Ülkeler, kişi ve kurumlar günümüz dünyasının göz ardı edilemeyecek sektörü turizm için büyük yatırımlar yapıyorlar. Havaalanları, limanlar, yat limanları, oteller, eğlence tesisleri, otoyollar... Bütün bunlar milyarlarca dolar yatırım demek. Demek beklenti büyük. Turizm gelirleri ile ülkenin döviz kasası dolar, dış ticaret açıkları kapanır.
Büyük paralar harcadın, yatırımı yaptın, ama kimsenin bundan haberi yok. Haberi olmazsa da bu hizmetlerden yararlanamaz. Demek ki bir İLETİŞİM şart. Sadece müşteri ile mi? Tabi ki hayır. Devlet kurumları ile sektör, sektörün kendi arasında da doğru iletişim hizmetlerin sürdürülebilir olabilmesi açısından olmazsa olmaz.
İLETİŞİM ARAÇLARI
İnsanoğlu birbiri ile hareket ve seslerle iletişim kurmaya başlamış. Tabi mağara resimleri de bunun bir parçası sayılabilir. Sonra anlamlı sesler, sözcükler oluşmaya başlamış. Bir yerden başka bir bölgeye gitmenin çok yaygın olmadığı dönemde de, her bölge kendi seslerini, sözcüklerini oluşturmuş. Farklı dillerin başlangıcı diyebiliriz buna.
El-kol işaretleri, bağrışma, dumanla, güvercinle haberleşme derken, insanoğlu kendisi için hayati önem taşıyan iletişim araçlarını hızla geliştirmeye devam etti. Telefon ve telgraf da döneminin devrim yaratan iletişim araçlarıydı. Uzun süre de tahtlarında oturdular. İnsanoğlu bunlarla da yetinmedi, buluşlarına devam etti. Çok yakın zamana kadar, hayal bile edilemeyen cep telefonlarının yaygın kullanımı, çocukların yaşlarına kadar indi.
EN BÜYÜK İNTERNET
En büyük devrim de tabi internet. İnternet ile cep telefonları ve tabletlerin gücünü birleştirince, hem iş hem de eğlence konusunda gerçek bir devrim gerçekleşti. İş olanakları gelişti. Artık oturduğunuz yerden ürün ve hizmet satabilirken, yine çevrim içi yani online olarak bu ürün ve hizmetlere yine oturduğunuz yerden ulaşabiliyorsunuz.
Eskiden kablolu bir telefona sahip olmak bile lüks kabul edilirken, şimdi hepimizin cebinde bir akıllı telefon var. İnternet üzerinden bilgi ve dosya aktarım hızı ve kapasitesinin çok artması ile, artık elektriğe bile ihtiyaç duymadan, doğanın kucağında herhangi bir yerden bir film izleyebiliyorsunuz.
Dünyanın herhangi bir yerindeki bir ülke, şehir, kurum veya kişi hakkında anında bilgi sahibi olabiliyorsunuz. Tatil yapacağınız bölgeyi, tesisi vs. sadece hizmeti sunanın reklamlarından değil, deneyimlemiş olanların gözünden de öğrenebiliyoruz. Nereden nereye! Durun bakalım insanoğlu önümüzdeki yıllarda daha neler sunacak bizlere.
TURİZMDE İLETİŞİM
Bizim konumuz turizm. Peki turizmde iletişim ne durumda, kim kiminle nasıl ve ne şekilde iletişimde? Öncelikle sektörün birbirinden haberi olması şart tabi. Yani acenteci, otelci, uçakçı, otobüsçü, rehber ve yeme-içme sektörü ile iyi iletişim halinde olmalı. Gerek bireysel, gerekse bağlı olduğu meslek örgütleri üzerinden diğer kurumlar önünde görünürlüğünü sağlaması gerekiyor kurum ve kişilerin. İşte bu noktada çok değişik enstrümanlar devreye giriyor. Kartvizitten, broşürden tutun da, en mükemmel şekilde tasarlanmış interaktif web sitelerine, sosyal medya araçlarına kadar.
DEVLET İLE İLETİŞİM
Sektörün kendi içinde iletişiminin önemi kadar, devlet kurumları ile sektör arasında iletişim de çok önemli. Sektörün ihtiyaçları, eksikleri, politikasının oluşturulması ve kuralların konulması konusunda ilgili kurumlarla sıkı bir iletişim gerekli, hatta zorunludur. Turizm her sektörden daha çok bir takım oyunudur. Tüm oyuncular aynı derece önemli ve değerlidir.
Turizmde her şey insan üzerine kuruludur. İnsanın merakı, değişiklik isteği, dinlenme-yenilenme ihtiyacı insanları turistik seyahatler yapmaya yöneltir. Bu beklentilerin karşılanıp karşılanmaması veya hangi oranda karşılanmış olacağı da alınan hizmet ve ürünlerin kalitesi ile ilgilidir. Ancak burada pozitif bir algının yaratılması, yani müşteri memnuniyeti büyük ölçüde algı, dolayısı ile iletişimin doğru kurulması ile ilgidir.
SEMPATİK İLETİŞİM KANALI
Daha net bir anlatımla, servis ve ürün teknik anlamda mükemmel, ancak bunu asık suratla yapıyorsunuz. Üründe ve hizmette sorun yok, ama sempati kanalını oluşturmamışsınız. Tam tersi, ürün ve hizmette aksaklıklar var, ama siz o kadar güzel ve sempatik bir iletişim kurmuşsunuz ki, problemler göze batmıyor, görmezlikten gelinebiliyor.
Algı çok önemli. Karşınızdaki kişinin, yani müşterinizde doğru algı yaratarak sunacağınız ürün ve hizmetler doğru karşılık bulur. Ama bu demek değil ki, olmayan bir şeyi var gibi, ya da siyahı beyaz gibi gösterelim. Bu tamamen sahteciliğe girer ki, ne ahlaki açıdan, ne de yasal açıdan doğrudur.
FUARLAR: İLETİŞİM NOKTASI
Yurt içi ve yurt dışındaki turizm fuarları profesyonellerle ve direkt müşteri ile iletişime geçeceğiniz noktalardır. Uygulamada böyle mi oluyor? İstisnalar dışında fuar katılımları bizim uygulamalarımızda gerçek amacına ulaşmıyor. Nedeni de özellikle yurt dışı fuarlara resmi kurumlardan katılanların konu hakkında bilgileri olmayışı ve bir yabancı dil konuşamamaları.
Konuyu bilmiyorsun, bilsen de onu anlatacak, kendini ifade edecek bir yabancı dilin yok. Pardon ama zaten senin amacın burada yararlı olmak, ülkeni tanıtmak değil, kendine fuarın yapıldığı kenti tanıtmak. Üstelik halkın parasıyla. Özellikle belediye meclis üyeleri iyi parmak kaldırabilsinler diye yapılan bir iş. Yoksa tanıtım, iletişim kurmak değil mesele.
İLETİŞİM FAKİRİ
Çünkü bir yabancı dile gerçek anlamda hakim değiliz. Zaten ikinci, üçüncü yabancı dilleri de sormuyoruz. Aynı hataya acentelerimiz de düşüyor. Kendi işlerini kendileri görmeye çalışıyor. Halbuki profesyonel turist rehberlerinin işi tam da bu. Hem sempatik kanaldan hızlı iletişim kurmayı bilirler, hem de turizme ve ülkenin değerlerini tanırlar, bilirler ve de anlatabilirler.
Bunun için fakülteler var üniversitelerin bünyesinde. Halkla İlişkiler ve İletişim fakülteleri. Bir işletmeyi iç ve dış müşteriler tanıtmak, sevdirmek, saydırma, benimsetme mesleği bu. Bir başka taraftan işletmenizi dünyaya duyurmak, tanıtmak, çekici kılmak ve bunu değişik dillerde yapabiliyor olmak, iletişimde başarınızı belirliyor.
GENÇLER İŞİ BİLİYOR
Son yıllarda internet ve sosyal ağların iletişim sistemine katılmasıyla iletişim alanında büyük bir fırsat yakalandı, diğer taraftan bir akıllı cep telefonun ile her yerden yapılabildiği için, bu konuda çok iyi olma zorunluluğu doğdu. Üstelik genç kuşak bu yeni teknolojiye çok hakim.
Hangi kitle ile iletişime geçecek ve kurumunuzun tanıtımını yapacaksanız, önce müşterinizi tanımanız gerekiyor. Beklentilerini, ihtiyaçlarını, hassasiyetlerini bilmek ve buna göre işletmenizi tanıtmak zorundasınız. Bir Alman ile bir İtalyan’ın beklentileri asla aynı değildir.
Halkla ilişkiler uygulamalarında hedef olarak alınan kitlenin özellikleri, eğilimleri ve dünya görüşleri, fikirleri öğrenilmedikçe işletme tarafından verilmek istenen mesaj yerine ulaşamayacaktır. Kurumlar ve işletmeler, anlaşılıp, etkili olabilmek için belirledikleri hedef kitleyi bilmek, özelliklerini öğrenmek ve bunun için araştırmalar yapmakla sorumludur.
YABANCI DİLE YABANCIYIZ
Burada çok önemli konu, belki de en önemlisi yabancı dildir. O dile, müşterinize yakın olmadığınız sürece, müşterinize kendinizi, ürününüzü ve işletmenizi yeterince anlatamazsınız. Başta turizm çalışanları olmak üzere, Türk milleti olarak yabancı dil konusunda ortak söylemimiz şudur: “Anlıyorum ama konuşamıyorum.” Tabii ki yalan. Ne anlar, ne de konuşabilir.
Veya “Ne kadar yabancı dil biliyorsunuz?”, “Derdimi anlatacak kadar.” “Derdiniz ne kadar?” Valla hiçbir derdim yok!” Durumumuz işte budur. Hazin bir durum yani.
Artık Youtube’dan istediğiniz dili, üstelik para vermeden öğrenebileceğiniz olanaklar var. Ama tembel olduğumuz için, yabancı dil hapı bile olsa, onu bile düzenli olarak yutmaya üşeniriz. Disiplin yok, planlama yok, çalışmak, öğrenmek hiç yok.
Ez cümle ; Eğer turizmde başarılı olmak, işletmemizi ve ülkemizi iyi tanıtmak istiyorsak;
1 - En az bir yabancı dili çok iyi seviyede bilmek,
2 - İkinci ve üçüncü dilleri de öğrenmeye çalışmak,
3 - İşletmemizi, ürün ve hizmetlerini müşteri talepleri doğrultusunda geliştirmek,
4 - Hizmet ve ürünleri modern iletişim tekniklerini de kullanarak tanıtmak,
5 - Bunun yanında yaşadığımız kent ve çevresini iyi tanıyıp, potansiyel müşteriler tanıtmamız gerekir.
Bir başka deyişle; Okuyup, gezip görerek, çeşitli iletişim araçlarını, interneti, sosyal medyayı etkin kullanarak, kurduğumuz doğru iletişimle, sempatik kanalları da kullanarak turizmde başarıyı yakalayabiliriz.
Yani “çalışmak, çalışmak, çalışmak” zorundayız. Başarının başka yolu yok.