Minik köpeğimiz Molly’nin dış parazitlere karşı koruyucu olduğu ileri sürülen ‘Simparica’ adlı ilacı ağız yolu ile almasının ardından, ölümden dönüşü ve ilaçla ilgili yaptığım araştırma sonuçları konusunda iki ay önce iki yazı yazmıştım.
Yazılarımın hızla şirket yetkililerine ulaştığını öğrendim, ancak bağlantı kuran ve geçmiş olsun dileğinde bulunan kimse olmayınca, başka köpeklerin benzer bir olay yaşamaması için veteriner ilaç firması Zoetis’e, ABD hukukunun uygulanması talebiyle, Türkiye’de dava açtık… Tüm hukukçuların, bilim insanlarının ve hayvanseverlerin desteğine ihtiyacımız var.
Zoetis, özetle, kullanım alanı (endikasyon) son derece dar (köpekte pire veya çok sayıda kene bulunması) olan bir ilacı, daha fazla satabilmek amacıyla, ABD’deki prospektüste yer almayan bazı hastalıkları (uyuz, kulak uyuzu, Demodex gibi) Türkiye’de kullanım alanına dahil etmiştir. İlacın koruyucu (profilaktik) bir etkisi bulunmamasına karşın, veteriner hekimlere dağıttığı reklam amaçlı prospektüsün en üstünde, büyük, koyu ve renkli harflerle, tüm bu hastalıklara karşı “benzersiz geniş koruma” sağladığı şeklinde bir ifade kullanmıştır. Çok sınırlı sayıda hastalıkta kullanılması gereken ilaç, bu sayede, tüm sağlıklı köpekler için, kenelerin etkin olduğu 3-4 aylık dönemde, ayda bir doz şeklinde pazarlanmaktadır ve köpeğimiz Molly’ye de bu şekilde verilmiştir.
İlacın yan etkileri ve bunlara karşı uyarılar ve hayvan güvenliği konularında da ABD’deki ve Türkiye’deki prospektüsler arasında önemli farklar saptadık. Precautions (Uyarılar) bölümündeki, Molly’de de gözlenen “köpeklerde titreme, ataksi ve kasılma nöbetleri gibi nörolojik belirtilere yol açabileceği” özel uyarısı bizdeki prospektüste yok. ABD’deki prospektüse göre kusma, ishal, uyuşukluk gibi belirtiler ‘nadir’ (binde birden az) değilken, bizdeki prospektüste nadir gibi gösterilmiş veya hiç gösterilmemiştir. Türkçe prospektüslerde, 8 haftalık Beagle’lara periyodik yüksek doz ilaç verilerek yapılan deneyde; görülen titreme, kas koordinasyon bozukluğu, kasılma nöbetleri gibi yan etkilerin ardından “tüm köpeklerin tedavisiz iyileştiği” yazıyor ama “bir köpekte gelişen anormal kafa koordinasyonunun düzelmediği”; ayrı bir çalışmada “gelişen çok sayıda yan etkinin ardından, köpeğe ötenazi (öldürme) uygulandığı” bilgileri yer almıyor.
Daha çok şey var ama uzatmayayım. Sonuçta, Zoetis firması Türkiye’de ‘Simparica’ adlı ilacının kullanım alanını genişletmekle kalmamış; olası ve ciddi yan etkilerini, hem veteriner hekimlerden, hem de köpek sahiplerinden saklamaya çalışmıştır. Türkçe prospektüslere internette ulaşılamaması da son derece düşündürücüdür.
Bu arada, ABD vatandaşları, yabani otlara karşı kullanılan glifosat içeren Roundup adlı ilacın kansere yol açtığı gerekçesiyle, üretici Alman Bayer firmasına ABD’de dava açtı ve Bayer, davacılara 10 milyar 900 milyon dolar ödemeyi kabul etti. Bakalım Zoetis Türkiye’de ne yapacak?
Avukatım ve dostum Mustafa Şenel’e hazırladığı çok başarılı dilekçe için çok teşekkür ediyorum. Dilekçeyi tercüme ettirip, okuyacak ABD’li yetkililer, Türkiye’nin bir üçüncü dünya ülkesi olmadığını anlayacaklardır.
Türk adaletine güveniyorum; öyle bir karar çıkacak ki “Türkiye’de ve İzmir’de hakimler var” diyeceğiz… “Madem Türk adaletine güveniyorsunuz, neden ABD hukuku ile yargılama istiyorsunuz?” diye sorabilirsiniz. Ne yazık ki Türk hukuk sisteminde, insan ve hayvan hayatının değeri yok denecek kadar az ve bu kurallar mutlaka değişmeli. Davadan gelir elde edilirse, İzmir ve Ayvalık’taki hayvan barınaklarının koşullarının düzeltilmesinde kullanılacaktır.
Not: ABD’de Simparica kullanımından zarar gören köpek sahiplerinin, ilacın ruhsatının iptal edilmesi için başlattığı imza kampanyasının hedefi 15.000 imza ve bugün için 2.800 imza daha gerekiyor. https://www.change.org/p/petition-for-the-immediate-withdrawal-of-simparica-flea-tick-treatment-from-the-market adresinden katılabilirsiniz.
Paylaşmanız dileğiyle…