6 Şubat 2023... Türkiye'nin en uzun gecesi. Saatler 04.17’yi gösterdiğinde, Kahramanmaraş merkezli 7.7 büyüklüğündeki deprem, milyonlarca insanın hayatını paramparça etti. Ardından gelen 7.6 büyüklüğündeki ikinci deprem, yıkımın boyutlarını katbekat artırdı. On binlerce can gitti, şehirler enkaza döndü, geride tarifsiz bir acı kaldı.

Kahramanmaraş merkezli iki büyük deprem, sadece on ilimizi değil, tüm Türkiye'yi derinden sarstı. "Asrın felaketi" olarak adlandırılan bu olay, binlerce vatandaşımızın hayatını kaybetmesine, on binlercesinin yaralanmasına ve şehirlerimizin enkaza dönmesine neden oldu.
Depremin ilk anından itibaren, Türkiye tek yürek oldu. Arama kurtarma ekipleri, sağlık görevlileri, gönüllüler ve tüm vatandaşlarımız, ellerinden geleni yaparak yaraları sarmaya çalıştı. Ancak, felaketin büyüklüğü ve artçı sarsıntıların devam etmesi, işleri zorlaştırdı.
Depremin ardından, Türkiye'nin dayanıklılığı bir kez daha sınandı. Millet olarak, acımızı paylaştık, birbirimize destek olduk ve yaralarımızı sarmak için kenetlendik. Depremin üzerinden aylar geçmesine rağmen, yaralarımız hala taze. Kayıplarımızın acısı dinmiyor, evsiz kalan vatandaşlarımızın sorunları devam ediyor.
Depremin vurduğu iller; Kahramanmaraş, Hatay, Adıyaman, Gaziantep, Malatya, Osmaniye, Adana, Şanlıurfa, Diyarbakır, Kilis ve Elazığ… Her biri, kendi içinde yıkımın ve kayıpların ağırlığını taşıyor. Hatay, adeta haritadan silinmiş gibi… Kahramanmaraş ve Adıyaman'da beton yığınlarının altında umut arandı günlerce. Malatya, tarihine tanıklık eden binalarını kaybetti. Ve daha niceleri…
Bu felaket, sadece binaları değil, hayalleri ve gelecekleri de enkaza çevirdi. Binlerce aile bir gecede dağıldı, çocuklar yetim kaldı, hayatlar yarım bırakıldı.
Deprem, doğal bir afet olabilir ama felakete dönüşmesi insan eliyle oldu. Günlerce yardım bekleyen insanlar, yeterli ekipman olmadığı için çıkarılamayan canlar, “Koordinasyon sağlanamadı” bahanesiyle geciken kurtarma çalışmaları…
Enkaz altındaki insanlar, telefonlarıyla hayatta olduklarını bildirdi ama sesleri duyulmadı. Saatler, günleri kovaladı ve umudun yerini çaresizlik aldı. O soğuk Şubat günlerinde, yardım bekleyen binlerce insan donarak hayatını kaybetti.Ve en acısı, bu felaketin "kader" diye geçiştirilmesi… Oysa defalarca uyarıldı yetkililer. Bilim insanları yıllardır bu bölgeye dikkat çekiyordu. Ama inşaat sektörü rantla dönerken, çürük binalar yükselirken kimse bir şey yapmadı.
Depremin üzerinden bir yıl geçti. Peki, gerçekten ders aldık mı? Binlerce insan hâlâ konteynerlerde yaşıyor. Hâlâ sağlıklı suya, ısınmaya, güvenli bir barınağa erişimi olmayan depremzedeler var. Deprem sonrası yapılan binaların sağlamlığı bile tartışmalı.
O gece hayatta kalanlar için travma bitmedi. Sevdiklerini, evlerini, hayatlarını kaybedenler hâlâ yaralarını saramıyor. Ve en korkuncu, bir sonraki büyük deprem için değişen pek bir şeyin olmaması.
Bu yazıyı bir "hatırlatma" olarak kabul edin. 6 Şubat’ı unutmak,unutamayacak kadar çok insan kaybettik…
 6 Şubat'ta kaybettiğimiz canları, yaşadığımız acıları asla unutmayacağız, unutturmayacağız.