YKS sonuçlarının açıklanmasıyla birlikte, milyonlarca öğrenci ve aile için büyük stresin yeni bir maratonu başladı.
Üniversite tercih süreci, gençlerin hayatlarını şekillendirecek ciddi bir adım ve bu süreçte doğru kararlar almanın önemi büyük. Bir sınav üzerinden insan hayatını şekillendirmek ne kadar doğru, orası ayrı bir konu.
Bir üniversitenin veya bölümün popüler olması, herkes için en iyi seçenek olacağı anlamına gelmiyor. Bu nedenle, adayların kendilerini tanıyarak, ilgi duydukları alanlarda eğitim almalarının, gelecekteki başarıları için kritik olduğunu düşünüyorum. Üniversitelerin sunduğu akademik imkânlar, öğretim kadrosunun niteliği ve üniversitenin sunduğu sosyal olanaklar, tercihlerinizi yaparken dikkate almamız gereken faktörlerden. Taze bir üniversiteli olarak söyleyebilirim ki; bu konuları araştırmadan tercih listenizi hazırlarsanız, hayal kırıklıkları ile karşılaşmanız muhtemel.
Diğer bir konu ise sınav sonuçlarının açıklanmasına 2 gün kala ikinci öğretimlerin tamamının kapatılması. “Ben yaptım oldu” zihniyeti bir kez daha karşımızda. YKS hazırlıklarını ikinci öğretim üzerinden yapan, çalışırken okumayı düşünen öğrenciler yine yok sayıldı. Halihazırda ikinci öğretime devam eden öğrencilerin durumu, örgünde kontenjanların yükseltilip yükseltilmeyeceği ise hala büyük bir muamma. Mezuna kalmayı düşünen öğrenciler bile önümüzdeki yıl YÖK’ün hangi kararları alacağını kestiremediği için “Bu yıl en iyisi bir yere gireyim de kurtulayım” kafasında. Sonuçların açıklanmasına 2 gün kala ikinci öğretimi çat diye kaldırdılar, umarım üniversitelerin açılmasına 2 gün kala yeni bir kararla çıkmazlar karşımıza…