Avrupa'daki istihdam piyasasını ve maliyetlerini 36 ülke özelinde analiz eden "Understanding Employment Costs in Europe 2025" raporu, Türkiye'nin uluslararası şirketler için neden bir cazibe merkezi olduğunu, ancak bu cazibenin bedelini kimin ödediğini net bir şekilde ortaya koydu. Küresel istihdam platformu Boundless tarafından yayımlanan rapora göre, Türkiye, düşük işveren maliyeti sayesinde şirketlere önemli bir avantaj sunarken, bu madalyonun diğer yüzünde ise maaşının neredeyse yarısını vergi ve kesintilere bırakan, alım gücü erimiş bir çalışan profili bulunuyor. Bu durum, "Türkiye işveren için bir fırsatlar ülkesi mi, yoksa çalışan için bir vergi cenderesi mi?" sorusunu gündeme getiriyor.

Avrupa’da çalışan maliyetleri: Türkiye işverene ucuz, çalışana zor - Resim : 2

Papara’dan açıklama: Paralar iade edilecek mi?
Papara’dan açıklama: Paralar iade edilecek mi?
İçeriği Görüntüle

İşveren için maliyet avantajı, çalışan için ağır fatura

Raporun en dikkat çekici bulgularından biri, aynı brüt maaşın işverene olan toplam maliyetinin ülkeler arasında ne kadar büyük farklar gösterebildiği. Örneğin, yıllık 60 bin Euro brüt maaş alan bir çalışanın Fransa'daki bir işverene toplam maliyeti 95 bin 303 Euro'ya ulaşarak zirveye yerleşirken, Türkiye'de bu rakam sadece 64 bin 853 Euro'da kalıyor. Bu da Türkiye'yi, Avrupa genelinde işverenler için en ucuz sekizinci ülke konumuna taşıyor. Bu tablo, yabancı yatırımcıların ve uluslararası şirketlerin Türkiye'de operasyon merkezi kurma iştahını artırırken, denklemin çalışan tarafında ise tam tersi bir manzara hakim. Düşük maliyetin sırrı, yükün büyük oranda çalışanın omuzlarına bindirilmesinde yatıyor.

Avrupa’da çalışan maliyetleri: Türkiye işverene ucuz, çalışana zor - Resim : 3

Brüt maaşlar eriyor: Ele geçen net gelir en düşükler arasında

İşveren için avantaj olan bu durum, çalışanlar için büyük bir dezavantaja dönüşüyor. Rapora göre, Türkiye'de yıllık 60 bin Euro brüt maaş kazanan bir çalışanın eline geçen yıllık net maaş, tüm kesintiler yapıldıktan sonra sadece 36 bin 63 Euro'ya düşüyor. Bu da brüt gelirin yaklaşık %40'ının vergi ve sosyal güvenlik primlerine gittiği anlamına geliyor. Bu oran, Türkiye'yi incelenen 36 ülke arasında en düşük net gelire sahip yedinci ülke yapıyor. Slovenya, %50'yi aşan kesinti oranıyla listenin en sonunda yer alırken, Bulgaristan ise en avantajlı ülke olarak öne çıkıyor. Örneğin, Türkiye'de orta düzey bir yazılımcının ortalama 26 bin 800 Euro'luk brüt maaşından eline kalan net tutar, 16 bin 146 Euro gibi dramatik bir seviyeye iniyor.

Düşük yaşam maliyeti teselli olmuyor

Türkiye'deki yetkililerin ve bazı ekonomistlerin sıkça dile getirdiği "düşük yaşam maliyeti" argümanı da raporun verileri ışığında anlamını yitiriyor. Türkiye, yıllık ortalama 12 bin 302 Euro'luk yaşam maliyeti ile Avrupa'nın en ucuz ülkelerinden biri olsa da, net maaşların düşüklüğü bu avantajı ortadan kaldırıyor. Yıllık 36 bin 63 Euro net gelir elde eden bir çalışanın, temel yaşam masraflarını karşıladıktan sonra geriye kalan parasıyla alım gücü, Avrupa'daki pek çok mevkidaşının gerisinde kalıyor. Bu durum, özellikle nitelikli ve eğitimli iş gücünün yurt dışına göç etme eğilimini de körükleyen en önemli faktörlerden biri olarak görülüyor.

Zengin daha 'ucuz': Sistem maaş arttıkça patronu koruyor

Raporun Türkiye'ye özgü ortaya koyduğu en çarpıcı ve tartışmalı bulgu ise, maaşlar yükseldikçe işverenin ödediği sosyal güvenlik primi oranının düşmesi. Türkiye'deki sistemde, yüksek maaş alan bir çalışanın işverene olan maliyet oranı, düşük maaşlı bir çalışana göre daha az. Raporda, üst gelir grubundaki çalışanlar için işveren katkı payının %7,5'ten %3,1'e kadar gerilediği belirtiliyor. Bu durum, şirketlerin üst düzey yönetici veya yüksek nitelikli uzman istihdam etmesini daha "ucuz" ve avantajlı hale getirirken, asgari ücret veya ona yakın seviyelerde çalışan milyonlarca kişinin işveren yükünün oransal olarak daha yüksek olmasına neden oluyor. Bu yapısal sorun, gelir adaletsizliğini derinleştiren ve sistemin patron lehine işlediği yönündeki eleştirileri haklı çıkaran bir nitelik taşıyor.

Kaynak: HABER MERKEZİ