“La dove piu lavore che arte”
(Nerede fazla gösteriş varsa, orada az sanat vardır)

Leonardo da Vinci

***

1990 yılı Haziran sonları, telefonum çaldı. Arayan kişi:

-Merhaba Şadan Bey, dedi, “Ben Dr. Osman Gürün. Muğla Rotary Kulüp Dönem Başkanlığını yürütüyorum. Sizi bir söyleşi için Muğla'ya çağırıyoruz.”
Cümle alem bilir, Muğla için bir şey isteniyorsa “hayır” demem olası değildir.
9 Temmuz akşamı, bir otelin roof'unda toplaştık.
Baktım; grupta Muğla'nın hemen her ilçesinden rotaryenler var. Fırsatı kaçırmadım, her ilçemize ait tarihsel bir olay, anektod, bir söylence aktardım. Sanki önceden anlaşmış, prova yapmışız gibi.
(Övünmek gibi olsun: Muğla üstüne her soruya yanıtım hazır.)

O birliktelik için, Başkan Dr. Osman Gürün imzalı “Onur Belgesi”nde şunlar yazılı:
“Sayın Şadan Gökovalı, konuşmacı olarak toplantılarımıza katılmak ve değerli bilgilerinizi bizimle paylaşmak suretiyle kulübümüze ve amaçlarımıza gösterdiğiniz ilgi ve beraberliğimizin bir anısı olarak, şükranlarımız ile sunarız.”

***

Demek, 2017 itibarıyla 27 yıl geçmiş aradan, su gibi...
Olabildiği kadar, anlamını bilmediğim sözcüğü kullanmamaya, konuştuğum kişinin adının anlamını öğrenmeye çalışırım. Klasik Osmanlıca sözcükler, “osman”ın Arapça ve “yılan yavrusu gözü” anlamına geldiğini yazar. Peki ama, anlamı iyi olmayan birçok Arapça sözcüğü değiştiren Hz. Muhammed bunu niçin değiştirmemiş? Konunun derinine inersek, şu bilgi karşılar bizi:
“Osman”, aynı zamanda “gözlerinin güzelliğiyle ünlü toy kuşunun yavrusuna verilen bir sıfat.”
Gökova'ya gidip gelişlerimde şansıma yardım edip, Osman Beyle konuşmaya çalışırım. Kendisine selam ve teşekkürler getiririm. Çünkü, “Osman Gürün” adı geçince orada bulunanlardan birkaçından “O benim doktorumdur”, “beni o iyileştirdi” sözlerini çok duyarım. Dahası, bazı gelişlerimde muayenehaneye gelir gibi, Belediye Başkanlığı makamına gelip muayene olanları çok görmüşümdür. (O güzel gözlerinde büyüklenme, hor görme belirtisi görmedim.)
Bir de, masasında birikmiş evrak yığını görmem. Her yazıyı eline alır almaz inceler, ne yapılacaksa yapılmasını buyurur.
Ben ki İzmir'de, iletişimci olarak Faruk Tunca'dan Osman Kibar'a, Ahmet Piriştina'dan Erdal İzgi'ye kadar bütün belediye başkanlarıyla görev ilişkisinde bulundum; Dr. Gürün kadar “güler yüzle hizmet” edebilen ve bu anlayışı tüm belediye teşkilatına benimsetebilmiş belediye başkanı görmedim desem yeridir.

***

Şunu açıkça gözlemledim: Muğla'ya bir şey yapılacaksa, Osman Bey önce mevzuata, sonra mevcut bütçe olanaklarına bakar. Yapamayacağı hizmet için söz vermez, verdiği sözü yerine getirmek için var gücüyle çalışır.
Bir örneğini yıllarca Salihli'de (Rahmetli Zafer Keskiner'in üç dönem belediye başkanlığı döneminde) gerçekleştirdiğim kültür ve sanat etkinliklerini, “Toprağından olduğum, toprağı olacağım” Muğla'ya taşımakta duraksayamazdım. Düşüncemi yazıya geçirip onaya sundum. Yetkili kurullardan geçtikten sonra çeşitli sanat etkinliklerinin yanı sıra Kültür Yayınları'nı başlattık. Zekai Eroğlu'nun ölümsüz eseri “Muğla Tarihi” başta olmak üzere, “Muğla ilinde Turizmi Geliştirme Olanakları” konulu doktora tezim, “Çocuklara ve Gençlere Anadolu Söylenceleri” kitabım; Ali Yüce'den derlediğim “Olmaca”, Erdolan Çokduru'dan “Bitkilerin Aşkı”, “Muğla Sevdalısı Oktay Akbal'a Armağan” adlı çalışmalarım yayınlandı. (Yayın sırası bekleyen iki kitabım daha var.) Büyükşehir Belediyesinin hemen her süreli yayınında, amaca uygun yazılar yayınlıyor, “Muğla'nın Belleği” Ünal Türkeş'in sahibi ve başyazarı olduğu Muğla'nın Sesi “DEVRİM” gazetemize, yazılası bulduğum konularda kalem oynatıyor, daha doğrusu klavyenin tuşlarına basıyorum. Deyim yerindeyse, “Muğla'dan aldıklarımı -taksit taksit- ödemeye çalışıyorum.”
Bu arada, sanat, kültür gibi üst yapı hizmetlerini, belediyelerin asıl görevi olan işlerden vakit ve nakit çalmadan yürütüldüğünü söylemeye gerek var mı bilmem!
Yine, Türkiye çapında görülüp takdirle karşılandığı gibi Muğla Dr. Osman Gürün'ün başkanlığında örnek belediye hizmetleri gerçekleştiriyor. Antik çağ Ege'sinin en bayındır ve mutlu insanlar kenti Priene'nin bu başarısının sırrı (gizemi) neymiş dersiniz?

PRİENE HALKININ, İYİ YÖNETİCİLER SEÇMESİ!

Bu açıdan “seçmesini bilen” Muğla halkını tebrik ve kendilerine teşekkür etmemiz gerektiği kanısındayım.
İşte, Osman Gürün'ün Muğla'sı bu yılki Uluslararası İzmir Fuarı'nın “Onur Konuğu İli”. Daha ne olsun?
İyi şeyler, Muğla'ya...
Merhaba!