Sevgilerin, dostlukların, dayanışmanın
‘’haksızlıkların zorlukların’’
gölgesinde yaşandığını öğretmiştir
öncelikle bizlere...
Onurlu insanların mutlaka var
olma öykülerine de sahip bulunduğunu…
Umut kavgasının hep sürdüğünü,
nefeslendiğimiz sürece umudun varlığını
-bıkmadan usanmadan-
Kurtuluş Savaşı’ndan şu örnekle anlatmıştır;
‘’Kadındır Halime Kaptan.
Rıfat Ilgaz’ın
başyapıtlarından birinin ismini taşır.
Tarihte örneğine az rastlanan bir kahramandır.
Fırtınalar, azgın dalgalar ve korsanlarla mücadele ederek
İnebolu’uya cephane taşımıştır.
Türk kadınının ülkesi için denizlerde verdiği
mücadelenin ve dünyanın haklı gördüğü
Kurtuluş Savaşı’na cephane kadar,
dalga dalga umut taşımasının da bir simgesidir!’’
Ne de olsa doğum tarihi de 19 Mayıs 1919’dur!

***

Tarık Dursun K’nın ‘’Bizimkisi Zor Zanaat’’ dediği
gazeteciliği "bir ömür" sürdürendir.
Yazardır...
Ozandır!..
Kavgada asla bayrağı yere düşürmemiş,
o kavganın haricine düşmemiş bir yiğit 68’lidir!
‘’Ya insanda yürek dediğin taştan olacak
yahut da dehşetli namuslu olacak yüreğin.
Bizimkisi taştan değil çok şükür fakat namuslu’’
sıklıkla kullandığı
Nâzım Baba sözüdür.
O Nâzım Baba ki, Usta’yı şiire sevdalandırandır.
‘’Edebiyatın Kaptanı’’
Attilâ İlhan’ın
Demokrat İzmir
Gazetesi Genel Yayın Müdürlüğü
yıllarından yol arkadaşıdır da.
Gazeteciliğin; emekliliği olmayan tek meslek olduğunu
-her platformda- savunmuş, bilginin güç olduğuna inanmıştır!
Kurşun da bomba da yemiş, zulmü de yaşamıştır egemenlerden.
Asla baş eğmemiş, hep kafa tutan olmuştur.
Kesinlikle ‘’Bir Saatlik Şövalye’’ olmamıştır!
‘’Viva La Muerta-Yaşasın Ölüm’’ şarkısını
söyleyenlere; ‘’cihan parçam’’ diye tanımladığı
dostlarıyla ‘’Gracias A La Vida-Hayata Teşekkürler’’ şarkısını söylemiştir.
Kanseri -raunt raunt- yenen adamdır.
‘’Yo Vuelvo-Gene Geleceğim’’ demiştir,
çıkıp gelmiştir kavga meydanına.
Günümüzde; ‘’İleri Demokrasi Yeni Türkiye’’
masalıyla halkın özgürlüğünü kısıtlayanlarla,
yalancıyla talancıyla dinci faşistlerle
-inatla- kapışmayı sürdürendir.
‘’No Pasaran-Geçit Yok’’ diye haykırır dövüş alanlarında.

***

O; Okan Yüksel...
O; Kilisli Okan…
O; Meslek Ustam…
O; Okan Babam!..
Yüzü; insana, adamlara, sevgiye, doğaya dönük adam!
İyiliği, güzelliği, gerçeğe çıkan yolu arayan adam!
Yüreğinden, kanından kopup gelen ‘’Merhaba’’ ile özdeşleşmiştir.
Bazı insanlar otların balıkların yıldızların adını ezbere sayarken,
o -Büyük Şair gibi- ayrılıkları, hasretleri bilmiştir.
Deniz’i de vardır
Ateş’i, Su’yu da!
En sevdiği renk; mavidir.
‘’Neden’’ diye sorarsanız Edip Cansever ile yanıt verir.
‘’Bir renk değildir mavi huydur bende!’’


***

Usta adına açılan Okan Yüksel Parkı’nın açılışında
(Karşıyaka Belediyesi’ne bin teşekkür!)
usumdan geçenleri notlaştırdıydım
bindiğim dolmuşta.
Dün klavyenin başına geçtim, içimden geldiği gibi
de o notları döktüm yazıya.
‘’Ey dostlarım!
Dünyada dost yoktur!’’ der ya Aristotales.
Keşke gelip de o parka ‘’Okan Yüksel Dostları’’nı,
dostluğu görseydi.
Keşke...


***

22552731_1775356276090919_8720329402286235251_nO dostlardan Hakkı Onat’ın anımsattığı
Mevlana dizeleriyle sonlayayım yazıyı;
‘’Sevgide güneş gibisin/ Dostluk ve kardeşlikte akarsu gibisin/
Hataları örtmede gece gibisin/ Tevazuda toprak gibisin/
Öfkede ölü gibisin’’ Okan Babam...
Ustam!
Bin Yıllık Dostluğa temel attık seninle;
tam 40 yıl önce!..
Sen de bizim cihan parçamızsın Ustam!.