oncel-ilk-bolume--PLAKAYI-KAPATALIMŞimdi sana nereden başlayalım?
Önce sana şunu hatırlatalım: Belki üzüleceksin ama bu yollar sana paşa dedenden miras kalmadı.
Baban da yapmadı.
Tapusu sizin aileye ait özel mülk değil yani.
Dolayısıyla kafan nasıl eserse, canın nasıl isterse o şekilde park edemezsin.
Gerçi seninki park etmek değil, aracı terk etmek!
Orası yaya yolu ama daha önemlisi aynı zamanda sarı bantlı engelli yolu.
Yani neresinden baksan yaptığın sığırlık. (Hayvan olan sığırlar lütfen siz alınmayın, ne yazık ki biz insanlar birbirimize hakaret ederken siz hayvanların adını anmayı adet edinmişiz, sığırı da kaba saba kural tanımaz insanoğlu için kullanıyoruz mesela, yoksa sizin şahsınızla hiç ilgisi yok, alınmayın.)


***

Twitter'da, İzmir'de yaşayanların birbirlerine çevirme ve radar olan yerleri bildirmesi amacıyla açılan @izmirdecevirme adresi giderek bir sosyal sorumluluk projesine dönüşmeye başladı.
Bu adresi kullananlar adeta birer fahri trafik müfettişi gibi gün boyu trafik ihlali yapanları bu adreste afişe ediyorlar.
Özellikle de yaya ve engelli yollarına park edenleri, alışveriş merkezlerinde engelli park yerlerini gasp edenleri.
Hatta belirli adreslerde bedava dağıtılan etiketler bile hazırlanmış.
Bu arkadaş gibi akıl sınırlarını aşan bir yere park eden araçlara, üzerinde "Kaldırımların arabam için olduğuna inanan bir cahilim" gibi kara mizah içeren cümlelerin yer aldığı etiketler yapıştırılıyor.
Etiketler kolayca çıkıyor, araca zarar vermiyor ama bence caydırıcılığı yüksek.
Trafik kazası sıralamasında dünyada ilk üçü kimseye kaptırmayan bir ülkenin ferdi olarak ben de bu kural tanımaz medeniyet düşmanı sürücüleri elimden geldiğince uyarıyorum, bu köşeden de uyarmaya devam edeceğim.

***

Musibet de işe yaramıyor

Dönüp dolaşıp her şeyin başı eğitim diyoruz ya, işte o eğitimi de küçük yaşlarda vermezsen sonradan vermek çok zor oluyor.
Son derece tehlike araç kullanan bir arkadaşım var.
Otomobiline ne zaman binsem diken üstünde oluyorum. Kavga çıkarıyorum!
Kendisi müthiş tecrübeli ve üstün yetenekli bir şoför olduğuna inanıyor.
Bu yüzden biz amatörler gibi (!) kemer takma lüzumunu görmüyor, yol boyu telefonla konuşuyor, mesaj okuyor/yazıyor, hız sınırına asla uymuyor, tek çizgide araç solluyor vs.
Tam bir trafik magandası yani.
Ben de her defasında bıkıp usanmadan kendisini uyarıyorum ama nafile.

***

Geçen gün haber geldi, Çeşme'de kaza yapmış.
Uyardığım her şeyi yaparken hem de: Viraja son sürat girmek, cep telefonuyla ilgilenmek ve kemer takmamak gibi yapılmaması gereken ne varsa yaparak.
Çok usta şoför ya, biz acemiler salaklığımızdan bu kurallara uyuyoruz. Usta şoförlerin ise böyle bir zorunluluğu yok!
Takla attı tabii.
Verilmiş sadakaları araçtan sağ çıkmasına neden oldu ama bu uyarıyı bir ders olarak aldı mı derseniz; asla!
Önceki gün yine aynı araçta beraberdik.
Yine kemer takılı değil, yine 50 ile gitmesi gereken şehir içinde 80'e çıkmaya kalktı, yine cep telefonu elinden düşmedi. (Bu, otomobilde ben varım ve başına ekşirim diye dikkat etmiş hali!)
Şimdi Allah göstermesin bu arkadaşım olası muhtemel bir kazada hakkın rahmetine kavuşsa, 'kazada öldü' mü diyeceğiz?
Şahsen ben intihar etti demeyi tercih ederim. Katil de olmamasını umarak!
Trafikte kurallara uymak aklın, medeni bir insan olmanın, yaşam hakkına saygının gereğidir.
Uyunuz, uydurunuz. İşte bakın artık, ne gerekiyorsa yapınız!