Tayyip Erdoğan, Sözcü ile diğer muhalif televizyonlara kapatma kararı verince, Sözcü Gazetesinin ilk sayfası kara renkte bir protesto eylemiyle çıktı. Türkiye’nin, derin bir karanlıkta olduğunu gösteren bu basın eylemi akla 1960 öncesi, Eskişehir’de çıkmakta olan Sakarya Gazetesi’ne uygulanan sansürü getirdi.

O tarihte Demokrat Parti, gazetelere açık sansür uyguluyor, haberleri önceden inceleyerek yayına engel olabiliyorlardı.

Sakarya gazetesinde, İsmet Paşa’nın bir demecini gazetenin birinci sayfasında verecek şekilde hazırlayan 22 yaşındaki Yazı İşleri Müdürü Yılmaz Büyükerşen ve arkadaşları, gazete basılmadan önce 2. Şube’den gelen bir zarf ile sarsıldılar. Sayfanın en büyük bölümünü tutan İsmet Paşa haberinin üzeri tamamen çizilmiş, ‘bunu yayımlayamazsınız,’ diye yazılmıştı.

Moralleri bozulmuştu. Çünkü daha önce Sakarya Gazetesinin kapısına birkaç kez kilit vurulmuş, sayfaları karartılmıştı. Artık bir tepki göstererek Demokrat Parti yönetimini protesto etmek gerektiğine inanan genç Yazı İşleri Müdürü Büyükerşen’in aklına, Demokrat Parti’yi kendi silahı ile vurmak geldi.

1950 Seçimlerin giderken Demokrat Parti her yana bir afiş asmıştı. Altına “Yeter Artık” diye yazan afişte, ‘dur’ anlamı taşıyan avucu açık bir el vardı. Yılmaz bunu kullanacaktı.

Hemen orada çizdiği bu el figürünü gazetenin birinci sayfasına oturttu ve baskıya verdi.

O gün, Demokrat Partiyi kendi sloganıyla vuran Yılmaz Hoca o günleri anımsayınca gururla gülüyor;

“Deli deli işler yapmışız,” diyor. “Çünkü gazete çıkınca Eskişehir’de yer yerinden oynadı. Ama ne yazık ki Demokrat Parti hem Sakarya Gazetesini mühürledi hem de hepimizi Toplu Basın Mahkemesine verdi.”

             DİKTA VARSA İSYAN HAKLIDIR

Recep Tayyip Erdoğan’ın sadece yandaşlarına ve yakınlarına ‘iyilik’ yaptığını söyleyenlere katılmıyorum. Onu Türkiye için -kötü niyetle de olsa-yaptığı iyi şeyler de var;

İlki, medya ve halk üzerindeki baskıyı giderek artırarak, gidişini kolaylaştırması…

Diğeri, her ile bir üniversite açarak, gençliğin yaygın olarak Türkiye’ye sahip çıkmasını kolaylaştırması…

Elbette, çok önemli bir hizmeti de; Türkiye’yi ekonomik olarak batırarak halka aç yaşanmayacağını öğretmesi…

Diploma, üniversite öğrencisi için çok şey ifade eder. Tayyip Erdoğan, kendisinde bulunup bulunmadığı tartışılırken İmamoğlu’nun ‘kapı gibi’ diplomasını tartışmaya açması çok iyi olmuştur. Üniversite gençliğini ayağa kaldırmak için bundan daha iyisi yapılamazdı.