“Converso” (kadınlar için conversa) sözcüğü, Latince kökenlidir ve bizim “dönme” sözcüğü ile aynı anlamda kullanılır. 14. ve 15. yüzyıllarda Portekiz ve İspanya’da zorla Katolik yapılan Yahudiler için kullanılmıştır.
Asıl inancını gizli olarak sürdürürken, yeni girdiği dini radikal olarak savunmak Converso’lar için olağan bir durumdur. Çünkü yeni dinlerinde kendilerini kanıtlamak zorundadırlar. Radikal dincilerin “dönme” oldukları inancı o zamandan kalmadır. Onlar, eski dinlerine düşman, yeni dinlerinin de radikal savunucusu olurlar.
BİZDEKİ “CONVERSO” SENDROMLULAR
Bugün ülkemizde namuslu siyaseti yerle bir eden “conversa sendromu” olguları var. AKP, psikolojisi bozuk ve Converso (dönek) olmaya yatkın CHP’li (ve diğer muhalefet) belediye başkanlarını belirleyerek harekete geçiyor ve iki yöntemle onları ağına düşürüyor.
En son Aydın Belediye Başkanı Özlem Hanım’ın CHP’ye attığı büyük kazığın temelinde de bu havuç/sopa ikilisinin olduğu yazılıp çiziliyor. Batma aşamasındaki aile şirketi JANTSA’ya ait hisselerin, Özlem Hanım’ın transferinin ardından yükselişe geçmesi başlı başına her şeyin göstergesi.
“KENDİNİ KANITLAMA” AŞAMASI
Özlem Hanım, yaptığı büyük transferle Tayyip Bey’in himayesine girdikten sonra artık ikinci aşamaya geçmiş ve “Dönme ya da Conversa Sendromu” yaşamaya başlamış. Belediyedeki ekibini darmadağın ederek kendini AKP’ye “kanıtlama” çabasına girmiş.
Söylentiler, Tayyip Bey’in Özlem Hanıma başka sözler de vermiş olabileceği yönünde. Öyle ya, Tayyip Bey’in en zayıf olduğu dönemde ona sığınarak destek vermesinin başka karşılıkları da olmalı! Bunu gelecekte göreceğiz. Kendisine, eşine, kayınpederine ya da oğluna farklı makamlar gelebilir. Ama CHP’lilerin korkması gereken başka bir durum var: Tayyip Bey’in savcıları Özlem Hanım’dan gizli tanık olmasını isterlerse ne olacaktır?
Özgüveni olmayan, zayıf ve geleceğinden korkan insanlar, tehdit karşısında -önlerine konan havucun da çekiciliğiyle- ne yapacaklarını şaşırırlar.
Özlem Hanım Conversa’lara ne kadar benziyor. Ya da AKP içinde kendini nasıl kanıtlar bilmiyorum ama bugün nasıl halk arasına çıkabilecek cesareti yoksa, beş yıl sonra da durumu değişmeyecektir. Halkın, “haram olsun!” haykırışları onu uykularından uyandırabilecektir.