Kurban Bayramı tatilinin ardından piyasaların açılmasıyla birlikte, yatırımcıların gözü kulağı uluslararası arenadan gelen haberlerde ve değerli metallerin seyrindeydi. Beklenen oldu ve geçen haftanın son işlem günlerinde başlayan yükseliş trendi, yeni haftanın ilk gününde de hız kesmeden devam etti. Özellikle İsrail ve İran arasında tırmanan ve tüm bölgeyi bir savaşın eşiğine getiren jeopolitik gerilim, küresel piyasalarda risk iştahını adeta sıfırlarken, yatırımcıları bir kez daha tarihin en eski ve en güvenilir limanına, yani altına yöneltti. Bu yoğun talep, hem uluslararası piyasalarda ons altın fiyatını hem de yurt içinde dolar/TL kurunun da etkisiyle gram altın ve çeyrek altın fiyatlarını tarihi zirvelere taşıdı. Yeni haftaya, yatırımcıların cüzdanını ısıtan ancak küresel ekonominin geleceğine dair endişeleri artıran bir altın rallisiyle başlandı.

Küresel belirsizlik ve jeopolitik riskler: altını neden parlatıyor?

Altın fiyatlarındaki bu baş döndürücü yükselişin arkasındaki temel itici güç, şüphesiz ki Ortadoğu'da yaşanan ve kontrolden çıkmasından endişe edilen askeri gerilim. İsrail'in İran'a yönelik saldırıları ve İran'ın buna karşılık vereceği beklentisi, küresel piyasalarda tam bir belirsizlik ve korku iklimi yarattı. Bu tür kriz ve kaos dönemlerinde, hisse senetleri, kripto paralar gibi riskli varlıklardan kaçan büyük fonlar ve bireysel yatırımcılar, sermayelerini korumak amacıyla "güvenli liman" olarak kabul edilen varlıklara sığınır. Binlerce yıldır değerini koruyan, hiçbir devletin veya merkez bankasının kontrolünde olmayan altın, bu güvenli limanların başında gelir.

Ortadoğu'daki gerilimin sadece bölgesel bir çatışma olarak kalmayıp, küresel petrol arzını tehlikeye atabileceği, dünya ticaret yollarını tıkayabileceği ve küresel bir enflasyon dalgasını yeniden tetikleyebileceği endişesi, altına olan talebi daha da körüklüyor. Yatırımcılar, paralarının değerini olası bir ekonomik çalkantıya karşı korumak için altına hücum ediyor. Bu durum, "korku endeksi" olarak da bilinen volatilite endeksinin (VIX) yükseldiği her dönemde altının neden parladığını açıklayan temel bir ekonomik prensiptir. Mevcut konjonktürde, savaş riski masada kaldığı sürece, altının bu parlaklığını koruması ve yeni rekorlara doğru yelken açması bekleniyor.

Rakamlarla rekor seviyeler: gram, çeyrek ve cumhuriyet altını ne durumda?

Piyasalardaki bu küresel panik havası, yurt içi altın fiyatlarına da anında yansıdı. Yeni haftanın ilk işlem saatlerinde (09:15 itibarıyla), altın fiyatları Cuma günkü kapanışa göre önemli bir artış kaydetti.

  • Gram Altın: Haftaya yaklaşık 100 TL'lik bir primle başlayan gram altın, 4.333 TL seviyelerinden işlem görerek yeni bir psikolojik sınırı daha aştı. Bu rakam, gram altının bugüne kadar gördüğü en yüksek seviyelerden biri olarak kayıtlara geçti.

  • Çeyrek Altın: Türk halkının en çok tercih ettiği yatırım ve hediye araçlarından biri olan çeyrek altın da bu yükselişten nasibini aldı. Geçtiğimiz hafta 7.000 TL barajını aşan çeyrek altın, bu sabah 7.200 TL seviyesine kadar çıkarak ulaşılması zor bir rekora imza attı.

  • Diğer Altın Türleri: Yükseliş, diğer altın türlerinde de kendini gösterdi. Yarım altın 14.200 TL civarında seyrederken, Cumhuriyet altınının alış fiyatı 28.267 TL, satış fiyatı ise 28.522 TL olarak belirlendi.

    Türkiye’de en çok satılan otomobil markaları açıklandı!
    Türkiye’de en çok satılan otomobil markaları açıklandı!
    İçeriği Görüntüle

Bu yükselişin arkasında iki temel faktör var: Birincisi, uluslararası piyasalarda ons altının değer kazanması. İkincisi ise, yurt içinde Dolar/TL kurunun yüksek seyrini koruması. Gram altın fiyatı, ons altının dolar cinsinden fiyatı ile Dolar/TL kurunun çarpılmasıyla hesaplandığı için, her iki cephedeki artış da yurt içi fiyatları yukarı yönlü itiyor. Uluslararası piyasalarda spot ons altın, 3.419,89 dolardan işlem görerek, altının küresel ölçekteki gücünü de teyit etti.

Kapalıçarşı'dan yatırımcının cüzdanına: vatandaş ne yapmalı?

Altın fiyatlarındaki bu sert yükseliş, Türkiye'deki yatırımcıları ve vatandaşları da ikiye bölmüş durumda. Geleneksel olarak "yastık altı" yatırımı olarak bilinen ve en güvenilir birikim aracı olarak görülen altın, bir yanda elinde altını olanlara büyük bir kazanç sağlarken, diğer yanda ise yeni yatırım yapmayı veya düğün, nişan gibi nedenlerle altın almayı planlayanları kara kara düşündürüyor.

Özellikle yaz aylarıyla birlikte başlayan "düğün sezonu", artan altın fiyatları nedeniyle yeni evlenecek çiftler ve aileleri için ek bir maliyet kalemi anlamına geliyor. Birkaç ay öncesine göre aynı miktarda altını alabilmek için çok daha fazla para ödemek zorunda kalan vatandaşlar, bütçelerini yeniden gözden geçirmek durumunda kalıyor.

Yatırımcılar ise kritik bir yol ayrımında. Fiyatların bu kadar yükseldiği bir ortamda, "Altına yatırım yapmak için geç mi kalındı?" sorusu en çok merak edilen konulardan biri. Diğer yandan, daha düşük seviyelerden altın almış olanlar için ise "Kâr satışı yapmak için doğru zaman mı?" sorusu gündemde. Uzmanlar, bu tür panik ve belirsizlik ortamlarında ani kararlar vermekten kaçınılması gerektiğini, yatırım kararlarının kişisel risk algısına ve uzun vadeli hedeflere göre verilmesi gerektiğini vurguluyor.

Gözler orta doğu ve merkez bankalarında: bundan sonra ne olacak?

Peki, altındaki bu yükseliş trendi devam edecek mi? Piyasa analistlerine göre, altın fiyatlarının yakın gelecekteki seyri, iki temel faktöre bağlı olacak.

Birincisi ve en önemlisi, Ortadoğu'daki jeopolitik gelişmeler. İsrail ve İran arasındaki gerilim tırmanmaya devam ederse, çatışmalar genişlerse ve bölgeye diğer aktörler de dahil olursa, güvenli liman talebi daha da artacak ve altın fiyatlarında yeni zirveler görmek sürpriz olmayacaktır. Ancak, tansiyonun düşmesi, diplomatik kanalların açılması ve sükunetin sağlanması durumunda, altında bir miktar kâr satışı yaşanması ve fiyatların bir miktar gevşemesi beklenebilir. Bu nedenle, tüm dünyanın gözü kulağı, Tahran ve Tel Aviv'den gelecek en ufak bir açıklamada ve atılacak adımlarda.

İkinci önemli faktör ise, küresel merkez bankalarının, özellikle de ABD Merkez Bankası'nın (Fed) para politikası kararları olacak. Yüksek faiz oranları, genellikle faiz getirisi olmayan altının cazibesini azaltır. Fed'in faiz indirimlerini ertelemesi, altın üzerinde bir baskı unsuru olsa da, mevcut savaş ve kriz ortamında jeopolitik risklerin, faiz faktöründen çok daha ağır bastığı görülüyor. Ancak yine de, Fed'in gelecekteki adımları ve enflasyon verileri, altının uzun vadeli seyrinde belirleyici olmaya devam edecek.

Sonuç olarak, altın, yeni haftaya küresel bir krizin gölgesinde, güçlü ve kararlı bir başlangıç yaptı. Yatırımcılar, portföylerini bu yeni gerçekliğe göre şekillendirirken, dünyanın kaderi ise Ortadoğu'da atılacak adımlara kilitlenmiş durumda.

Kaynak: HABER MERKEZİ