Ankara'da, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde yapılan kritik Kabine Toplantısı'nın ardından, Türkiye'nin enerji politikalarının en tepesindeki isim olan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Ortadoğu'da her an bir patlamaya hazır bomba gibi duran İsrail-İran çatışmasının gölgesinde yapılan bu değerlendirmeler, hem Türkiye'nin enerji arz güvenliğine hem de vatandaşın cebini doğrudan ilgilendiren petrol fiyatlarının geleceğine dair kritik mesajlar içeriyordu. Bakan Bayraktar, her ne kadar Türkiye'nin doğalgaz arzında bir sıkıntı beklemediklerini belirtse de, küresel petrol piyasalarında yaşanan tırmanışın devam edebileceği uyarısında bulunarak, ekonomiyi zorlu bir dönemin beklediğinin altını çizdi.
Fiyatlar zaten yukarıda, daha da çıkabilir mi? 'çıkabilir'
Bakan Bayraktar'ın açıklamalarının en dikkat çekici ve en çok merak edilen bölümü, şüphesiz ki akaryakıt fiyatlarını ve dolayısıyla iğneden ipliğe her şeyin maliyetini etkileyen petrol fiyatlarının geleceğine ilişkindi. Bakan, İsrail-İran çatışmasının, küresel petrol arzına yönelik olumsuz bir durum yaratma potansiyeli taşıdığını ve bunun etkilerinin şimdiden fiyatlara yansımaya başladığını belirtti. "Dünyadaki arzla alakalı bir olumsuz durum yaratması söz konusu olabilir. Zaten fiyatlar hemen kendini gösterdi. Bir parça yukarı çıkıyor" diyen Bayraktar, bu yükselişin devam edip etmeyeceğine yönelik soruya ise net ve endişe verici bir yanıt verdi: "Daha da yukarı çıkabilir mi? Çıkabilir."
Bu ifade, hükümetin, küresel piyasalardaki riskleri yakından takip ettiğini ve olası bir fiyat şokuna karşı hazırlıklı olmaya çalıştığını gösteriyor. 60 dolar seviyelerinden kısa sürede 76 dolara kadar yükselen Brent petrol fiyatları, Türkiye gibi enerjide net ithalatçı olan bir ülke için, enflasyonla mücadele ve cari açığın kapatılması hedeflerini doğrudan tehdit ediyor. Bakan Bayraktar, her ne kadar "arz tarafında biz bir sorun görmüyoruz" diyerek, fiziki olarak petrol bulma konusunda bir sıkıntı beklemediklerini ifade etse de, fiyatların yükselmesinin kaçınılmaz bir makroekonomik baskı yaratacağını da gizlemedi.
Hürmüz boğazı riski ve türkiye'nin b planı
Peki, Türkiye'nin petrol tedarik zinciri bu çatışmadan nasıl etkilenir? Bakan Bayraktar, bu konuda önemli bir detayın altını çizdi. Türkiye'nin, ABD yaptırımları nedeniyle 2019 yılından bu yana komşusu İran'dan herhangi bir ham petrol alımı yapmadığını hatırlatan Bayraktar, asıl riskin başka bir coğrafyadan geldiğini belirtti. "Basra çıkışlı, Hürmüz Boğazı'nı geçerek Türkiye'ye gelen bir ham petrol tedariki var. Geçen seneki rakamlara göre yüzde 20 civarında" diyen Bayraktar, İran'ın kontrolünde olan bu stratejik boğazda yaşanacak herhangi bir gerilimin veya kapanma riskinin, Türkiye'nin toplam petrol ithalatının beşte birini doğrudan etkileyebileceğini ifade etti.
İran'ın, olası bir topyekûn savaş durumunda Hürmüz Boğazı'nı küresel ticarete kapatma tehdidi, tüm dünyanın en büyük endişelerinden biri. Bakan Bayraktar'ın, "Onu bir şekilde ikame etmemiz lazım" sözleri, hükümetin bu en kötü senaryoya karşı alternatif tedarik kanalları ve rotaları üzerinde çalıştığını gösteriyor. Bu noktada, son yıllarda keşfedilen ve Türkiye'nin enerji bağımsızlığı yolunda en büyük umudu olan Gabar petrolünün önemi bir kez daha ortaya çıkıyor. Bayraktar, Gabar'da devam eden üretimin, şu anda Türkiye'nin toplam ihtiyacının yaklaşık yüzde 8'ini karşıladığını aktardı. Bu oran, her ne kadar şimdilik mütevazı olsa da, yerli üretimin, bu tür dış şoklara karşı Türkiye'nin elini ne kadar güçlendirdiğinin de bir kanıtı.
Doğalgazda şimdilik sorun yok, ama…
Petrol fiyatlarındaki bu endişe verici tabloya karşın, Bakan Bayraktar, kış aylarında ısınma ve sanayi için hayati önem taşıyan doğalgaz konusunda ise daha iyimser bir mesaj verdi. Türkiye'nin, en önemli doğalgaz tedarikçilerinden biri olan komşusu İran ile olan gaz akışında, mevcut çatışma ortamına rağmen herhangi bir sorun yaşanmadığını belirtti. "İran'dan gaz alıyoruz, petrol almıyoruz. Gazda da sıkıntı görmüyoruz" diyen Bayraktar, bu konuda arz güvenliği endişesi taşımadıklarını ifade etti.
Ancak bu durumun, doğalgaz fiyatlarının artmayacağı anlamına gelmediğini de ekledi. Küresel enerji piyasaları, birbirine entegre bir yapıya sahiptir. Petrol fiyatlarında yaşanan sert bir yükseliş, genellikle bir süre sonra, fiyat formülleri petrole endeksli olan uzun dönemli doğalgaz kontratlarına da yansır. Bakan Bayraktar da bu gerçeğe işaret ederek, "60 dolarlardaki petrol 76 dolara kadar yükseldi. Benzer şekilde doğalgaza yansıması olur. Doğalgaz fiyatı da yukarı gidebilir" uyarısında bulundu. Bu, önümüzdeki dönemde, konutlarda ve sanayide kullanılan doğalgaz faturalarında da yeni fiyat ayarlamalarının gündeme gelebileceği anlamına geliyor.
Enflasyonla mücadelede enerji maliyeti baskısı
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar'ın bu açıklamaları, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in liderliğinde yürütülen dezenflasyon programının önündeki en büyük risklerden birinin, dış kaynaklı enerji şokları olduğunu bir kez daha teyit etti. Yüksek faiz ve sıkı para politikasıyla iç talebi soğutarak enflasyonu kontrol altına almaya çalışan ekonomi yönetimi, kontrolü dışındaki küresel enerji fiyatlarındaki bir artışla, mücadelesinde zorlu bir engelle karşılaşabilir.
Bakan Bayraktar'ın da belirttiği gibi, "Burada bize en önemli etki, makro anlamda ithalat kalemindeki artış ile olur." Petrol ve doğalgaz fiyatlarındaki her artış, Türkiye'nin enerji ithalatı faturasını kabartarak, ülkenin en kronik sorunlarından biri olan cari açığı büyütüyor. Artan cari açık, döviz kurları üzerinde bir baskı yaratarak, enflasyonist bir sarmalı tetikleme potansiyeli taşıyor. Ayrıca, artan akaryakıt ve doğalgaz fiyatları, ulaşımdan üretime, tarımdan hizmetlere kadar her sektörde maliyetleri artırarak, enflasyonun genele yayılmasına neden oluyor.
Hükümet, bir yandan Gabar gibi yerli kaynakları devreye sokarak, diğer yandan da nükleer enerji ve yenilenebilir enerji yatırımlarını hızlandırarak, Türkiye'nin enerjideki dışa bağımlılığını azaltmaya çalışıyor. Ancak bu uzun vadeli stratejilerin sonuç vermesi zaman alacak. Kısa vadede ise, Türkiye ekonomisinin kaderi, biraz da Ortadoğu'daki gerilimin seyrine ve uluslararası petrol piyasalarındaki dalgalanmalara bağlı olacak gibi görünüyor. Bakan Bayraktar'ın "fiyatlar daha da yukarı çıkabilir" uyarısı, bu zorlu gerçeğin en yetkili ağızdan bir itirafı niteliğinde.