Türkiye’de milyonlarca çalışanın gözü kulağı yeni asgari ücretteydi ancak yapılan zamlar, hayat pahalılığı karşısında şimdiden yetersiz kaldı. Birleşik Metal-İş Sendikası Sınıf Araştırmaları Merkezi (BİSAM), 2026 yılı asgari ücretinin alım gücünü masaya yatıran çarpıcı bir rapor yayımladı. TÜİK verileri ve piyasa gerçekleri üzerinden yapılan hesaplamalar, asgari ücretlinin içinde bulunduğu ekonomik darboğazı rakamlarla ortaya koydu. Rapora göre, eşi çalışmayan ve iki çocuklu dört kişilik bir asgari ücretli ailesinin, Şubat ayında eline geçecek olan 28 bin 75 TL’lik ücretle yaşam savaşı vermesi bekleniyor. Bu gelirle ailenin gıdaya ayırabileceği aylık tutar sadece 8 bin lira ile sınırlı kalırken, bu rakam günlük 267 liraya tekabül ediyor. Yani dört kişilik bir ailenin her bir ferdi için öğün başına düşen pay sadece 22 lira oluyor. Bu bütçeyle sağlıklı ve dengeli beslenmek matematiksel olarak imkansız hale geliyor.

Kira ödemek maaşın üçte birini yutuyor

Raporun en can alıcı noktalarından biri de barınma maliyetleri oldu. Endeksa verilerine göre Türkiye genelinde 80 metrekarelik mütevazı bir dairenin ortalama kirası Kasım 2025 itibarıyla 18 bin 400 lira seviyesine ulaştı. Ancak asgari ücretlinin bütçesinden kira için ayırabileceği "gerçek ve izafi kira" payı sadece 6 bin 873 lira olarak hesaplandı. Bu tablo, asgari ücretli ailelerin sağlıklı, güvenli ve depreme dayanıklı konutlarda yaşama şansının kalmadığını, aksine kentsel donatıların yetersiz olduğu, sağlıksız çevrelerde yaşamaya mahkum edildiğini gösteriyor. Konut, su, elektrik, gaz ve diğer yakıtlar dahil edildiğinde bile asgari ücretlinin barınma harcamalarına ayırabileceği toplam tutar 9 bin 329 lirada kalıyor ki bu rakam, ortalama kiranın yarısını bile karşılamaya yetmiyor.

Eğitim ve ulaşım lüks haline geldi

Araştırma, asgari ücretlinin sadece barınma ve beslenme değil, sosyal hayata katılım konusunda da büyük bir yoksunluk yaşadığını belgeliyor. Rapora göre, asgari ücretli bir ailenin çocuk başına eğitim harcamalarına ayırabildiği aylık tutar sadece 67 lira. Devlet okullarında dahi velilerden talep edilen katkı payları, kırtasiye masrafları ve servis ücretleri düşünüldüğünde, bu rakamla bir çocuğun eğitim ihtiyaçlarının karşılanması mucize olarak nitelendiriliyor. Ulaşım tarafında da tablo farklı değil. İstanbul’da bir mavi kart bedelinin 2 bin 748 lira olduğu bir ortamda, tüm aile fertleri için ulaşıma ayrılabilen toplam bütçe 2 bin 838 lira ile sınırlı kalıyor. Bu durum, ailenin iş ve okul dışında evden çıkamaması anlamına geliyor.

Kültür sanat hayal, sinema bileti imkansız

Temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanan asgari ücretli için kültürel aktiviteler ise tamamen ulaşılmaz bir lüks. BİSAM verilerine göre, asgari ücretlinin kültürel hizmetlere ayırabildiği aylık pay 10 lira, eğlenceye ayırabildiği pay 34 lira, gazete ve kitap için ise sadece 78 lira. Bu bütçeyle ne bir sinema biletinin alınması ne de bir tiyatro oyununa gidilmesi mümkün görünüyor. Asgari ücretli, sadece biyolojik varlığını sürdürmeye odaklanmış, sosyal ve kültürel hayattan tamamen koparılmış bir yaşam mücadelesi veriyor.

Altın kâr satışlarıyla geriledi: 29 Aralık 2025 güncel altın fiyatları
Altın kâr satışlarıyla geriledi: 29 Aralık 2025 güncel altın fiyatları
İçeriği Görüntüle

Sefalet ücreti değil insanca yaşam ücreti talebi

Raporun sonuç bölümünde, asgari ücretin belirlenirken sadece bir rakam pazarlığı olarak görülmemesi gerektiği vurgulandı. İşçilerin talebinin, ailesiyle birlikte kimseye muhtaç olmadan yaşayabileceği, sefaletin son bulduğu bir ücret düzeyi olduğu belirtildi. Ekonomik büyümeden ve verimlilik artışından pay almayan, açlık sınırının altında belirlenen bir asgari ücretin toplumsal vicdanı yaraladığına dikkat çekildi. BİSAM uzmanları, gelir dağılımındaki adaletsizliğin derinleştiğini ve asgari ücretli ailelerin en yoksul yüzde 20’lik gelir dilimine hapsolduğunu belirterek, ücretlerin temel gereksinimleri karşılayacak seviyeye çekilmesi çağrısında bulundu.

Kaynak: HABER MERKEZİ