2019'un da son 17 yıldan pek farkı yoktu.

AKP iktidar olduğu sürece farklı bir yıl beklemek de aslında hayal.
Bakın son iki yıldır yazdığım yeni yıl yazılarının başlıkları nasıl:
''Çok Şükür bitti''
''Git, bir daha gelme''
Bu yıl da buna benzer bir başlık kullanmamız gerekiyordu aslında...
Yine yokluk, yoksulluk, yolsuzluk, hayat pahalılığı, mutfakta yangın, acımasız zamlar, enflasyon rakamlarıyla oynayarak halkla alay eden TUİK..
İşsizlik...

Her dört gençten birinin iş bulamamalarının ızdırabı.

Çare olarak kendilerini yurt dışına atma çabaları.
Yılın ilk 11 ayında 92,5 milyar liraya çıkan bütçe açığı.
Ülkeyi dört bir yandan saran 5 milyon Suriyeli mülteciye ilaveten, sınıra yığılan 2 milyona yakın Suriyeli.
Geçen yıldan bu yıla sarkan Libya çöllerine asker gönderme planı.

Çatışan iki grup arasında uzlaşma sağlanmasına katkıda bulunmak yerine, taraflardan birinin yanında yer alarak bölgedeki emperyalist planı göz ardı etmek...
Ve hiç bitmeyen, artarak devam eden kadına şiddet ve kadın cinayetleri.

Emine Bulut, Ceren Özdemir, Şule Cet ve daha niceleri...
Bitti mi?

Hayır.

Simit Sarayı rezaleti, EYT'liler, Tank Palet Fabrikası'nın Katar'a devri, Kanal İstanbul felaketi, asgari ücrete yapılan sadaka zammı, CHP'ye düzenlenen acemice kumpaslar.
Daha daha nice pislikler.

Tam bitti gidiyor derken bizi bütün dünyaya rezil eden Sözcü Gazetesi davası.

Ülkede FETÖ ile en fazla mücadele eden amiral gemisinin korkusuz, dürüst namuslu 7 çalışanına tamamen siyasi bir kararla verilen hapis cezaları...
Peki böylesine karanlık bir yılı uğurlarken nasıl ''Umut'' başlığı kullanılır?
Çünkü bunca olumsuzluğun yanında, 31 Mart'ta ve 23 Haziran'da karanlıklar içinde umut ışıklarının parıldadığını gördük bu ülkede.
İstanbul, Ankara, Antalya, Adana ve Mersin gibi büyükşehirlerde halkımız (Yeter Artık) dedi.

(Sizin yalanlarınızdan, aldatmalarınızdan, yolsuzluklarınızdan bıktık artık) dedi.

(Alın bavulunuzu gidin) dedi.
İstanbul'da (gitmem) diyenlere 23 Haziran'da unutamayacakları bir ders verdi, bir çoban ateşi yaktı.
İşte bu çoban ateşi yalımlarını ,2020 'ye gönderiyor şimdi.
Umudumuz bundandır.

Şarkıdaki gibi;
''Hani bir yağmur yağar da bazen,
Hani gök gürler de arkasından,
Hani şimşekler çakar peşinden
İşte öyle bir şey''
2019 Mart'ında yağmurlar yağdı.

2020'de şimşeklerin çakması umudumuz.
Bu iktidar toparlanamayacak ölçüde sarsılmıştır.

Sandıktan korkmaları bundandır.

Bakmayın siz Kanal İstanbul'a, yerli arabaya, üçüncü havaalanına can simidine sarılır gibi sarıldıklarına.

2020'de bu can simitlerinin 'Simit Sarayı'nın simitleri olduğunu anlayacaklar.