İstanbul’da İbrahim Keloğlan tarafından tekmelenerek öldürülen Eros adlı kedi için adalet arayışı sürüyor. Video görüntüleri sosyal medyada paylaşılan bu vahşet, kamuoyu vicdanını öylesine yaraladı; insanların sabrını öyle bir taşırdı ki kimse kedi katilinin öylece serbest bırakılmasına sessiz kalmadı.
Kamuoyundan yükselen tepkiler sonunda karşılık buldu. Küçükçekmece 4. Ağır Ceza Mahkemesi, müşteki avukatlarının ve savcıların iyi hal indirimine yönelik itirazları kabul ederek, Küçükçekmece 16. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 08/02/2024 tarihinde verdiği kararın kaldırılmasına ve dosyanın mahkemeye iadesine karar verdi.
Yani, Eros’un katili yeniden yargılanacak.
Mahkemenin gerekçeli kararında şu ifadeler kullanılmış: “Anayasa’nın 56. maddesinde herkesin, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip olduğu belirtilmiş; çevreyi geliştirmenin, çevre sağlığını koruma ve çevre kirlenmesini önlemenin devletin ve vatandaşların ödevi olduğu ifade edilmiştir. Kuşkusuz hayvanlar, içinde yaşadığımız tabii çevrenin vazgeçilmez unsurudur. Bireylerin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkının etkili bir şekilde korunması, sağlıklı ve dengeli çevrenin zorunlu unsurları olan hayvanların korunmasını gerektirmektedir.”
Özetle; hayvanların korunmadığı, korunamadığı bir çevre, insan dahil hiçbir canlı için sağlıklı ve dengeli olamaz, denilmiş.
Davanın bundan sonraki seyri ne olacak, İbrahim Keloğlan ne kadar ceza alacak, Eros için adalet yerini bulacak mı? Hep beraber takip edip, göreceğiz.
Şu da bir gerçek ki; insanların haksızlığa karşı sessiz kalmak yerine tepki göstermesi, inatla adalet talep etmesi ve bunun için her yasal kanala ulaşması çok ama çok önemli. Kimse sesini çıkarmasaydı Eros’un katili herhangi bir caydırıcı ceza almadan özgürce yaşamına devam edecek; belki de ileride yeniden benzer bir suçu işlemekten çekinmeyecekti.
Aslında insanların bu kadar yüksek sesle verdiği tepki sadece Eros için değil…
Konya’da sopayla başı ezilen köpeği, Sakarya’da ayakları kesilen yavruyu, Seferihisar’da kulübesinde yakılan Şila’yı, üzerine kezzap atılan kedileri, Türkiye’nin dört bir yanında zehirle katledilen canları ve daha nicelerini unutmadı bu halk.
Öldürülen, şiddet gören, tecavüze uğrayan tüm canlar için… Adaletin sağlanamadığı tüm davalar için… Serbest bırakılan tüm suçlulara karşı bir isyan bu!
Herkes için, tüm canlılar için adalet istiyoruz.
Veteriner, iç hastalıkları ve psikoloji uzmanı Prof. Tamer Dodurka, Eros olayı ile ilgili sosyal medyadan çarpıcı bir değerlendirme yaptı. Dodurka şu ifadeleri kullandı: “Eros da bizler gibi korku, sevinç, mutluluk, üzüntü, heyecan veya acı çekme gibi duygulara sahipti. Ama duygusuz, mutsuz ve muhtemelen kendisi de şiddete, belki de tecavüze uğramış bir şahıs tarafından eziyetle öldürüldü. Katil, o esnada stresli olduğunu söyleyerek kolayca serbest kaldı. Mahkeme, kedinin ölene kadar yaşadığı stresi, ıstırabı ise dikkate bile almadı. Olayın ardından yapılan bazı paylaşımlar dikkatimi çekti. ‘Bu insanlar gelecekte insanları da öldürebilirler, bu nedenle tutuklanmalıdırlar.’
Değerli arkadaşlar elbette ki hayvan gibi güzel, masum ve günahsız bir varlığa bile eziyet edebilen iblisler insana çok daha kolay eziyet edebilir, tecavüz edebilir ve hatta öldürebilirler. Ancak en ağır şekilde cezalandırılmaları için gelecekte insana şiddet uygulama potansiyeline sahip olması değil, sadece ve sadece hayvana şiddet uygulamış olması fazlasıyla yeterlidir. Şiddet gören varlığın adının ‘insan’ ya da ‘hayvan’ olması fark etmez, ‘canlı’ olması yeterlidir.”
DÜNYADAN BİHABER
Hayvan hakları insan haklarıdır
Hayvan hakları aktivisti ve yazar Poorva Joshipura, Survivor at Stake (Hayatta Kalışımız Tehlikede) adlı yeni kitabı ile ilgili konuştu. Aynı zamanda PETA İngiltere Başkan Yardımcısı olan Joshipura şunları aktardı:
“Hayatta kalmamızın hayvan refahına bağlı olduğundan bahsederken hayvanlara karşı davranışlarımızın nasıl geri dönüp bizi COVİD-19'a bulaştırdığını gördük. Öncesinde deli dana hastalığı, maymun çiçeği hastalığı ve birçok başka kronik hastalık örnekleri de vardı. Neredeyse 25 yıldır hayvan hakları alanında çalışıyorum. Bu süre boyunca ortak bir soru soruldu: Öncelikle insani meselelerle ilgilenmemiz gerekmez mi? Ama hayvan hakları insan haklarıdır. Hayvan hakları çevreciliktir. Bu şeyler birbirinden farklı değil. Kitabımda asıl vurgulamaya çalıştığım nokta da buydu. Bunu yazmaya COVID-19 krizi nedeniyle karar verdim. Bu bize insanlara ve gençlere; hayvanlar dahil herkese karşı nazik olmayı öğretmenin neden bu kadar önemli olduğunu hatırlattı. Onlara bunu öğretirseniz, diğer derslerin otomatik olarak aktarılmaya başlayacağını düşünüyorum.”
Joshipura, “hayvanlara, size nasıl davranılmasını istiyorsanız öyle davranın” diyerek sadece matematik, fen bilimleri ve tarih gibi konuları öğrenmekle kalmayıp gerçek hayat meselelerinden biri olan hayvan sevgisi ve hakları konusunda da kendimizi geliştirmemiz gerektiğini belirtti.
BİZİM GEZEGEN
İklim değişikliği Aral Gölü'nün yok oluşunu hızlandırdı
Kazakistan sınırları içinde yer alan ve eskiden bölgenin en büyük yaşam kaynağı olan Aral Gölü kurumanın eşiğine geldi. Bir zamanlar Asya’nın ikinci, dünyanın dördüncü büyük gölü olan Aral artık eski boyutunun dörtte birinden de küçük.
Phys.org’da yer alan habere göre, uzun yıllar boyu masmavi sularıyla bilinen ve içi balıklarla dolu gölün tükenişinde aşırı sulama ve yanlış tarım politikaları ile birlikte iklim değişikliğinin de etkisi çok büyük oldu. Bir zamanlar bölgenin zenginleşmesinde çok büyük rolü olan nehir ve çevresi büyük göç çekmiş; binlerce göçmen, iş için Aral kıyılarına taşınmıştı. Şimdi ise toz fırtınalarının estiği ve paslanmış gemilerin karada durduğu eski deniz yatağı boyunca geriye birkaç kasaba kaldı.
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı, Aral Gölü'nün yok edilmesini "20. yüzyılın en sarsıcı felaketi" olarak nitelendirmişti. Aral Nehri'nin yok oluşu arazi bozulması ve çölleşmenin, içme suyu kıtlığının, yetersiz beslenmenin ve kötüleşen sağlık koşullarının da bir nedeni olarak gösteriliyor.
Ulusal hükümetler, uluslararası yardım kuruluşları ve yerel gruplar, denizi kurtarmaya çalışsa da iklim değişikliğinin sürekli yoğunlaşan etkisi Aral'ın ölümünü hızlandırmaya devam ediyor.
KULAĞIMIZA KÜPE OLSUN
“Keşke bir şiir okumuş,
Bir kedi sevmiş olsaydınız.
Belki bu kadar, kirletmezdiniz dünyayı…”
• Turgut Uyar (Büyük Saat)