Sağlıkta dönüşüm’ safsatasının bir ürünü olarak Samsun’da göğüs cerrahı bir meslektaşımızı daha üç kurşun ile sonsuzluğa uğurladık. Dr. Kamil Furtun’un tüm sevenlerine başsağlığı ve sabırlar dilerim.
Haftanın sözü:
“Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.” Mustafa Kemal Atatürk