Yeni bir şeyler yapmayı her zaman sevmişimdir. Sanırım o yüzden, hiçbir zaman sadece haber peşinde koşan bir gazeteci olamadım. Evet haberciliği çok seviyorum ama hayatıma yeni bir şeyler katmayı da hiç bir zaman ihmal etmedim... Tanıştığım her yeni insan bana hep yeni kapılar açtı. Zaten mesleğin verdiği bir öğrenme oburluğu varken bunun üzerine bir de yeni fikirler üreterek, o fikirlere insanları dahil etmek eklendi. Bu üretme ve paylaşma isteği de beni hep cezbetti. Çok yakın arkadaşlarım tarafından bile kimi zaman bu yanım eleştiriliyor ama ben buna engel olamıyorum.

***

gokmen--tom-mccleanBunun neden böyle olduğunu düşünürken elime bir kitap geçti. Stanford Üniversitesi Profesörü David Eagleman, The Brain: The Story of You–Beyin: Senin Hikayen adlı kitabında yeni şeyleri denemenin, yeni şeyler yapmaya çalışmanın, yeni aktiviteler peşinde koşmanın zamanı genişlettiğini yazıyor. Daha önce yapmadığın bir şeyi yaparken, beynin o şeyle ilgili daha fazla bilgi toplamaya odaklanıyor. Dolayısıyla o deneyime dair daha fazla hatıra oluşturuyor. Daha fazla hatıra sanki daha uzun zaman geçirmiş gibi hissettiriyor.
İşte tam da bu! Yaparken öğrendiklerimle birlikte, insanlarla paylaştığım anların çokluğu sayesinde zaman genişliyor. Einstein zamanın göreceli olduğunu söylemişti. Sadece fiziksel olarak değil, psikolojik olarak da bu doğru. Ya da nöro-psikolojik olarak.

Hepimiz daha fazla zamanın peşindeyiz. Mesela daha uzun bir tatilin... Bunun için psikolog Marc Wittmann’ın klasik tatil etkisi yöntemine bir bakalım, ne dersiniz? Yazar bu etkiyi Felt Time: The Psychology of How We Perceive Time–Hissedilen Zaman: Zamanı Nasıl Algıladığımızın Psikolojisi adlı kitabında şöyle tanımlıyor:
Eğer daha çok hatıra toplarsanız herhangi bir zaman aralığı daha uzun hissedilir. Hatırası güçlü deneyimler zamanı genişletir. Etrafınızda olan olaylardan kopuksanız, onlarla ilgili hatıra oluşturamazsınız. Duygular hafıza için bir yapıştırıcı gibidir.

***

Sanırım ben de bu yüzden tatillerimi sadece deniz kenarında uzanarak geçiremiyorum. Görmediğim yerlerin keşfine düşüyor, tarihini araştırıyor, kitaplar alıyor, yöreye özgü yemekler yiyor, bölgede yaşayan insanlarla konuşuyor ve o çevredeki farklı aktivitelere katılıyorum.
Yani size tavsiyem kaliteli hatıralar biriktirin. Tatilde seyahate çıkacaksanız aşırı planlama yapmayın. Bunu yaparsanız aklınız hep planınızdaki bir sonraki adımla meşgul olur ve siz etrafınızda olup bitenlerden koparsınız. Tabii ki tamamen plansız olun demeye çalışmıyorum. Ama doğaçlamaya da izin verin. En güzel hatıralar, beklenmedik şeylerden çıkar. Çünkü onlar sizin için yenidir. Ve yeni güçlüdür. Daha önce yapmadığınız yeni şeyler yapmaya çalışırsanız, daha kaliteli hatıralar biriktirmiş olursunuz ve bu da size iki ayda iki yıl tatil yapmış gibi hissettirir.
Çocukluk hatıraları işte tam da bu yüzden unutulmazdır. Ne yaparsan yap hep yeni bir şeyler yapıyorsundur. Eğer bunu tüm bir hayata yayabilmeyi başarabilirsen ruhunu da hep genç ve diri tutmuş olursun.


***


gokmen--gonul_berkerYaşın da bir önemi yok yeni bir şeyler yapmak için... Mesela; uzunluğu 3.734 km olan Mississippi Nehri'ni boydan boya tek başına kürek çekerek geçen 81 yaşındaki Dale Sanders buna bir örnek olarak gösterebiliriz. Ya da yüzde 90 görme özürlü olmasına rağmen özel aparatlarla ders kitaplarını okuyup Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun 83 yaşındaki Mustafa Genç'i. 61 yıl sonra afla döndüğü Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'nden mezun olan 84 yaşındaki Fatma Mihriban Aktarı'yı... El yapımı balina görünümlü botuyla 3200 kilometrelik Atlantik Okyanusu'nu geçmek için tek başına yelken açan 73 yaşındaki Tom McClean'i... 80. doğum gününü uçaktan atlayarak kutlayan maceracı Shirley Dunham'ı. Daha önce 3 üniversiteden mezun olmuş 46 yıldır eczacılık yapan ve şimdilerde tıp fakültesini bitirmeye hazırlanan 67 yaşındaki Gönül Berker'i... 2005 yapımı Anthony Hopkins'in oyunculuğuyla Efsane Adam filmine konu olan, 68 yaşında kırdığı dünya hız rekoru hala geçilememiş efsane motosikletçi Burt Munro'yu... Yeninin verdiği güç sizinle olsun..gokmen--dale-sanders