Evde ve normal yolla doğum yapan kadın sayısında bir artış var.
Adeta moda oldu.
İnsanların nefes alıp vermelerinden gördükleri rüyaya kadar koçluk yapan yeni çağın yeni iş kolu mensupları da boş durmadı, bu alana el attı tabii.
İşini doğru düzgün yapan üç beş kişiyi ayırıyorum elbette ama bu koçluk meselesi giderek daha saçma bir hal almaya başladı.
Doğumunu hipnoz yöntemiyle evde yapan kadınları bekleyen birçok tehlike var.
Allah aşkına ne hipnozu ne evi? Bu zamanda evde doğuma ne gerek var?
O riski almaya değer mi?
Bu tür doğumlarda evin bir odası tıpkı SPA merkezi gibi düzenleniyor.
Mumlar, müzikler, ışıklandırma...
Sonra da anne adayına telkin vere vere doğum sağlanıyor.
Sevimsiz hastane ortamı ve kokusundan uzak... Etrafta gezinen hasta bakıcı, hemşire yok.
Sesler tanıdık, kokular tanıdık, sevdiklerin yanında...
Fikir olarak çok romantik olabilir ama bunun kanama riski var, bebeğin ters gelme ihtimali var, boyna dolanan kordon meselesi var, var da var...
Acil müdahale gerekse ne olacak?
O doğum koçu nefes üfleme gücüyle sezaryene mi girecek?
Hayat zorlaştığında, yük omuzlarımıza ağır geldiğinde, geçmişin travmalarıyla boğuşmak gerektiğinde, sorunları tek başımıza çözemediğimiz zamanlarda bir bilene danışmak, yardım almak, kendi içimizdeki gücü, enerjiyi hayra kullanmayı öğrenmek için birtakım uzmanlardan yardım alalım tamam ama işi çok da abartmayalım derim.
Yok melek danışmanı, yok rüya koçu, yok hipnozla doğumcu, yok elinden tutup sahilde yürütücü...
Gidin allasen! Birileri yeni meslek grupları oluşturacak diye kimseye alet olmayalım.

***


Kaçacak yer yok

Kıvanç Tatlıtuğ ve Başak Dizer balayı tatillerini yaptıkları Hawai'de görüntülenince çok bozuldular.
Kendileri açısından çok da haklılar.
Hanginiz istersiniz ki öyle plaj hallerinde, özensiz çekilmiş fotoğraflarınızın çarşaf çarşaf ortalığa saçılmasını?
Sosyal medya hesaplarımıza bir fotoğrafı koyarken kırk kez sağını solunu kontrol ediyoruz.
Filtrelerle kendimizi bir şeye benzetmeye uğraşıyoruz.
Düşünün ki bir arkadaşınız, siz plajda sere serpe yayılmışken gizli gizli fotoğraflarınızı çekip Facebook'ta, Instagram'da vs. paylaşıyor.
Delirmez misiniz?
Kıvanç Tatlıtuğ da bu fotoğrafları görünce delirdi işte.
Twitter adresinden bir kınama mesajı yayınladı.
Ama işte ne yazık ki dediğim gibi kendilerine göre haklılar ama yapacak bir şey de yok.
Bu kadar şöhretli bir insanın plaj görüntüsü dünyanın her ülkesinde parlak bir magazin haberidir.
Şöhretin bedelidir.
Ve Kıvanç Tatlıtuğ artık dünyanın en ücra köşesinde bile tanınacak kadar şöhretli bir isimdir.
Üzgünüz ama onun için kaçacak kuytu bir köşe yok.
Çünkü malum, dünya üzerinde nereye gidersen git; Türkler her yerde!

Balık baştan kokmuş

Futbolcu İbrahim Toraman'ın ayrılmak üzere olduğu eşi Eylem Toraman konuştu.
Eşinin onu defalarca darp ettiğini anlatırken bu evliliğin daha en başından nasıl bir fiyasko olduğunu da açıklamış oldu.
Bir kere evlenmeyi pek istememiş Toraman.Gece hayatına düşkünlüğüyle de tanınan futbolcu, ne koca ne de baba olmak istemiş.
Ama kadın kafaya takarsa o nikahı illaki yapar biliyorsunuz.
Eylem Toraman da hamile kalıp o imzayı atmış.
Kendisinin anlattıkları bunlar.

Image processed by CodeCarvings Piczard ### FREE Community Edition ### on 2016-02-29 10:07:51Z | http://piczard.com | http://codecarvings.com

Adamla hem gönülsüz evlenip hem de ondan bir anda aile babası olmasını bekleyince, durum o zaman iyice sarpa sarmaya başlamış tabii.
Ünlü futbolcu sözlerini çalıştırmak yerine kaba kuvveti yeğlemiş.
Hiç ama hiç yakıştıramadık.
Genel olarak söylüyorum: Kadın senin sabrını gerçekten zorlayabilir. Çileden çıkarabilir. Oyuna getirmiş olabilir. Baskı kurmuş olabilir. Hatta şiddet görmekten hoşlanıyor, bu yüzden seni tahrik ediyor da olabilir. Olabilir de olabilir.
Ama senin o elini kaldırmaya hakkın yok kardeşim, sokun artık bunu kafanıza!
Sizden fizik olarak güçsüz diye bir insana eziyet etme hakkınız yok!
Bir insanı sevmiyorsan evlenmezsin, evlendiğinde tahammül edememeye başladıysan boşanırsın.
Dövmek, sövmek ne demek?
Hiç yakışmıyor insan olana... Hiç!