Türkiye'de trafiğe kayıtlı yaklaşık 32 milyon araç sahibini yakından ilgilendiren ve her yıl adeta bir "çileye" dönüşen araç muayenesi süreci, bu kez de ödeme yöntemleri üzerinden alevlenen bir tartışmayla gündemin merkezine oturdu. Zorunlu bir kamu hizmeti olan araç muayenesi işlemlerinde, kredi kartı ile ödeme yapmak isteyen vatandaşlardan alınan ve yasal dayanağı olmayan "komisyon" veya "hizmet bedeli" ücreti, esnaf ve sanatkârların en büyük çatı kuruluşu olan Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu'nun (TESK) sert tepkisine neden oldu. TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, yaptığı yazılı açıklamayla, bu uygulamanın açıkça bir haksız kazanç olduğunu, yasal olmadığını ve vatandaşın sırtına ek bir yük bindirdiğini belirterek, yetkilileri acil göreve çağırdı. Bu isyan, sadece bir sivil toplum örgütünün tepkisi olmanın ötesinde, her yıl milyonlarca sürücünün yaşadığı bir mağduriyetin en üst perdeden dile getirilmesi anlamına geliyor.

Yasal değil ama alınıyor: 'haksız kazanç' düzeni nasıl işliyor?

Bendevi Palandöken, açıklamasında, daha önce de defalarca gündeme getirmelerine rağmen, araç muayene ücretlerinin kredi kartı ile ödenmesi durumunda, araç sahiplerinden ortalama 150-200 TL arasında değişen bir komisyon farkı alındığının altını çizdi. Palandöken, "Yasal olmayan bu haksız kazanç, vatandaşa ekstra külfetten başka bir şey değil" diyerek, uygulamanın temelden yanlış olduğunu vurguladı.

Peki, bu "yasal olmayan" düzen nasıl işliyor? Bankacılık kanunları ve tüketici hakları mevzuatına göre, bir mal veya hizmet satışında, ödeme yöntemine göre (nakit veya kredi kartı) fiyat farkı uygulanması yasaktır. Yani, bir bakkaldan ekmek, bir mağazadan elbise veya bir beyaz eşyacıdan buzdolabı alındığında, satıcı, kredi kartı ile ödeme yapıldığı için ekstra bir komisyon talep edemez. Bu kural, POS cihazı komisyonlarının satıcıya ait bir işletme gideri olduğunu ve bunun tüketiciye yansıtılamayacağını temel alır.

Dev döner zincirinden konkordato kararı!
Dev döner zincirinden konkordato kararı!
İçeriği Görüntüle

Ancak araç muayenesini yapan yetkili kuruluş olan TÜVTÜRK, ödemeleri, bir alt yüklenici veya çözüm ortağı firma üzerinden alarak, bu yasal zorunluluğun etrafından dolanıyor. Yani, vatandaş kredi kartıyla ödeme yaptığında, aslında muayene ücretini değil, bu aracı firmanın sunduğu "ödeme hizmetini" satın almış gibi gösteriliyor ve bu hizmet için bir bedel talep ediliyor. Palandöken, bu durumu, "Farkın vatandaştan tahsil edilmesi adil bir hizmet anlayışıyla bağdaşmıyor" sözleriyle eleştirerek, uygulamanın tüketiciyi aldatmaya yönelik bir kurnazlık olduğunu ima etti.

Milyonlarca araç, milyarlarca liralık pazar: sektörün büyüklüğü

Tartışmanın boyutunu anlamak için, Türkiye'deki araç ve muayene pazarının büyüklüğüne bakmak yeterli. Palandöken'in verdiği rakamlara göre, bu yıl nisan sonu itibarıyla Türkiye'de trafiğe kayıtlı araç sayısı 32 milyona yaklaştı. Bu araçların yaklaşık 10 milyondan fazlasını ise, esnafın ve şirketlerin kullandığı ticari araçlar oluşturuyor.

Özellikle ulaşım sektöründe faaliyet gösteren taksi, kamyon, otobüs gibi ticari araçlar, ilk bir yıldan sonra her yıl, hususi araçlar ise iki yılda bir muayene yaptırmak zorunda. Bu durum, her yıl milyonlarca aracın muayene istasyonlarının yolunu tuttuğu, milyarlarca liralık devasa bir pazar yaratıyor. Palandöken, "Her yıl daha da yükselen araç muayenesi, hem ulaştırma sektöründeki esnafımızı, hem de araç muayenesi gelen tüm vatandaşları zorluyor" diyerek, bu zorunlu hizmetin maliyetinin, zaten zor durumda olan esnaf ve vatandaş için ne denli büyük bir yük olduğunu vurguladı. Bu kadar büyük bir pazarda, yasal olmayan bir şekilde alınan küçük komisyonların bile, toplamda ne kadar büyük bir haksız kazanç yarattığı da ortada.

Zamlar ve gecikme bedeli: vatandaşın sırtındaki yük ağırlaşıyor

Araç sahiplerinin karşılaştığı tek maliyet, kredi kartı komisyonu değil. Araç muayene ücretleri, her yıl "yeniden değerleme oranı"na göre artış gösteriyor ve bu artışlar, genellikle enflasyonun üzerinde seyrediyor. 2025 yılı için belirlenen ücretler de bu durumu teyit ediyor:

  • Otomobil, minibüs, kamyonet vb. araçlar için: 2.620,80 TL

  • Otobüs, kamyon, çekici ve tankerler için: 3.543,60 TL

  • Traktör, motosiklet ve motorlu bisikletler için: 1.334,40 TL

Bu yüksek ücretlere ek olarak, bir de "gecikme bedeli" uygulaması var. Muayenesini sadece bir gün bile geciktiren bir araç sahibi, muayene ücretinin yüzde 5'i oranında bir gecikme cezası ödemek zorunda kalıyor. Tüm bu maliyetlerin üzerine, bir de kredi kartı komisyonu eklenmesi, vatandaşın omuzlarındaki yükü daha da ağırlaştırıyor. Palandöken, "Araçlarını muayeneye getiren vatandaşlarımız ödemelerini kredi kartı ile yaptıklarında araç muayene ücretine göre komisyon kesilmesi adil değil" diyerek, bu durumu bir kez daha eleştirdi.

'Ödeme sırasında öğreniyorlar': şeffaflık eksikliği ve tüketici mağduriyeti

Uygulamadaki bir diğer sorun ise, şeffaflık eksikliği. Bendevi Palandöken, bu ek ücretin, muayene randevusu alınırken belirtilmediğini ve vatandaşın bu durumu tam ödeme yapacağı sırada, gişede öğrendiğini vurguladı. Bu, tüketiciyi hazırlıksız yakalayan ve onu nakit ödeme yapmaya zorlayan bir durum yaratıyor. Yanında yeterli nakit bulunmayan bir vatandaş, ya bu haksız komisyonu ödemek zorunda kalıyor ya da muayenesini yaptıramadan geri dönmek gibi bir mağduriyetle karşılaşıyor. Palandöken, "Vatandaşlarımızın yaşadığı bu mağduriyet giderilmeli" diyerek, bu konuda acil bir düzenleme yapılması gerektiğini belirtti.

TESK'ten net çağrı: 'alınan ücretler iade edilmeli, denetimler artırılmalı!'

TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, açıklamasının sonunda, yetkililere yönelik net ve somut çağrılarda bulundu. Palandöken, sadece bu uygulamanın sonlandırılmasını değil, aynı zamanda geçmişe dönük bir hak arayışını da dile getirdi. "Alınan ek ücretler geri iade edilmeli ve denetimler artırılmalı" diyen Palandöken, bu haksız kazancın yanına kar kalmaması gerektiğini vurguladı.

Bu çağrı, ilgili bakanlıkların (Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı) ve Rekabet Kurumu gibi denetleyici otoritelerin, konuyu acilen gündemlerine almaları ve gerekli incelemeleri başlatmaları için bir davet niteliği taşıyor. Araç muayenesi gibi tekel konumunda olan ve zorunlu bir kamu hizmeti sunan bir kuruluşun, bu tür uygulamalarla vatandaşı mağdur etmesinin önüne geçilmesi, sosyal hukuk devleti ilkesinin bir gereğidir. Milyonlarca araç sahibinin gözü kulağı, şimdi bu "komisyon isyanı"nın ardından yetkililerin atacağı adımlarda olacak. Bu haksız uygulamanın son bulup bulmayacağını ve vatandaşın yaşadığı mağduriyetin giderilip giderilmeyeceğini zaman gösterecek.

Kaynak: HABER MERKEZİ