Geçen hafta AK Partili ve MHP’li dostlara seslenmiş, suçsuz insanları hapse atarak kul hakkı yiyenlerin ve hapisteki barışçı bir lider yerine, bir bebek katili ile müzakere yapanların ‘gerçek dindar’ ve ‘gerçek milliyetçi’ olamayacaklarını söylemiş; suça ortak olmak ve şehitlerimizin kemiklerini sızlatmak yerine, İmamoğlu gibi ‘Gerçek’ Müslümanların, Mansur Yavaş ve Prof. Dr. Ümit Özdağ gibi ‘Gerçek’ Milliyetçilerin desteklemelerini önermiştim.

Yapılan son kamuoyu yoklamaları bu dileğimin gerçekleştiğini, AK Parti ve MHP oylarında hızlı bir düşüş, özellikle CHP ve Zafer Partisi oylarında büyük bir artış olduğunu gösteriyor. ‘Atatürk’te birleşmek’ anlamına gelen bu değişimin süreceğini, yakında İmamoğlu’na verilen desteğin, Erdoğan’a verilenin iki katına çıkacağını ve bu durumda erken seçimin kaçınılmaz olacağını düşünüyorum. Değişimin yaklaştığını görecek ABD ve AB’nin iktidardan desteklerini çekip, CHP ile iş birliği kurmaları, son darbeyi oluşturabilir. Erdoğan’ın kaybedeceği belli olan bir seçime gireceğini de düşünmüyorum.

Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak… Erdoğan’dan çok daha donanımlı ve dürüst; nefret değil, dostluk söylemleriyle konuşan; bölücü değil, birleştirici olan; yaşlısıyla, genciyle toplumun çok farklı kesimlerini kucaklayabilen bir cumhurbaşkanı adayımız var artık. Bize ‘güzel günler’ vaat ediyor, “Her şey çok güzel olacak” diyor. Hapisten çıkacak İmamoğlu, Özdağ ve Demirtaş’ın, Özel ve Yavaş ile birlikte ‘Kürt Sorunu’ olarak adlandırılan konuyu da çözüme kavuşturacaklarına inanıyorum.

Eylemler sürecek… “Bağımsız yazabilmek için herhangi bir partiye kesinlikle üye olmam” diyen ben bile, 19 Mart Sivil Darbe Girişimi gününde CHP’ye üye olmak için başvurdumsa (başvurum onaylandı, gelen formu imzalayarak gönderdim), tutsaklar çıkana, erken seçim gelene kadar eylemler sürecektir. Özgür Özel bu taleplerle başlattıkları ve iki milyon üyesinin yardımıyla yapılacak imza kampanyasının hedefinin, Erdoğan'ın son seçimlerde aldığı 27,7 milyon olduğunu açıklamış. Çok iyi düşünce, kutluyorum. İmzamı attım bile…

CHP hızla fabrika ayarlarına dönerken, Özel genel başkanlıkta rüştünü ispat etti. CHP’ye ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne kayyım atanmasının önlenmesi çok önemliydi ve başarıldı. Bu aşamalarda YARSAV Kurucu Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu’nun katkılarının olduğunu düşünüyorum. Manevi babası Rahmetli Sabih Kanadoğlu’nun izinden yürüyen Eminağaoğlu’nu ve onun gibi Atatürkçüleri partide daha aktif görevlerde görmeyi arzuluyoruz.

Yapılan barışçı eylemlerin tümü yasal ve izin alınmasını gerektirmiyor. Çünkü tüm kanunların üzerindeki Anayasa’nın 34. maddesine göre kamu düzenini bozmamak koşuluyla “Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir”. Ve asıl suç, bu hakkı keyfi olarak önlemektir…

Fizik kuralı işleyecek; devredeki direnç arttıkça, ampulün ışığı sönecek…

Ve her şey çok daha güzel olacak.

BAYRAMLAR DA…