Aydın Daruga...
Genç nesil pek tanımayabilir.
Günaydın Gazetesi’nden...
1966’da Silüetler’in bateristiydi.
Altın Mikrofon ödülünü kazandı.
1967’de Moğollar’ı kurdu.
İzmir’de gazetecilik yaptı.
22 Temmuz 2015’te kaybettik.
Aydın Daruga kanserdi.
Çarpık sistemin son kurbanıydı.
Çalıştığı pek çok gazete,
Ya sigortasını yapmadı,
Ya da primlerini ödemedi.
Bu yüzden öldüğünde,
Emekliliğine 2 ayı kalmıştı.
Aydın Daruga öldüğünde,
Karşıyaka Belediyesi’nde
Taşeron işçi görünüyordu.
Sadece o illet hastalığın
Tedavisi yapılabilsin diye...
Karşıyaka Belediyesi üzerinden
Bir süredir tartışma yürütülüyor.
Tartışılmasından yanayım,
Gerçekler mutlaka ortaya çıkmalı.
Ancak bu durumdan bile,
“Ablam” hala fırsat kolluyor.
Derdi İGC, ordan vuruyor.
Vursun hiçbir sakıncası yok.
Tüzük ortada, yasa ortada.
“Ablama” destek verenler de var.
Onlara da sözüm yok.
Sadece bu tartışmaya
Ek yapmak niyetindeyim...
Bence “avantacı” tartışmasına,
Karşıyaka Belediyesi’nin,
“Ablamın” gazetesinden,
Hangi tarihlerde
Kaç bin tane gazete aldığını,
Ne kadar ücret ödediğini,
Araştırarak başlasınlar...
Bakalım ne sonuç çıkacak?
İGC’yi göreve çağırıyorum.
Bu işin üzerine gitmek göreviniz.
Değilse de gidin efendim...
Bu işler yalakalık yaparak,
Sahte demokratlık yaparak,
Gaz dolu işkembeden atarak,
Çok uzun sürmüyor maalesef...
Yalakalık deyince aklıma geldi.
Irgat, kör karanlıkta koşa koşa,
Ağasının yanına gelir.
“Ağam rüyamda seni gördüm...”
Ağa, “Hayırdır, seninle ben ne yapıyorduk?” der.
Irgat utanıp sıkılarak,
“Aynı uçakta gidiyorduk.
uçak arıza yaptı ve düştük...”
Ağa şaşırır, “Ne oldu sonra?” der.
Irgat, “Ne olacak ki ağam,
ben bok çukuruna, sen ise,
bal çukuruna düştün...”
Ağa gülümser, “O kadar da
olacak elbette. Ben ağayım,
sen ise ırgatsın” diyerek,
Keyfinden dört köşe devam eder:
“Eeeeee sonra ne oldu?”
Irgat başını öne eğerek yanıtlar:
“Ne olacak ki ağam,
birbirimizi yalayarak temizledik...”
Kıssadan hisse;
Yalarken dikkat etmeli,
Balda yüzerken, bok yalamayınız...