“Yazmak, kendini iyileştirmek gibi…” der bir röportajında Cahit ZARİFOĞLU…
İkinci Yeni’nin önemli temsilcilerinden. Hep zamana kafa tutan ve kendi yolunu çizenler arasında ZARİF'çe çizdiği şiir dolu yaşamı...
47 yaşında aramızdan ayrılan ince sızıların şairi…
1962’de hiç tanımadığı ama şiirlerini çok beğendiği, o yıllarda Paris’te bulunan Cemal SÜREYA’ya bir mektup yazar:
“İstanbul’a döndüğünüzde sizinle ev tutup birlikte oturabilir miyiz?” Böyle de sevdalıdır şiire, şaire…
1970’lerden sonra tasavvuf ile ilgilenmiştir. Bu özelliğini şiirlerinde rahatça hissedebilirsiniz…
Değişik dönemlerde ilkokul öğretmen vekilliği ve Almanca öğretmenliği de yapan Cahit ZARİFOĞLU, benim aynı zamanda 30 yıl hizmet ettiğim kurumdaşım. 1976’da TRT’ye girer ve yıllarca mütercim spiker olarak görev yapar…
Şiir dışında farklı ve ilginç ilgi alanlarından da bahsetmek isterim size: Tüm Avrupa’yı otostopla dolaşmıştır mesela. Planörle uçmuş, motorsuz uçak kullanmış, bir kulüpte güreşmiştir…
Cahit ZARİFOĞLU öyle de ilginç bir kişiliktir…
Şair Enis BATUR; Cahit ZARİFOĞLU’nu, bir gün keşfedilecek özel bir adaya benzetir. Şair Enis BATUR’un bunu söylediği yıllarda sanırım henüz keşfedilmeyen bir yetenekti Cahit ZARİFOĞLU. Ama bilenler bilir: Cahit ZARİFOĞLU; 4 yanı şiirle çevrili kocaaaaa bir ada, kocaman bir şairdir…
Pankreas kanseri nedeniyle, henüz 47 yaşındayken, 7 Haziran 1987'de İstanbul'da vefat eder şair. Ve vefat etmeden birkaç saat önce, sanırım bir ara arafa çıktığında yazdığı son şiirini aktarmak isterim sizlere…
Şiirin adı “Ölüm”
Ölüm başucumda!
Bir melek elini uzatıyor bana...
Yapayalnız bir yolculuk.
Ruhların beklediği bir yer var orada...
Bir sığırgözü gibi bakıyor bana ölüm!
Neden örtülerin altındasın?
Hadi çık görün...
Zaman yol alıyor.
O saat, ahh o saat!
Kim bilir nerede konaklar?
Şatom kararıyor,
Ay ışığında mezar...
Lambayı yak anne!
Üşüdü parmaklarım!
Gidiyoruz azaaar azar...
*****
İlginç değil mi dostlar? Nedir bu bilmem? Şairlerin; son anlarında, son ânını bile yazdıran bu durum? Sahi, şairlere görünür mü ölüm?