103 yıl önce bugün bir ulus; baskı ve tahakkümlere canı pahasına direnmeye kararlıydı.

Emperyalist güçlerce İzmir’in işgalinin başladığı dakikalarda şahit olduğu manzarayı gururuna yediremeyen yurtseverler bir an tereddüt etmedi.

Bağımsızlık nefestir” diyen “Hukuk-u Beşer” gazetesinin sahibi Osman Nevres yani Hasan Tahsin aralarından sıyrıldı ve şehit edileceğinden emin olmasına rağmen bağımsızlık ateşini yaktı.

O yalnızca fikirleriyle, yazdıklarıyla değil, konuşmalarıyla, imza attığı bildirilerle, katıldığı toplantı ve eylemlerle o kara günlerde gerçek bir aydın olduğunu, halkın yanında yer aldığını göstermiş, ürken, korkan değil, inadına ve sonuna kadar özgürlük diyen bir gazeteciydi.

**

Gazeteci toplumun öncü güçlerinden biridir. Fikirleriyle, yazdıklarıyla, söyledikleriyle kamuoyu oluşmasına, gerçeklerin halkla buluşmasına aracılık edendir.

Hasan Tahsin, döneminin gerçekleri ve gereğiyle bunu bir adım öteye taşıdı.

Vatanı, ulusu için ilk kurşunu ateşleyerek direnişin simgeleşen öncülerinden biri oldu.

Sömürgeci ve emperyalist işgale başkaldırıyı başlatan bu kurşun, milli mücadeleye güç veren, kurtuluşa giden yolu aydınlatan, o büyük destanın yazılmasını sağlayan önemli adımlardan biridir. Çünkü gazeteci gerektiğinde bir toplumu bağımsızlık uğruna harekete geçiren insandır.

Biliyoruz ki bugün görevlerinin gereklerini yerine getirdiği için öldürülen, tehdit edilen, hapse atılan, cezalandırılan gazeteciler de Hasan Tahsin gibi onurlu, dik duruşlarıyla hatırlanıyorlar ve yıllar sonra da hatırlanacaklar.

Onlara bu zulmü yapanlar ise tarihin karanlık sayfalarında yerlerini alacaklar. Tıpkı geçmişte olduğu gibi.

**

Biliyoruz ki; inandığı değerler adına verdiği mücadeleden dolayı Hasan Tahsin’in milyonların yüreğindeki yeri bâki. Bundan 103 yıl önce bugün, bu saatlerde İzmir'den tutuşturduğu özgürlük mücadelesi meşalesi hep yanacak; karanlığa, zulme, baskıya karşı bu meşaleyi asla söndürmeyeceğiz...

Öncü olmak, gerçek gazetecilik yapmak her dönemde zor oldu. Hala zor.

Ancak bu zorluğa rağmen doğruları yazıp söylemekten, cumhuriyetin temel ilkelerini, hukukun üstünlüğünü savunmaktan, toplumun haber alma hakkı için her koşulda mesleklerinin gereklerini yerine getirmekten vazgeçmeyen, düşünce ve ifade özgürlüğüne inanan gazeteciler hep var oldu. Var olmaya da devam edecek.

Daima dik duracağız. Doğruları söylemekten zerre taviz vermeyeceğiz.

Gazeteciliğin onurlarından, direnişin sembollerinden biri olan Şehit Gazeteci Hasan Tahsin’i, bu yurdun kurtuluşu için mücadele etmiş başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere tüm değerlerimizi saygı ve özlemle anıyoruz.

***

Hasan Tahsin'in bağımsızlık mücadelesi göğsümüze taktığımız bir nişandır.

İzmir bu mirası, boynunu hiç eğmeden, hamasi nutuklarla değil dimdik duruşuyla taşıyacaktır.

Dün anıta çelenk koyarak kamusal görevimizi yerine getirdiğimiz Hasan Tahsin’i; bugün de Konak Meydanı’nda yurtseverler ve dostlarımızla kalabalıklarla anacağız.

O’nu tek gün değil, 365 gün yüreğimizle, canımızla, ruhumuzla her yerde yaşatacağız.

İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı olarak; aydınlık güzel kentimizin ve mesleğimizin kıvanç meşalesi Hasan Tahsin’i minnetle, saygıyla selamlıyorum.