Sistem değişti. Değişmedi yenilendi.

Tartışmayı seviyoruz ya, bilen bilmeyen herkesin fikri var.

Madde bile suyu özgül ağırlığı kadar taşırırken, bizim hepimizin dünya kadar fikri var ve dünyayı taşırabilir.

Sistemi eleştirmek bile suç sayılırken üstelik.

***

Demokrasi kurumları ile vardır.

Öyleyse kurumlar ortadan kalkmadığı sürece demokrasimiz duracaktır.

Daha önce var olan kurumların bağlantı yerleri değişti sadece.

Bu yüzden de sistem değişmedi...

***

İşte bu mantık bizi tehlikeli yöne doğru götürüyor.

Tespitin ilki de ikincisi de doğru.

Ancak doğru sonuca ulaşmıyor.

Doğru sonuca ulaşmadığı için de kurgusu yanlış.

***

Bakanlıklar var mı? Var.

Bakanlıkların genel müdürlükleri, il müdürlükleri var mı? Var.

Daha önce iktidar olan siyasi partinin bakanları eliyle bu bakanlıklar yönetiliyor muydu? Evet.

Şimdi de Cumhurbaşkanı'na bağlandılar hepsi bu...

Böyle olunca sistem değişmemiş oluyor.

***

Öyle bakınca değişmemiş gibi görünen sistemde ne değişti onu özetleyelim o zaman.

Bütün bu bürokrasi ağı var doğru ama artık sanal.

Varmış gibi yani.

Sanal bürokrasi, aslında tek kişinin verdiği kararı uygulayacak sekretaryadan başka bir şey değil.

Bir bakanın ya da bakanlık bürokrasisinin herhangi bir karar alması ve onu uygulaması mümkün değil, zaten olası da değil.

Bir kişi “bunu böyle yapın” diyecek ve yapılacak.

O zaman bütün bu bürokrasiye ne ihtiyaç var.

İşte püf noktası da burası.

Demokrasi varmış gibi göstererek, otoriterliği saklamanın tek yolu sanal bir alem yaratmak.

Varmış gibi görünen, asıl işlevinden tamamen uzaklaştırılmış devlet kadroları, sadece ve sadece tek bir kişinin kararlarını uyguluyormuş gibi görünmekten saklanacak.

Sanal bakanlarımız, sanal bakanlıklarımız, sanal bürokrasimizle sonuçta vardığımız yer de zaten sanal bir demokrasi.

Şeklen varmış gibi görünen adalet, yine şeklen varmış gibi görünen parlamento ve şeklen varmış gibi görünen bürokrasi.

***

Sistem değişmiştir.

Artık bir kişinin karar verdiklerini uygulayanlar ile, sanal olarak yaratılmış kurumlara bakarak demokrasi ile yönetildiğimizi söyleyenler var.

Hiçler çatışması bir nevi.

Zaten hiç olmayan kurumlara, kişilere yöneltilen eleştiriler ile, asıl karar vericinin hep gizlenebildiği yeni Türkiye düzeni.

***

İşte burada en büyük sorumluluk ana muhalefetin.

Yani CHP'nin.

Yaratılmış sanal iktidarın bozulmasını sağlayacak tek çare gerçek demokrasi.

CHP önce demokrasiye sahip çıkacak, kendi içinde tam demokrasi oluşturacak, tabana inanacak, güvenecek ve iradesini ona teslim edecektir.

Sanal yönetime karşı gerçek halktır.

Ön seçim ise ön seçim, yaslanacağı muhalefet ise halktır.

Mustafa Kemal'in söylediği gibi; “Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh, bütün vatandır.”