Uzun yıllardır beklediğimiz Yeni Hayvan Hakları Kanunu sonunda Meclis’te!

Yüzlerce toplantı, görüşmeler, kulisler, komisyonlar, basın açıklamaları, eylemler, tepkiler derken sonunda yeni Hayvan Hakları Kanunu teklifi önceki gün Meclis’e sunuldu.

Tek tek tüm maddeleri ele almayacağım ama önemli değişikleri, artıları ve eksileri gelin birlikte inceleyelim.

***

Artık Türkiye’de hayvanlar “mal” değil “can” olarak kabul edilecek. Bu çok geç kalınmış ama yine de önemli bir zafer! Yeni düzenleme ile Türk Ceza Kanunu'nun 151. maddesinde hayvanlarla ilgili 'mala zarar verme' tanımı 'cana zarar verme' olarak değiştirilerek suç kapsamında alınıyor.

Bir diğer güzel ve gecikmiş gelişme de sahipli-sahipsiz hayvan ayrımının kaldırılacak olması.

Teklifte yeni suç ve cezalar şöyle belirlenmiş:

Nesli yok olma tehlikesi altında olan bir hayvanı öldürene 1 yıldan 5 yıla kadar hapis,

Bir hayvan neslini yok edene 5 yıldan 10 yıla kadar hapis,

Bir ev hayvanını veya evcil hayvanı kasten öldürene 6 aydan 4 yıla kadar hapis,

Hayvana tecavüze 6 aydan 3 yıla kadar hapis ve 100 günden az olmamak üzere adli para cezası,

İşkenceye 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası

Bir ev hayvanına veya evcil hayvana işkence edene 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası,

Hayvanları dövüştürenlere 3 aydan 2 yıla kadar hapis veya adli para cezası getiriliyor.

İlk bakışta iyi gibi görünebilir ama maalesef 2 yılın altından başlayan ceza sınırı bize şunu söylüyor: Eğer hakim 2 yılın altına ceza verirse hayvanlara karşı suç işleyenler yine hapisten yırtacak!

***

Kanun teklifine göre petshoplarda kedi ve köpek satışı yasaklanıyor! Ama maalesef üretim çiftlikleri Tarım ve Orman Bakanlığı denetiminde faaliyete devam ediyor. Hayvanların satışı katalog üzerinden yapılacak! Şu satış işini hepten yasaklamak neden bu kadar zor?

***

Nüfusu 25 bini aşan tüm belediyelere hayvan bakımevi kurma zorunluluğu geliyor. Zorunlu hale getirilmesi güzel bir gelişme ama bir handikap var! Bütçenin ne kadarının kullanılacağı belediyelere bırakılmış. Yani, bu madde bir belediyenin göstermelik ve ihtiyacı karşılamaktan uzak bir rehabilitasyon merkezi kurmasına engel değil!

***

Tehlikeli köpek türleri ile ilgili yasak devam ediyor. Ama güzel gelişme şu; mevcutta tehlikeli türlere sahip olanlar hayvanlarını kısırlaştırarak, kayıt belgesi alarak, ağızlıksız ve tasmasız dolaştırmayarak, parklar gibi halkın yoğun bulunduğu bölgelere girmeme şartıyla bakabilecek.

Biliyorsunuz sonradan mevcut yasaya eklenen bir genelge yüzünden tehlikeli arz edilen türler sahiplerinden alınarak en iyi ihmalle ömür boyu barınak hapsine yollanıyordu. Şimdi en azından bunun önüne geçilecek!

***

Hayvanlı sirkler, su sirkleri ve yunus parklarının açılması ve işletilmesi yasaklanacak. Peki, halihazırdaki park ve sirklerin durumu ne olacak?

***

Bence her şeye karşın sonunda eskisine oranla daha iyi bir yasanın Meclis’e gelmesi olumlu bir gelişme. Ama tabii bunca yıl bekledikten sonra eksiksiz bir yasa olmasını istiyorduk ve bunun için de mücadeleye devam edeceğiz.

***

Arıların aşırı tatlı şekerleme molası

Dünyada gıda çeşitliliğinin ve doğal yaşamın devamlılığında en kritik rolü oynayan canlılardan biri olan arıları eminim hiç böyle görmediniz.

Vahşi doğa fotoğrafçısı Joe Neely’nin vizörüne yansıyan bu muhteşem karede, iki arı birbirine sarılmış bir çiçeğin üzerinde uyuyakalmış. Üzerlerine dökülen sarı çiçek polenleri ise fotoğrafa apayrı bir renk katmış. Neely’nin Instagram sayfasında paylaştığı bu harika kare şimdiden 8 bine yakın beğeni almış durumda.

Bu harika karenin öyküsü ise şöyle… Amerika’nın Arizona eyaletinde yaşayan Joe Neely ve eşi çiçek fotoğrafları çekmek üzere bir akşamüstü evlerinin yakınındaki bölgede gezerken bu muazzam olaya tanık olmuş. The Dogo’da yer alan habere göre, çift çiçek fotoğrafları çekerken birçok bal arısının harıl harıl çalıştığını fark etmiş. Neely “Eşimle birkaç arıyı çiçek üzerine hareketsiz görünce acaba arılardan bazıları polen sarhoşu olmuş olabilir mi diye şakalaştık ama bir süre sonra diğer arıların da yavaş yavaş çiçeklere konarak uykuya daldıklarını gördük” diyor.

Yani arılar yorucu bir iş gününün ardından mesailerini tamamlayıp şekerleme saatine geçiyorlarmış. Neely ve eşi bu manzara karşısında büyülenmiş şekilde bakakalmışken daha da ilginç bir olay yaşanmış.

SONA KALAN…

Hava kararmaya başladığında artık havada uçan tek bir arı kalmış, kendine uygun bir çiçek arayıp duruyormuş ama tüm çiçekler çoktan başka arılar tarafından kapılmış. Bir süre sonra biraz büyükçe bir çiçeği gözüne kestiren arı uyumakta olan diğer arının yanına sokulmuş. Uykulu arı birazcık geri giderek arkadaşına yer açmış. Sonra ikili birbirilerine sarılır halde uykuya dalmışlar.

Neely, bir çiçeği paylaşan iki arının bu muhteşem anını hemen ölümsüzleştirmiş. Neely’nin çektiği arılar Diadasia olarak adlandırılan Globe Mallow arıları. Bu ilginç arı türü, sadece belli çiçek ve bitkileri seçiyor.

***

Çiğli’de sahipsiz canlar için çözüm toplantısı

Belediye-STK-gönüllü işbirliği yerelde hemen her konuda yol almanın, sorunları çözüp eksikleri gidermenin en etkili yöntemlerinden bir tanesi. İzmir Çiğli’de de belediye yetkilileri ve hayvanseverler bir araya gelerek sahipsiz canlar ve veteriner işleri ile ilgili aciliyeti olan konuları masaya yatırdı.

HAYTAP Heyeti, Çiğli Belediye Başkanı Utku Gümrükçü’nün danışmanı Halis Özcan’a halihazırda çözüm bekleyen konuları ve federasyona gelen şikayetleri aktarırken, çözüm önerilerini de sundu.

NELER YAPILACAK?

Toplantı gündemini ve yapılacakları aktaran HAYTAP İzmir Temsilcisi Esin Önder, “Bizim önceliklerimiz; kısırlaştırma sayısının arttırılması ki bu konuda belediye veterinerler odasından destek alacak. Bunun haricinde, sahadaki sahipsiz canlar için iç dış parazit çalışması gönüllüler ve bir veteriner hekimle birlikte yerinde yapılacak.

Yakalanamayan canlar için Mucize kafes yapılacak. Yakalama yapan kişilere eğitim verilerek sayıları artırılacak. Sasalı’da yedi sekiz bölgeye otomatik suluklar konulacak.

Ben iyi sonuç alacağımıza eminim. Çünkü başkanımız ilk günden beri her canın başkanı olacağının sözünü vermiş, deve güreşlerini de yaptırmayacaktır. Halis Bey de zaten veteriner hekim olup, her sorunumuzu çözen can dostu başkan danışmanıdır. Çalışmaların tabii ki takipçisi olacağız. Teşekkür ediyoruz” dedi.

***

SOSYAL MEDYADAN İNCİLER

Bu tepkinin adı: Sevimli saldırganlık!

Bu hafta Sosyal Medya’yı tararken Popular Science Türkiye'nin Instagram adresindeki ilginç paylaşım dikkatimi çekti. Paylaşım 2013 yılında yayımlanan bir makale ile ilgili. Bilimsel makaleye göre sevimli bir şey görmek içimizdeki saldırganlığı ortaya çıkarıyor! Nasıl mı?

-Araştırmacılar yaptıkları bu deneyde, 109 kişiye yavru köpeklerin yer aldığı sevimli, komik ve nötr hayvan fotoğrafları göstermiş. Daha sonra bu şanslı katılımcılar, fotoğrafları gördükleri zaman hissettikleri duyguları derecelendirmişler: Örneğin "Dayanamıyorum!" (veya "O kadar pofuduk ki öleceğim!") gibi bir ifadeye katılıp katılmadıkları, fotoğrafların bir şeyi sıkmak istemelerine yol açıp açmadığı veya birden "hırr!" gibi bir ses çıkarma dürtüsüne kapılıp kapılmadıkları gibi... Hayvan ne kadar sevimli olursa, verilen tepki de o kadar saldırgan olmuş.

Yale Üniversitesi'nde psikoloji alanında yüksek lisans yapan Rebecca Dyer'ın öncülüğünde çalışan araştırmacılar, bu olguya "sevimli saldırganlık" adını veriyor. Dyer, "Bu durumun yüksek olumlu etki ve neredeyse kontrolünü kaybetme hissiyle alakalı olduğunu düşünüyoruz" diyor. Yani gördüğünüz şey o kadar sevimli ki, sizi çılgına çeviriyor.

Dyer'a göre sevimli resimler gördüğümüz zaman bu kadar bastırılmış saldırganlık sergilememizin sebeplerinden biri de, bebek gibi sevimli bir şey görmenin bizi ona bakmaya, onunla ilgilenmeye itmesi. Fakat bebeği veya sevimli hayvanı kucaklayamadığımız için amacımıza ulaşamıyor ve saldırgan oluyoruz.