Gazetelerde bir haber: “Sınır Ötesindeki Askerlere Bakacak Doktor Aranıyor!”

Bu haberin aslı, “…askeri doktor aranıyor” şeklinde olmalıydı.

Bu haber, ‘kontrollü’ FETÖ kalkışmasını bahane ederek GATA’nın (Gülhane Askeri Tıp Akademisi) kapatılmasına götürdü beni.

Askeri hekimlik ilk bozulmaya, 1980 yılında GATA’da bir “askeri” tıp fakültesi açılmasıyla başladı. 

O güne kadar, askeri hekim kaynağı, sivil tıp fakültelerinde “askeri öğrenci” olarak eğitim görenlerdi. Bunlar subay doktor olarak mezun olur, kıta hizmeti yaptıktan sonra uzmanlık eğitimi için GATA’ya gelirlerdi.

Tıp eğitiminin evrensel hekimlik ölçütlerinde ve sivil hocalar tarafından verilmesi önemlidir. Çünkü tıp öğrencisi tıbbi ve sosyal olaylar karşısında özgür, bağımsız, eleştirel ve sorgulayıcı bir hekimlik karakterini ancak böyle kazanır.

Sonrasında, GATA’daki bir yıllık staj ile uzmanlık eğitimi sırasında, daha önce edinilen sivil hekim ruhu üzerinehem askeri hekimliğin ayrıcalıkları (Harp cerrahisi, harp psikolojisi gibi), hem de; disiplin, olağanüstü koşullarda itaat, uyum ve dayanıklılık gibi sivil tıbbın vermediği özellikler eklenir(di).

Askeri hekimlik ikinci darbeyi 2001 yılında yedi. Bir yasa ile askerliğin ve tıbbın temel kurallarına bağlı olarak yetişen GATA hocaları klinik ve idari sorumluluktan uzaklaştırıldı. Yerlerine gelenler GATA’nın ve askeri hastanelerin yıkılmasının taşlarını döşediler.

VE ÖLDÜRÜCÜ ÜÇÜNCÜ DARBE

Askeri Tıbbiye, kurulduğundan beri sadece yurtsever hekimliğin değil aynı zamanda vatanı korumaya yönelik toplumsal olayların merkezi olmuştur. 

Özgür düşünme ve yurtseverliğin askeri kurallarla iç içe olduğu GATA, bu özellikleri nedeniyle her zaman Atatürk karşıtı düşünce ve eylemlerin hedefi olmuştur. Zaten bu nedenledir ki, ‘kontrollü’ FETÖ darbe girişiminden sonra ilk kapatılan kurum olmuştur.

Bugün, sınır ötesine gönderilecek doktor bulunamıyorsa bunun nedeni GATA ve Askeri Hastanelerin kapatılmasıdır.

GATA’ya yapılan darbenin en acı olan ‘gizli’ sonucu ise gelen şehit haberleridir. Eğer askeri hekimlik olsaydı terörist peşinde yaralanarak şehit olan yavrularımız belki şu anda yaşıyor olacaklardı.

GATA’yı ve askeri hastaneleri kapatarak ülkede askeri doktor bırakmayanlar, bu nedenle şehit olan askerlerimizin hesabını elbette vermeyeceklerdir.

Her şehit haberiyle canım yandığında, “Orada bir askeri doktor olsaydı, acaba bu yavrumuz kurtulur muydu?” diye sorarım kendime.

Acaba bu haberlere, GATA’yı kapatanların vicdanları hiç sızlıyor mudur?